Ailede Çocuğun Yaşına Göre, Din Eğitimi Verilmesi (2)

Bu yaşta çocuklara dinî hikâyeler okumak ve dinletmek, Kur’ân-ı Kerim ve güzel sözler dinlemesini sağlamak yaşına uygun bir uygulama olacaktır. Bu yaşta “lâ ilâhe illâllah” yani kelime-i tevhidi çocuklara ezberletebiliriz.4 Çünkü Hz. Peygamber (s.a.v.): “Çocuklarınıza ilk öğreteceğiniz kelime ‘Lâ ilâhe illâllah’ olsun”  buyurmuştur. 5  Çocuğa, İslâm’ın tevhid inancını; “kelime-i tevhid” ve “kelime-i şehâdet”i öğretmenin yanında, iman edilmesi gereken konuları belirleyen “Âmentü”yü  ve islâm’ın şartlarını  ezberletme  müslümanlar arasında yerleşmiş güzel bir örnektir. Çocuk konuşmaya başladığı andan itibaren Allah ve Hz Peygamber’in ismi öğretilmeli, Allah ve Peygamber sevgisi de verilmelidir. Daha sonraki yıllarda dinin inanç, ibadet ve ahlâk boyutu çocuğu sıkmadan, onun yaşına, psikolojisine uygun bir şekilde anlatılmalı ve öğretilmelidir.

a) İlk Çocukluk Dönemi 2-6

“Okul öncesi dönem” olarak da adlandırılabilecek 2-6 yaşları arasındaki devrede çocuğun psikolojik yapısı dikkate alınarak ona verilecek din eğitiminde daha ziyade çocuğun duygularına ve gönlüne hitap edilmeli, el becerileri ve oyun faaliyetlerine dinî unsurlar katılmalıdır.6 İşte, ilk çocukluk döneminde çocuğa verilecek oyuncaklarda dinî yaşantıyı temsil edecek, hatırlatacak ve bazı kavramları sembolize edebilecek özellikler bulunmasına dikkat edilmelidir. Sözgelimi, ona hediye edilecek namaz örtüsü, tesbih ve takke gibi eşyalar, içinde cami resimleri bulunan boyama kitapları vs. bir taraftan da dinî dünyaya adım atmasını sağlayacaktır. Duâ, okul öncesi çocuğun eğitiminde önemli bir yer tutar. Çocuklara çok yavaş olarak küçük dualar, şükür cümleleri ve ilâhiler öğretilmelidir. Ezberletilen bu duâlar, onların Allah’a yaklaşmalarını sağlayacaktır.

b) Son Çocukluk Dönemi 7-12

Bu dönemde dinî eğitimle ilgili en ciddî uyarı Hz. Peygamber Efendimizden gelmektedir. Hz. Peygamber (s.a.v.): “Çocuklarınız yedi yaşına geldiğinde, onlara namaz kılmayı öğretiniz”7 demektedir. Hz. Peygamber bu hadisinde, yedi yaşının öğrenme dönemi olduğunu, çocuğun artık dinî ibadetleri bilmesi ve yapması gerektiğini ifade etmektedir. O halde yedi yaşından itibaren namaz gibi İslâm dininin en önemli ibadetinin nasıl yapılacağı, sureleri, duaları ve kılınış şekliyle çocuklara öğretilmeli ve çocuktan bu ibadeti yerine getirmesi beklenmeli ve istenmelidir. Ancak burada önemli olan bir husus unutulmamalıdır. Son çocukluk devresinde de olsa çocuk yine “çocuk”tur. Çocuksu duyguların etkisi davranışlarına yansıyabilir. O nedenle çocuklara gerek ibadetlerle ilgili bilgilerin öğretimi, gerekse ibadetlerin yerine getirilmesi konusunda, İslâm’ın temel prensiplerini teşkil eden müsamaha, hoşgörü, sabır, sevgi ve şefkatle davranmalıdır. Böylece, çocuğun kalbi kazanılmalı, duygularına hitap edilmelidir. Zaman zaman teşvik ve takdir edilmeli, gururu okşanmalı, bazen maddî mükâfatlarla ödüllendirilmelidir. Çocuğun namazı zorla değil, isteyerek kılması için alt yapıyı ebeveyni hazırlamak zorundadır. Unutulmamalıdır ki, sağlam bir ibadet eğitimi, ileride ortaya çıkması muhtemel olan şüphe döneminin daha kolay atlatılmasına yardımcı olur.

Ailenin Dinî Konularda Çocuğa Örnek Olması

 Her çocuğun gelişim safhaları arasında teknik olarak ‘bir kayıt ve taklit’ dönemi vardır. Ne duyarsa onu söyler; ne görürse, onu yapar.8  Çocuk eğitiminde de örnek hareketlerin son derece önemli yeri vardır. Çocuk kendisine öğretilen, tavsiye edilen davranışların bir örneğini yakın çevresinde, özellikle ailesinde görmek ister. Bu, onun için bir öğrenme kolaylığı olduğu gibi, ikna ve tatmin olması için de bir ihtiyaçtır.