Gökhan Erek / Özel Haber

İsrail ve Netenyahu Yönetimi, Gazze ve Filistin’de yaptığı soykırım ve insan katliamları ile “21.Yüzyıl’ın Hitler”i olarak tarihin kirli sayfalarında yerini aldı. Netenyahu Yönetimi, soykırımdan da beter insanlık katliamını, hür dünyanın tüm karşı çıkan dirençlerine karşı soykırım fiilini gerçekleştiren Hitler’den farklı olarak, bu katliamları, hürriyetçi, demokrat, insancıl olarak bilinen güçlü Batılı ülkelerin mutlak desteği altında gerçekleştiriyor.

SENATO’DA BEKLETİLİYOR

ABD Temsilciler Meclisi’nde, geçtiğimiz günlerde yapılan oylamaya göre “Yahudi Karşıtlığı Farkındalık Yasası” 320’ye karşı 91 oyla kabul edildi. Öneri, Senato’da görüşülmeyi bekliyor. Öte yandan Senato’nun kanun önerisini ne zaman gündeme getirmeyi planladığı ise henüz belli değil.

Kırıkkale Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Adnan Küçük de Antisemitizm Farkındalık Kanunu’nun İsrail’e sağlayacağı kolaylıkları Aslında’ya değerlendirdi.

                                                 Dr. Adnan Küçük

SALDIRILAR KESİNTİSİZ DEVAM EDİYOR

İsrail terör devletinin Gazze Şeridi’ne yönelik başlattığı karadan, havadan, denizden saldırıların, aralıksız 265 gündür devam ettiğini hatırlatan Dr. Küçük, “İsrail terör unsurlarının Filistin’de katlettikleri masum insanların sayısı 37.626 oldu. Bunların 15.694’ü çocuk, 10.279’u ise kadın.” şeklinde konuştu.

“SİLAHLILARIN ORANI YÜZDE 10’U GEÇMEZ”

Gazze Şeridi’nde katledilen erkeklerin çok büyük ekseriyetinin silahsız, masum kişiler olduğunu vurgulayan Dr. Küçük, şunları kaydetti, “Katledilen silahlı insanlar, yüzde 10 bile değil. Katledilenlerin yüzde 90’ndan fazlası, masum, korumasız, silahsız insanlar. Kundakta ve küvezde yatan bebekler, silahsız, çaresiz, korumasız masum kadınlar, yürümekten aciz yaşlılar... Okullar, mabedler, meskenler, kısaca hemen her yer, bombalamalara, silahlı saldırılara maruz kalıyor.”

Anne-babalar için de uyum süreci başladı! Okul önünde beklemek doğru mu? Anne-babalar için de uyum süreci başladı! Okul önünde beklemek doğru mu?

“FOSFOR BOMBALARI KULLANMAYA BAŞLANDI”

Dr. Küçük, milyonlarca Filistinlinin İsrail tarafından açlık, susuzluk ve sefalete mahkûm edildiğini hatırlatarak, “Yüz binlerce insanın tedavi olabileceği hiçbir sağlık kuruluşu bırakılmadı. Tüm hastalar ve yaralılar ölüme terkedilmiş durumda. İsrail, şimdi savaşta bile kullanılması yasak olan fosfor bombası kullanmaya başladı. Filistin’de soykırımdan öte, insanlık katliamı yaşanıyor. İsrail’in soykırım suçu işlediği bizzat Uluslararası Adalet Divanı (UAD) tarafından da belirlendi. İsrail’in, bu soykırım suçları, başta Amerika olmak üzere bütün Batılı devletler ve kuruluşlar tarafından mutlak ve istisnasız olarak destekleniyor.” diye konuştu.

ANTİSEMİTİZM FARKINDALIK KANUNU NE İŞE YARAYACAK?

Amerika’da Antisemitizm Farkındalık Kanunu çıkarılması için çalışmalar yapıldığını hatırlatan Dr. Küçük, “Bu kanunla İsrail’i bütün bu katliamlarından dolayı eleştirmek, ‘soykırım yaptı’ demek, Netenyahu ve hükümetini Hitler’e benzetmek, İsrail’in yaptığı katliamları Hitler’in yaptıkları ile kıyaslamak, kınamak, lanetlemek, meşru yollar ile protesto etmek suç haline getiriliyor. Ayrıca, yasaklamalar kapsamında, İsrail Devleti’nin varlığının ‘ırkçı bir teşebbüs’ olduğunu iddia etmek, İncil’de sarih olarak belirtilen Yahudilerin Hz. İsa’yı çarmıha gererek öldürdüğünü veya Yahudilerin matza (mayasız ekmek) pişirmek için kurbanlarının (Hristiyan) kanını kullandıklarını söylemek; Yahudilerin veya İsrail’in, Holokost’u (Yahudi Soykırımı) abarttığını söylemek de suç sayılacak.” ifadelerini kullandı.

“SUÇUN KAPSAMI BELLİ DEĞİL”

Dr. Küçük, suçun oluşması için, Yahudilere yönelik nefret olarak ifade edilebilecek belirli bir Yahudi algısının oluşmasının yeterli görülmesinden dolayı, algının ne zaman oluşacağının, tamamen belirsiz ve keyfiliklere müsait olduğunu belirterek, sözlerini şu şekilde sürdürdü, “Bu sebepledir ki, hemen hemen her türlü İsrail eleştirisinin bu kanun kapsamına girdirilmesi mümkün ve muhtemel hale gelecektir.”

ABD’DE BİLİM HÜRRİYETİ CİDDİ TEHDİT ALTINDA

Amerika’da binlerce özel üniversitenin, devletin sağladığı kamusal finansman destekleri ve çeşitli işadamlarının sağladıkları yardım fonları ile faaliyetlerini yürüttüklerini hatırlatan Dr. Küçük, “Bu fonların devam etmemesi halinde, bu üniversitelerin birçoğu kapanmak ya da faaliyetlerini güçlükle sürdürmek zorunda kalacak. Çıkarılacak kanunda öngörülen suçları işlediği iddia edilen üniversiteler ise bu fonlardan mahrum kalma yaptırım ile karşı karşıya kalacak. Kısacası, bu kanunla, üniversitelere ‘Ya Antisemitizm Farkındalık Kanunu tasarısında belirtilen suçların öğrenciler ve öğretim üyeleri tarafından işlenmesine izin vermezsiniz, bu fiilleri işleyenlere yaptırım uygularsınız, ya da bunları yapmadığınız takdirde, her türlü fonlardan mahrum kalırsınız.’ deniyor. Böylece Gazze’de yaşanan katliamları lanetleyen protesto eylemleri önlenecek, şiddet içermeyen protestolara göz yumulduğu takdirde de üniversiteler fonlardan mahrum kalacak ve bir müddet sonra da kapanmaları sağlanacak.” ifadelerini kullandı.

KANUN YOLUYLA SİYONİST KISKAÇ

ABD’nin kanun yoluyla, tüm üniversiteleri, tamamen siyonist kıskaç altına almakta olduğunu belirten, Dr. Küçük, sözlerini şu şekilde sonlandırdı, “Amerikan anayasasının ek birinci değişikliğinde öngörülen ifade hürriyeti ve bilim hürriyeti yok edilmektedir. Kısacası Amerika, İsrail’in “siyonist soykırımcı politikaları’nı Antisemitizm Farkındalık Kanunu yoluyla mutlak koruma altına alıyor. Bu sebeple Amerika ‘insan hakları şampiyonu değil, olsa olsa ‘İsrail’in siyonist soykırımlarını koruma şampiyonu’ olabilir.”

Kaynak: aslında.com