DÜNYA

Affını isteyen yok!

Kimyasal silah ve korkunç bombardımanla öldüremediği vatandaşlarını af kararnamesi ile ülkeye çekmek isteyen Beşşar Esed, yeni bir af çıkardı. SMDK Koordinatörü Bakkora, affa inanıp Suriye’ye dönenlerin ne olacağına istihbarat servisinin karar verdiğini belirterek işkence ve kaybolmalara işaret etti.

Furkan Erten

İç savaşın başladığı 2011 yılından bugüne dek kendi vatandaşını katleden, ülkesini yabancı terör örgütlerinin oyun sahası haline getiren Beşşar Esed, af kararnameleri ile hem zulmünü genişletmek hem de kamuoyunu manipüle etmek istiyor. Esed rejiminin 22 Eylül’de çıkardığı kısmi af, Türkiye’de belli kesimler tarafından Suriyelilerin geri dönüşüne yeşil ışık yakan genel bir af olarak yansıtıldı. Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) Mülteci İşleri Komitesi Koordinatörü Ahmed Bakkora, Aslında’ya af kararnamesi sürecinde yaşananları anlattı. 

KAMUOYUNU MANİPÜLE ETME ÇABASI

Suriye devriminin başladığı 2011 yılından bu yana Esed rejiminin birçok kez af kararnamesi çıkardığını belirten Bakkora, “Son olarak 22 Eylül 2024 tarihinde çıkarılan 27 numaralı af kararnamesi de bu sürecin bir parçası olarak lanse ediliyor. Rejim, bu tür afları iyi niyet göstergesi olarak sunarken, gerçekler ise bu kararnamelerin ne tutuklular ne de mülteciler için bir değer taşımadığını, daha çok uluslararası toplum ve kamuoyunu manipüle etmek için kullanıldığını gösteriyor.” dedi.

YETKİ İSTİHBARAT SERVİSLERİNDE

Bakkora, “Öncelikle, bu kararname, rejimin ‘siyasi muhalifler’ veya ‘ordudan ayrılanlar’ olarak gördüğü grupları hariç tutuyor; bu da çoğu siyasi tutuklu ve barışçıl eylemcinin bundan faydalanmadığı anlamına geliyor. Rejim, herhangi bir bağımsız yargı denetimi olmaksızın, kimin af kapsamına alınıp kimin alınmayacağına güvenlik güçlerinin karar vermesi için kapıyı açık bırakıyor. Gözaltına alınan kişilerin kaderini belirlemede ana aktör olan istihbarat servislerinin, ciddi insan hakları ihlalleri yapma konusunda uzun bir geçmişi var. Bu kararnameye göre, geri dönen veya tutuklu bulunanlar hakkında karar verme yetkisi bu istihbarat servislerinde.” ifadelerini kullandı. 

RUSYA VE İRAN DESTEKLİ ŞİDDET

Rejimin krize siyasi bir çözüm istemediğini, yalnızca baskı ve şiddet diline başvurduğunu belirten Bakkora, “Bu şiddet politikası, tamamen Rusya ve İran gibi müttefiklerinin desteğiyle sürdürülüyor ve rejim bu politikasından ödün vermeden halkın çektiği acıları daha da derinleştiriyor. Rejimin ilan ettiği bu af kararnamesi, gerçekte sadece bir propaganda aracıdır. Eğer bu afların gerçek bir değeri olsaydı, on yılı aşkın süredir zorla kaybedilen ve rejimin zindanlarında kaybolan on binlerce tutuklu bugün ailelerinin yanında olurdu.” diyerek af vaatlerine inanan Suriyelilerin tutuklandığını veya kaybolduğunu söyledi.