GÜNDEM

42 kişiye mezar olmuştu: Depremde yıkılan binayla ilgili yeni rapor

6 Şubat 2023'te meydana gelen depremler 11 ilde büyük yıkıma neden oldu. Aradan geçen zamana rağmen Türkiye, depremde yaşamını yitirenlerin yasını tutarken cinayete varan ihmaller hakkında davalar sürüyor.

Kahramanmaraş'ta, 6 Şubat 2023'teki depremlerde 42 kişinin hayatını kaybettiği, 17 kişinin yaralandığı Bad-ı Saba Konutları A Blok'un yıkılmasına ilişkin yeni bilirkişi raporu hazırlandı. Raporda binanın yıkılmasına neden olan ihmaller hakkında dikkat çeken detaylar yer aldı. 

1. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen dava kapsamında Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) öğretim üyelerinden oluşan 7 kişilik bilirkişi heyetince 31 Temmuz 2023'te rapor hazırlandı.

"Proje yapım ve iş bitimi aşamalarında tarafımıza ulaşan bilgiler doğrultusunda herhangi bir sorumlu kişi bulunmamaktadır." ifadesinin yer aldığı raporda, KTÜ öğretim üyelerince 31 Temmuz 2023 tarihinde hazırlanan bilirkişi raporunda, soruşturma dosyası üzerinde yapılan incelemenin değerlendirildiği ve elde edilen bulgular neticesinde, söz konusu binada projelendirme, yapım ve iş bitimi aşamalarında 2007 Deprem Bölgelerinde Yapılacak Binalar Hakkında Yönetmelik ve İmar Kanunu esaslarına uyulduğunun görüldüğü aktarıldı.

1. Ağır Ceza Mahkemesinde 24 Nisan'da görülen duruşmada bina yapımında mevzuata uyulup uyulmadığı ve dosyada olası diğer şüpheliler ile sanıkların kusur durumunun belirlenmesine yönelik ek rapor talep edildi.

İKİNCİ RAPOR SORUŞTURMA DOSYASINDA 

Talep edilen ve Konya Teknik Üniversitesi (KTÜN) öğretim üyelerinden oluşan 6 kişilik bilirkişi heyetince 8 Haziran 2024'de hazırlanan 54 sayfalık ek rapor, soruşturma dosyasına eklendi.

Donatı özelliklerinin ilgili yıl geçerli olan yönetmeliklere büyük ölçüde uygun olduğu, ayrıca karotlardan elde edilen beton basınç dayanımının yönetmelik koşullarına göre yeterli olduğunun tespit edildiği belirtilen raporda, "Deprem sırasında yapının göçmesine, binanın projelendirilmesi aşamasında yapısal performansı etkileyen kusurların bulunmasının (özellikle zemin etütleri kapsamında), tarafımıza gönderilen bazı enkaz görüntülerindeki donatı detayları açısından inşası sırasında yeterli mühendislik hizmeti alamamış olmasının ve genellikle yamaç molozu şeklinde nitelendirilebilecek zemin profili üzerinde gerekli zemin iyileştirme çalışmaları yapılmadan yapının inşa edilmesinin neden olabileceği düşünülmektedir." ifadeleri kullanıldı.

Raporda, deprem nedeniyle yıkılan binanın statik proje müellifi tali/asli kusurlu, yapı denetim firması, yapı sorumlu müteahhit ve jeoloji mühendisi ise asli kusurlu bulunurken, jeofizik mühendisi, belediye proje kontrol birimi ve taşıyıcı sistemden sorumlu şantiye şefinin de tali kusurlu olduğu değerlendirildi.

İlgili alanda sondaj derinliğinin yetersiz olması, zemin etüdüyle ilgili çalışmaların içeriklerinin yetersiz olması ve tereddütlü durumlar ihtiva etmesi, dosya içinde yer alan görgü tanığı ifadeleri ve komşu parsellerdeki zemin etüt verilerinin değerlendirilmesi ile A Blok altında en az 2, kıyaslamalar amacıyla B Blok ve C Blok altlarında da birer tane olmak üzere en az 35 metre derinlikli sondajların yapılması önerilen raporda, jeofizik etüd kapsamında sonuçlarından tereddüt edilen kayma dalgası hızının belirlenmesi amacıyla 3 sismik kırılma deneylerinin yapılması, söz konusu deneylerin mahkemenin belirleyeceği uzman kişilerce gözetim altında yaptırılması ve yer altı suyu seviyesinin değişime uğramaması için sondajların en erken zamanda mümkünse hemen yaptırılması akabinde elde edilecek sonuçlara göre kusur durumunun özellikle geoteknik alanında uzman inşaat mühendislerinin oluşturduğu bilirkişi heyetince tekrar değerlendirilmesi gerektiğine işaret edildi.