Anne-baba ve çocuklardan oluşan aile, insanlığın sosyal ve kültürel gelişmesinin her basamağında yer alan ve milletin geleceğini belirleyen bir temel kurumdur. İnsanın en mutlu ve en huzurlu olduğu yer aile ocağıdır. Hiç şüphesiz huzurlu bir ailenin temelini sağlam bir iletişim oluşturur. Aile içi sağlıklı bir iletişim öncelikle ana ve baba arasında olmalıdır. Çünkü yuvanın huzur ve güvenliği, çocukların gelişim ve ruh sağlıklarının yerinde olması buna bağlıdır.
Ana ve babalar ailevi konular hakkında birbirleriyle ne kadar samimi ve açık bir şekilde iletişim kurarak konuşabilirlerse; çocuklar da aynı oranda düşünce ve ihtiyaçlarını açık bir şekilde ifade edebilirler. Böylece anne-baba ve çocuk arasındaki olumlu iletişim ailenin mutluluğunu artırır. Ayrıca çocuk, bu iletişim tarzını model alarak hayatı boyunca sağlıklı sosyal ilişkiler kurma becerisi ve kendini ifade etme yeteneği kazanır. Aile içinde huzuru gerçekleştirmede önemli bir faktör de, eşlerin ve diğer aile fertlerinin birbirlerine karşı güven duymalarıdır.
Çünkü aile ortamı, psiko-sosyal yönden gelişen bireyin, özellikle çocukların en çok etkileşime uğradığı yerdir. Bu ilişkiler, bireyin kendine güvenmesini, kimlik ve kişilik kazanmasını, sosyal beceriler geliştirmesini ve topluma adapte olmasını sağlar. Eğer böyle olmaz yani aile fertleri birbirlerine güvenmez; diğerinin işine ve mesleğine saygı duymazsa; güvenilmeyen ve saygı duyulmayan taraf, bu duyguları başka yerlerde aramaya başlayacaktır.
Zaten günümüz ailesi; Tv, bilgisayar, ekonomik güçlükler, yoğun çalışma şartları, şehir hayatı, alkol ve uyuşturucu ile gelen ferdî zaafiyet ve yalnızlık, kişisel gelişim ile ön plâna çıkarılan ferdiyetçilik gibi iletişim problemlerine yol açan unsurların tesirindedir. Bu sebeple aile fertlerini birbirinden koparan ve ailede diyalog aksamasına yol açan bütün bu olumsuzlukların yaşandığı günümüzde, aile bağlarını kuvvetlendiren ve aileyi bir arada tutmaya yardımcı olan aile içi iletişim daha da önem kazanmaktadır.
Aile içinde iletişimi bozan kişilerde; çabuk öfkelenme, hemen tepki verme, duygularını kontrol edememe ve ben merkezli bir bakış açısı gibi özellikler görülebilir. Gerek aileyi dıştan tesir altına alan, gerekse ferdin hatalarından kaynaklanan bu faktörler, aile içi münasebetlerde önemli zorluklara yol açabilmektedir. Aile yuvasının huzurlu ve mutlu devam etmesi iletişim bağının güçlü olmasıyla sağlanır. Aile bireyleri, aralarında iletişim sağladıkları oranda sevgi muhabbet artacak, huzursuzluğa neden olan sebepler ortadan kalkacaktır. Sağlıklı bireylerden oluştuğu zaman aile, küçük sorunları hiçbir zaman büyütmeden aile bireyleriyle iletişim temasına geçecek problemleri kaynağın başında iken çözüme kavuşturacaktır. Bilinçli ve sağlıklı iletişim anlamlı hayata, anlamlı hayat da sâkin ve doyuma ulaşmış ruh halinin gelişmesine yol açar. Bunun için de özgür ortam şarttır. Özgür ortam içerisinde yapılan iletişim toplumsal sorunların çözümüne olduğu kadar, kişiler arası, özellikle aile içi sorunların çözümüne de katkıda bulunur.