Bunu fark eden hükümet yetkilileri ve Cumhurbaşkanımız Erdoğan elinden geldikçe camilerin yeniden ihya edilmesine ve kapatılmış olan camilerimizin açılmasına çalışmaktadır. Allah emeği geçen herkesten razı olsun.
Günümüz gençleri tam olarak anlayamasa da bizim yaşlarımızda olan her insan Ayasofya’nın ne derece önemli olduğunu bilir. Çünkü Batıya karşı esir olduğumuzun sembolüydü Ayasofya.
Eğer yeniden cami olarak açamasaydık bu esaretin devam ettiğini ve dedelerimizin mirasına sahip çıkamadığımızı göstermeye devam edecektik. Fakat öylesine güzel bir siyaset izlendi ki yıllarca Ayasofya’yı müze ve puthane yapan partiler dahi bu kararı desteklemek zorunda kaldılar.
Bu nedenle Erdoğan’ı ayrıca kutlamak gerekiyor. Çünkü böylesine önemli kararlar alınırken gelecek tepkiler de iyi hesaplanmalıdır. Çünkü geri adım atmadan verilen kararı uygulamak çok önemlidir. En ufak bir hata, çekingenlik ülkemizin kaderini derinden etkileyecek kadar bedeli büyük olabilmektedir.
Nitekim Ayasofya Camii açıldıktan sonra en büyük tepki içeriden gelmiştir. Münafıklar İslam düşmanlarını harekete geçirmek için ellerinden geleni yapmışlar fakat hiçbir olumlu cevap alamamışlardır.
Öyle ki çok büyük umut besledikleri Rusya Devlet Başkanı putin bile Ayasofyanın açılmasından memnuniyet duyduğunu ifade etmek zorunda kalmıştır. Hatırlatayım şöyle demişti Putin: “Ne güzel eskiden para verip bilet alarak Ayasofya’ya girebiliyordu Rus turistler. Artık para vermeden giriş yapabilecekler”.
Fakat içerideki İslam düşmanlarının hazımsızlığı hala devam etmektedir. Öyle ki Kur’an ayetini okuyup “camileri kapatmanın ne derece büyük bir günah” olduğunu ifade eden cami imamını linç etmeye çalışan sözde hukukçu maymunlara da şahit olduk. Hınçlarından kudurmuş olan bu güruh; sonu ülkeyi yıkmak dahi olsa toplu gösteri ve yağmaya kadar her türlü fitneyi çıkarmak için çaba sarf etmektedir.
Artık Necip Fazıl’ın dediği gibi “öz yurdunda garipsin öz vatanında parya!” sözü ortadan kalkmak üzeredir. Öz vatanımızda camilerimizin yeniden ihya edildiğini görmek çok önemli bir gelişmedir. Bunun yankıları bütün İslam dünyasında görülecektir. Batıya karşı ezik duran Müslüman toplumlar şimdi daha dik ve onurlu bir şekilde Türk kardeşleri gibi mücadele etmeye başlayacaklardır.
İnsanlara tapınmayı emreden bir ideoloji ve kadrolar; sadece tarihi, eğitimi, siyaseti değil İslam’a ait bütün değerleri de yıkmak isterken artık durup düşünecekler. Halkımızın tepki göstereceğinden korkarak daha saygılı ve edepli olmaya çalışacaklardır. Hiç hesap vermeyen fakat hep hesap soran bir saldırgan üslupları artık bitecektir.