Yaşadığımız hayat içerisinde gençliğinin en önemli problemi ahlâkî çöküntüdür. Genel anlamda, ahlâkî bozulmaların temelinde dünyevîleşme olgusu son derece önemlidir. Dünyevîleşme, kendini dünyanın çekiciliğine kaptırma, ona esir haline gelme anlamına gelir. Günümüz insanının geçimden, zevk ve eğlenceden başka bir endişesi yoktur. Dünyaya aşırı düşkünlük gün geçtikçe artmakta, insan zevk peşinde koşmaya başlamakta ve sadece tatmin arayışına girmektedir. Dolayısıyla günümüz insanı, nefsini tatmin için her türlü yola başvurmaktadır.
Gençler, dinî duyarlılık kazanmamış iseler, ahlâkî konularda sorunları olur. İçki, kumar, uyuşturucu fuhuş, hırsızlık, kapkaç gibi kötü alışkanlıklar edinebilirler. Tolstoy şöyle diyor: Ahlâk kurallarını çiğnemeyin. Zira öcünü çabuk alır. Ahlâk bir defa bozulmaya yüz tuttumu toplumda bir çatışma ve şiddet zuhur eder ve huzur, güven kalmaz. Dinî etkinin zayıflaması, ahlâkî çöküntüye ve çeşitli sorunlara sebep olmaktadır. Dinî değerlerimize uygun davranışlar sergileyemeyen kimseler için; her arzu ve tutku, her türlü ideoloji, lik, moda, gösteriş, aşırı tüketim, eğlence, alkol, uyuşturucu ya da bir takım sapık inanç (Ateizm, deizm ve nihilizm gibi din karşıtı akımlar) ve düşünceler gençlerimizin hayatını bütünüyle kuşatmaktadır.
Ne yazık ki bugün, nefislerin şımartıldığı, iştahların kabartıldığı, şehvetlerin kamçılandığı, doyumsuzluğun arttığı, hızın ve hazzın olabildiğince yaygınlaştığı bir zaman diliminde yaşıyoruz. Bunun içindir ki, çocuklarımızı, gençlerimizi, gelecek nesillerimizi hatta tüm insanlığı tehdit eden zararlı alışkanlıklar ve madde bağımlılıkları maalesef gün geçtikçe yaygınlaşıyor. Taklit, özenti, arkadaş, çevre, merak, kişilik ve irade zafiyeti gibi sebeplerle nesiller, bu kötülüklere kolayca müptela olabiliyorlar. Tutku ve bağımlılıklar saymakla bitmez. Sigara, alkol, uyuşturucu, kumar ve teknoloji bağımlılığı, bugün, insanlığı kuşatan belli başlı zararlı alışkanlıklar arasındadır.
İslâm dinî, nefsin ve neslin korunmasını aile ile onu da evlilik kurumuyla temin etmektedir. Dinimizde gayr-i meşru ve nikâhsız beraberlikler çirkin görülüp yasaklanmış, evlilik teşvik edilmiştir. Evlilik dışı ilşki kesin olarak yasaktır. İslâm’ın yasak ettiği haramlardan olan zinâ, büyük günahlardan biridir. Rabbimiz Allah zinâya yaklaşılmamasını emrediyor: “Zinâya yaklaşmayın, çünkü o bir hayâsızlıktır ve çok kötü bir yoldur.” (İsrâ, 17/32)
Zinânın fert, aile ve toplum için zararları çoktur. İslâm’ın hiç tasvip etmediği bir davranış biçimidir. İslâm’da neslin korunması için zinâ haram olduğu gibi, haram kılınan bir eylem de homoseksüellik, lezbiyenliktir. Haram olan erkek veya kadının kendi cinsinden birisi ile ilişi kurması (homoseksüellik, lezbiyenlik vb.) bir sapıklıktır ve yasaktır. Yaratılış gayesine, fıtrî ve tabii temayüllere aykırıdır. Ahlâkî çöküntünün ve çürümüşlüğün bir tezahürüdür. Gençler iffetlerini korumaları için, uyarı içeren Tv programı, sinema filmi, internet gezintileri, gazete, dergi, resim ve benzeri şeylerden uzak durmalıdır. Çünkü likle imtihan, imtihanların en çetinidir. Bu açıdan dikkat etmeli, duyguyu tahrik eden ortamlardan kaçınılmalıdır.