ÖZEL HABER - MERVE ÇOBAN /

Türkiye’nin orman yangınları ile mücadelesi sürüyor. Her yıl hava sıcaklıklarının artmasıyla birlikte binlerce hektar alan yok oluyor. Orman yangınlarının büyük bir bölümü ise insan kaynaklı. Ormanlara bırakılan çöpler, ateşi söndürülmeyen mangallar, sigara izmaritleri… Ancak Türkiye son günlerde anız kaynaklı büyük yangınlarla mücadele ediyor. Diyarbakır ve Mardin sınırında çıkan yangınlar en az 12 kişinin hayatını kaybetmesine sebep oldu. Can kaybının artmasından endişe edilirken yurdun dört bir yanından ‘anız yangını’ haberleri de gelmeye devam ediyor. Peki, milli servet olan ormanları elimizden alan, can ve mal kaybına neden olan bu uygulamanın temelinde neler yatıyor?

ATIK OLARAK GÖRÜLEN ‘ANIZ’

Büyük şehirlerde Z nesli doğadan, tarımdan uzaklaşsa da anız Türkiye’nin dört bir yanında tarımsal üretim sürüyor. Milyonlarca yurttaş köylerde yaşamını sürdürürken insanları besleyen doğa ile iç içe bir yaşam sürdürmeye de devam ediyor. Buğday, arpa gibi tahıllar en fazla ekilen tahıllar arasında yer alıyor. Anız, biçilmiş olan ekinlerin toprakta kalan kök ve sap kısımlarını tanımlamak için kullanılıyor.

Çiftçiler tarafından ekinin biçilmesinin ardından anız adı verilen ancak bir değeri bulunmayan kök ve sapların temizlenmesi ihtiyacı hissediliyor. Anızların yakılmasıyla saplar temizlenirken toprağın üst tabakasındaki zararlı larvaların da öldürülmesi hedefleniyor. Burada toprakta bitkilere bulaşan hastalıklardan da kolay yoldan kurtulmak hedefleniyor. Diğer yandan toprağın bir sonraki işleme için de masrafsız bir şekilde hazır hale getirilmesi yine çiftçiler tarafından anız yakma yoluyla sağlanmaya çalışılıyor.

PARA HARCAMAMAK İÇİN YAKIYORLAR

Verdiğinden fazla alan anız yakma işleminin tercih edilmesinin ise iki nedeni var: Para ve zaman. Çiftçiler tarlalarını en ucuz yoldan ve en kısa sürede hazır hale getirmek istiyor. Fakat özellikle yaz aylarında şahit olduğumuz bir gerçek var ki bu da anız yangınları büyüyerek yerleşim yerleri ile ormanları tehdit ediyor. Her yaz binlerce hektar alan bir düşmana gerek kalmadan silahı kendi elimizle bize doğrultuyor.

ATEŞ YARALI MADDELERİ DE ÖLDÜRÜYOR

Anızları bu yoldan yok etmenin tek zararı yangınlar değil. Ateş ile toprağı, ekini besleyen yararlı organik maddeler de yok oluyor. Toprak kendini yenileyemeden ortaya çıkan her alev bir sonraki hasat döneminden alınan verimi de düşürüyor. Bu durum toprağı da erozyona dayanıksız hale getiriyor. Her yangınla birlikte toprağın değerli olan üst tabakası da vahşi bir şekilde yok edilmiş oluyor. Tarım ve Orman Müdürlükleri de en fazla toprak kaybının anız yakılan bölgelerde olduğuna her yıl dikkat çekiyor. Anız yakılan toprağın su tutma gücü de giderek kayboluyor.

HASTALIKLAR SANILDIĞININ AKSİNE ARTIYOR

Kök çürüklüğü ve ekin kurdu da doğal mücadele imkânı ortadan kalktığı için anız yakılan topraklarda ilerleyen dönemlerde daha fazla ortaya çıkıyor. Toprakta atık olarak görülen doğal kaynaklı maddelerin insanların vahşi müdahalesi olmadıkça besleyici özellikler taşıdığı da bilinen bir gerçek. Toprağı havalandıran hayvanlar, gübre niteliği taşıyan atıkları ve besleyici bitki kalıntıları…

Tarlalarda sürekli olarak çıkartılan yangınlar etrafa yaydığı zararlı gazlar içerikli dumanlar ile sağlığı da tehlikeye atıyor. Yerleşim yerlerini yaşanmaz hale getiren yangınlar Diyarbakır ve Mardin’de gördüğümüz gibi bir katliama da neden olabiliyor.

YAKMADAN DA MÜMKÜN

Ekin yüksekliğinin 10 santimetre ile sınırlı tutulması doğrudan sürmeyi mümkün hale getiriyor. Bununla birlikte biraz zaman harcayarak sap parçalama makinesi kullanmak ve tırmıklarla gerekli temizliği yapmak da biraz zaman gerektirse de yaşanan felaketlerin önüne geçilecek durumlardan. Türkiye’de Tarım ve Orman Müdürlükleri’nin desteği ile ilaçlamalar ile de bitkilerdeki zararlıları engelliyor. Azot dengeleme gübresi de anızların daha çabuk parçalanarak organik madde haline gelmesini de mümkün hale getiriyor.

ANIZ YAKMANIN CEZASI NE?

Anız yakmanın 2872 sayılı Çevre Kanunu, 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu ve Türk Ceza Kanunu (TCK) çerçevesinde de cezası bulunuyor.

TCK’nın 383. Maddesi: “Bir kimse tedbirsizlik veya dikkatsizlik veya sanat ve meslekte tecrübesizlik veya nizam ve emir ve kaidelere riayetsizlik neticesi olarak bir yangına veya infilâka veya batmağa ve deniz kazasına veya umumi bir tehlikeyi mutazammın tahribata ve musibetlere sebebiyet verirse otuz aya kadar hapse ve on sekiz bin liraya kadar ağır cezayı nakdiye mahkûm olur. Eğer bu fiilden bir şahsın hayatınca tehlike hasıl olursa altı aydan beş seneye kadar hapse ve dokuz bin liradan on sekiz bin liraya kadar ağır cezayı nakdiye ve bundan ölüm vukua gelirse beş seneden fazla olmamak üzere ağır hapse ve yirmi yedi bin liradan doksan bin liraya kadar ağır cezayı nakdiye mahkûm olur”

Öte yandan TCK’nın ilgili maddeleri gereği de anız yakan kişilere de çeşitli kabahatlere uygulanan cezalar kapsamında para cezası uygulanıyor:

“Yetkili makamlar tarafından adlî işlemler nedeniyle ya da kamu güvenliği, kamu düzeni veya genel sağlığın korunması amacıyla, hukuka uygun olarak verilen emre aykırı hareket eden kişiye idarî para cezası verilir. Bu cezaya emri veren makam tarafından karar verilir.”

Kanuna aykırı anız yakanlar ise her dekar için 386 lira 79 kuruş ceza ödemek durumunda. Anız yakma fiilinin orman ve sulak alanlara bitişik yerler ile meskûn mahallerde işlenmesi durumunda ceza 5 kat artırılıyor.

Şişli'de İETT otobüsü yandı Şişli'de İETT otobüsü yandı

Anız yakmanın ormanları etkileyerek biyolojik çeşitliliğe zarar vermesi durumunda ise ceza artıyor.

Biyolojik çeşitliliği tahrip edenlere ve ilan edilen Özel Çevre Koruma Bölgeleri için tespit edilen koruma ve kullanma esaslarına aykırı davrananlara ve sulak alanlar için yönetmelikle belirlenen koruma ve kullanım usul ve esaslarına aykırı davrananlara 2024 yılı itibariyle 387 bin 141 lira ceza veriliyor.

Kaynak: www.aslinda.com