Berfin Bitirim-Muhabir

Kansas Üniversitesi'nden bir astronomun liderliğindeki bir araştırma ekibi, Transiting Exoplanet Survey Satellite (TESS) ve W.M. Keck Gözlemevi'nden elde edilen verileri kullanarak 15 yeni ötegezegen (güneş sistemi dışındaki gezegenler) keşfetti ve 126 diğer ötegezegenin kütlesini belirledi. Bu bulgular, astronomların ötegezegenlerin ve yıldız sistemlerinin genel yapısı hakkında yeni anlayışlar geliştirmelerine yardımcı oldu.

Araştırma, TESS-Keck Araştırması kapsamında yürütüldü ve The Astrophysical Journal Supplement'da yayımlandı. Çalışma, şiddetli ve olağanüstü ortamlara sahip olan ve bazıları yaşamı destekleme potansiyeline sahip olan ötegezegenleri katalogladı.

ÇALIŞMALAR DEVAM EDİYOR

Kansas Üniversitesi'nde fizik ve astronomi doktorası öğrencisi ve araştırmanın baş yazarı olan Alex Polanski, "TESS ve Keck tesisleri, ötegezegenleri incelemek için sinerjik olarak çalışıyor," dedi. KU ExoLab'da çalışan Polanski, TESS'in yörüngede dönerek ötegezegenleri transit yöntemiyle taradığını belirtti.

Transit yöntemi, bir gezegenin ev sahibi yıldızının önünden geçerken yıldızın ışığında hafif bir azalmaya neden olması prensibine dayanıyor. Bu transit olaylarını tespit ederek araştırmacılar, gezegenin yörünge dönemini ve boyutunu belirleyebiliyorlar.

ÇİZGİLERİN KAYMASINI ÖLÇÜYOR

Ancak Polanski, transit verilerinin gezegenin kütlesi hakkında bilgi sağlamadığını, bunun gezegenin bileşimini anlamak için kritik olduğunu söyledi. Kütleyi belirlemek için araştırmacılar, Keck Gözlemevi'nde "radial velocity" adlı bir teknik kullandılar. Bu yöntem, gezegenin ev sahibi yıldızının spektrumunu gözlemleyerek yıldızın hafif bir gravitationel çekim nedeniyle sallanmasını ve Doppler etkisi nedeniyle spektral çizgilerinin kaymasını ölçüyor. Bu kaymanın miktarı gezegenin kütlesiyle ilişkilidir; daha büyük gezegenler daha büyük kaymalara neden olur.

KU ExoLab'ı yöneten ve yeni makalenin ortak yazarı olan fizik ve astronomi doçenti Ian Crossfield, "TESS-Keck Araştırması, TESS'in keşfettiği yeni gezegenlerin fiziksel doğası ve sistem mimarileri hakkında en büyük katkıyı temsil ediyor," dedi.

SIRA DIŞI GEZEGENLER KEŞFEDİLDİ

Dünya genelinde birçok kurumdan astronomların katıldığı ekip, TESS gezegen verilerini alarak 9.204 radial velocity ölçümünü analiz etti. Bu ölçümlerin 4.943'ü, Keck Gözlemevi'nin High-Resolution Echelle Spectrometer (HIRES) adlı gezegen avlama aracı kullanılarak 301 gözlem gecesinde kaydedildi.

Bu bilgilerle birlikte gezegenlerin yarıçapları kullanılarak bilim insanları, gezegenlerin yoğunluklarını ve olası bileşimlerini tahmin edebiliyorlar. Polanski, "Bu makale, türünün bugüne kadarki en büyük örneği. Son benzer çalışmada 27 ötegezegen vardı, bu çalışmada ise 126 gezegen bulunuyor," dedi.

Ekip, iki gezegenin — TOI-1824 b ve TOI-1798 c — öyle sıra dışı olduğunu belirtti ki, bunlar gezegen çeşitliliği ve evrimi hakkındaki anlayışımızı derinleştirebilir:

GEZEGENİ GARİP BULDULAR

Kataloğun en yoğun sub-Neptün gezegenlerinden biri olan TOI-1824 b, boyutuna göre inanılmaz bir kütleye sahip. Kaliforniya Üniversitesi-Santa Cruz'dan doktora öğrencisi ve ortak yazar Joseph Murphy, "TOI-1824 b, Dünya'nın yaklaşık 19 katı kütleye sahip ama sadece 2.6 katı boyutunda, bu gezegen bir gariplik," dedi.

Derin suların keşfedilmemiş sırları! "Uçan spagetti canavarı" ve 20 tür bulundu... Derin suların keşfedilmemiş sırları! "Uçan spagetti canavarı" ve 20 tür bulundu...

NADİR BİR SÜPER DÜNYA

TOI-1798, iki gezegene sahip bir K-tipi yıldızdır: yaklaşık sekiz günlük yörüngeye sahip bir sub-Neptün olan TOI-1798 b ve ev sahibi yıldızına o kadar yakın olan TOI-1798 c, ki bu gezegen yıldızının etrafında 12 saatten kısa bir sürede bir tur atar. Bu, ultra kısa dönem (USP) yörüngesine sahip olduğu düşünülen birkaç yıldız sisteminden biridir.

Crossfield, "Bugün bildiğimiz gezegenlerin çoğu, Merkür'ün Güneş etrafındaki yörüngesinden daha hızlı dönerken, USP'ler bunu aşırılığa taşıyor. TOI-1798 c, yıldızına o kadar yakın ki, bu gezegende bir yıl Dünya'da yarım günden az sürüyor. Bu aşırı ortamda var olmak, bu gezegenin başlangıçta oluşan atmosferini kaybetmiş olabileceği anlamına geliyor," dedi.

"GÜNEŞ SİSTEMİMİZ DÜŞÜNDÜĞÜMÜZDEN DAHA BENZERSİZ OLABİLİR"

Polanski, ötegezegenler ve yıldız sistemleri hakkındaki daha iyi bir bilgiye sahip olmanın, kendi güneş sistemimizi daha iyi anlamamızı sağlayacağını belirtti. "Astronomi, birkaç 'büyük indirgeme' aşamasından geçti. Eskiden Dünya'nın evrenin merkezi olduğunu düşünüyorduk. Daha sonra bunun güneş sisteminin bile merkezi olmadığını öğrendik. Buradan, Dünya'nın galaksideki birçok gezegenden sadece biri olduğunu ve galaksinin milyarlarca galaksiden biri olduğunu keşfettik. Ancak güneş sistemimiz, düşündüğümüzden daha benzersiz olabilir," dedi.

Kaynak: aslinda.com