KÜLTÜR SANAT

Aztek Ölüm Düdüğü'nün beyindeki etkileri...

Azteklerin korkutucu "ölüm çığlığı" düdükleri, beyni alarma geçiren etkileriyle modern araştırmalarda incelendi. Bu düdüklerin savaşta düşmanları korkutmak veya kurban törenlerinde ritüel bir işlev görmek için kullanıldığı düşünülüyor.

İnsan kurban etme, savaş ve insan kafataslarından kuleler yapma tutkusu olan antik Aztekler ile ilgili bugün dahi yeni bilgiler ortaya çıkıyor. Bu prekolombiyen imparatorluk kurucuları, en sevdikleri aktivitelerden bazılarını, "ölüm çığlığı" olarak bilinen ve duyan herkesin tüylerini ürperten korkutucu bir ses çıkaran kafatası şeklindeki düdüklerin eşliğinde gerçekleştirmiş olabilirler.

İlk kez, araştırmacılar bu korkunç çalgıların modern dinleyiciler üzerindeki etkisini analiz etti ve bu sesin işitsel korteksi yüksek alarma geçirdiğini buldular.

ACİL TEPKİ VERME KONUMUNA GETİRİYOR

“Denekler, deneylerimizde kafatası düdüklerinin çıkardığı sesleri oldukça olumsuz olarak değerlendirdi ve büyük ölçüde korkutucu ve itici olarak nitelendirdi. Bu da potansiyel olarak acil tepki eğilimlerini tetikleyip devam eden zihinsel süreçlere müdahale edebilir,” diye yazıyor araştırma yazarları. Bir dizi nörogörüntüleme tekniği kullanan bilim insanları, bu öznel deneyimin, korkutucu seslere yanıt veren düşük düzey işitsel kortikal bölgelerdeki “çok spesifik beyin aktivitesi” ile bağlantılı olduğunu ortaya koydu.

1250 ile 1521 yılları arasına tarihlenen mezarlarda çok sayıda Aztek kafatası düdüğü bulunmuştur. Genellikle kilden yapılan bu küçük çalgılar, insan kafatası biçiminde şekillendirilmiş olup, birçok hava akımının çarpışmasını sağlamak için tasarlanmıştır. Bu da “keskin, delici ve çığlık benzeri bir ses kalitesi” üretir.

TÖRENSEL İŞLEV FİKRİ DESTEKLENİYOR

Bazen “ölüm düdükleri” olarak adlandırılan bu antik çalgıların, savaş alanında düşmanları korkutmak için kullanıldığı düşünülüyor. Öte yandan, sıklıkla kurban edilenlerin iskeletleriyle birlikte bulunmaları, düdüklerin daha çok törensel bir işlevi olduğu fikrini desteklemektedir.

Örneğin, bazı uzmanlar ölüm düdüklerinin, Azteklerin ölülerin ruhlarının indiğine inandığı Mictlan adlı yeraltı dünyasının keskin rüzgarlarını taklit etmek için kullanıldığını öne sürüyor. Diğerleri ise bu sesin, ölülerin kemiklerinden insanlığı yaratan Aztek Rüzgar Tanrısı Ehecatl'ı temsil etmek için kullanıldığını düşünüyor.

Düdüklerin nasıl kullanılmış olabileceğini daha iyi anlamak için, araştırmacılar modern Avrupa kökenli gönüllüler üzerinde bir dizi psikoakustik deney gerçekleştirdi. Katılımcıların "ölüm çığlığı"nı duyduklarında verdikleri sinirsel ve psikolojik tepkileri kaydeden araştırmacılar, beynin bu sesi sınıflandırmakta zorlandığını ve sesin “doğal-yapay kökenin hibriti” olarak algılandığını buldular.

ÖLÜLERLE İLGİLİ SEREMONİLERDE KULLANILDI

“Kafatası düdüklerinin sesleri, doğa ve teknoloji tarafından üretilen diğer itici ve ürkütücü sesleri duygusal olarak taklit ederek zihinsel dikkati çeker,” diye yazıyor yazarlar. “Ayrıca, kafatası düdük seslerinin insan dinleyicilerin işitsel sinir sisteminde, ön-insular-parietal beyin sistemlerinde daha yüksek düzeyde işitsel biliş ve sembolik değerlendirmelerle birlikte, duygusal önemine dair belirli bir kod çözümüne tabi olduğunu bulduk.”

Başka bir deyişle, ölüm düdüklerinin ürkütücü belirsizliği, beynin sesin sembolik anlamını belirlemekte zorlanmasıyla hayal gücünü ateşliyor. Araştırmacılar bu nedenle düdüklerin “ritüel bağlamlarda, özellikle kurban törenlerinde ve ölülerle ilgili seremonilerde kullanılmış olmasının oldukça muhtemel” olduğu sonucuna varıyorlar.

Örneğin, “kafatası düdüklerinin insan kurbanını ya da törensel izleyiciyi korkutmak için kullanılmış olabileceğini” öne sürüyorlar.