GÜNDEM

Bahçeli'den Kartalkaya tepkisi: Faciadan öte bir cinayettir

MHP lideri Devlet Bahçeli, Bolu Kartalkaya'daki otel yangını faciasında hayatını kaybeden çocukların isimlerini sayarken gözyaşlarını tutamadı. Yangının bir cinayet olduğunu belirten Bahçeli, yangında kimin sorumluluğu varsa hesap vermesi gerektiğini aktardı.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM'deki grup toplantısında Grand Kartal otel yangını sonrasındaki tartışmalara tepki gösterdi.

Konuşmasının bir kısmında Bolu Kartalkaya'da Grand Kartal Otel'deki yangın faciasında hayatını kaybeden çocukların isimlerini sayan MHP lideri Bahçeli, gözyaşlarını tutamadı.

KARTALKAYA'DAKİ YANGIN FACİASI

Bahçeli'nin açıklamalarından satır başları şu şekilde:

Kimi zaman ihmaller zincirinin kıvılcımlarıyla tutuşuruz. Ateş düştüğü yere yakar cümlesi sık sık telaffuz edilse de kazın ayağının öyle olmadığını biliyoruz. 1 hafta önce kahredici ve korkunç bir felaketle sarsıldık. Bolu'da otelde çıkan yangın 78 vatandaşımızı hem yakarak hem zehirli dumanla boğarak hayattan kopardı. Merhum vatandaşlarımıza, çocuklarımıza, küçücük yavrularımıza Allah'tan rahmet diliyorum. Yaralı kurtulanlara geçmiş olsun temennilerimle birlikte şifalar diliyorum. Boğaz dokuz boğumdu, sekizi yutkunmak biri konuşmak içindir. Ortada dehşet uyandıran bir enkaz varken hiç olmaması gereken siyasi dalaşmaların, karşılıklı sataşmalar bir ur gibi etrafı sardı.

"DEĞERSİZ TARTIŞMALARDAN BİR ŞEY ANLAYAN VAR MI?"

Değersiz tartışmalardan bir şey anlayan var mı? Hangi ara insanlık değerlerine bu kadar yabancılaştık. Yerin üstündekiler tepinirken, mahşer günü yerin altındakilere ne diyecekler? Ne yapalım sorunluluğu üzerimizden atmak için önümüze geleni karalamak zorunda mıydık diyecekler. 78 vatan evladının hesabını kimler verecek? Bu sözler Cumhurbaşkanımıza aittir; Böyle bir trajedinin siyasetçiler arasında kör dövüşüne dönmesini doğru bulmuyoruz. Facianın dumanları tütüyorken onu bunu suçlayıp işin içinden kurtulmaya çalışmak narsistliktir. 

"KARTALKAYA YANGINI FACİADAN ÖTE BİR CİNAYETTİR"

Sorumluları adaletin karşısına çıkaramazsak gerçek anlamda hiçbir sorunu çözemeyiz. Bırakalım yargı görevini yapsın. 78 vatandaşımızın vebalini taşıyanlar hukuk ve tarih önünde hesabını tek tek versinler. Benim yetki alanımda değil demek ahlaki sorumluluk iradesini gasbetmektir. Sosyal medyada servis edilen resmi rapor ve yazışmaları nereye koyacağız. 8 başlıktaki eksikliği, aynı başvurunun geri çekilmesinin peşine düşmeyecek miyiz? Pişkin otel sahibinin suçu alenen sabitken, Bolu Belediyesi’nin yangını siyasi karambol arayışın, bahse konu belediyenin siyasi sorumlusu olan şahsın polemik çarkı döndürüp orayı burayı hedef alarak çamur atmasını; ilgili bakanlığın hiçbir şey olmamış gibi hareket ederek öz eleştiriden imtina etmesini; valiliğin ve il özel idaresinin sorumluluk alanında ısrarla uzak duruşunu isabetli ve doğru bulmadığınızı açıklamak mecburiyetindeyim. Bolu Kartalkaya yangını faciadan fazla, cinayettir. İnsan hayatımız ucuz olmamalıdır. Türkiye yürekleri yakan olayla anılmamalıdır. 

"FİLİSTİNLİLERİN NEREDE YAŞAYACAĞINA KİMSE KARAR VEREMEZ"

Gazze’li mazlumların Mısır ve Ürdün’e sürgün edilmesiyle ilgili sözde proje oldukça sakıncalı ve sancılı hezeyan olarak gündemdedir. Filistinli kardeşlerimizin nerede yaşayacağı hiç kimsenin, hiçbir ülkenin tayin edebileceği bir konu değildir.

ABD Başkanı Trump’ın Rusya ile Ukrayna savaşını bitirme çabasının aynısını, İsrail ile Filistin ihtilafında görmek, konuya müdahil ve muhatap herkesin en doğal hakkıdır. Filistin halkını bırakınız topraklarından çıkarmayı veya zorla yerinden edilmesini, bunu ifade etmek dahi gayri hukuki, gayri insani ve gayri ahlaki bir tutumun özetidir.

ABD yönetiminden beklentimiz, ülkelerin egemenlik haklarına saygı duyması, tahakkümcü ve dayatmacı politikaların sonunun ve sonucunun olmayacağını bilmesidir. Hesap hatasının, hedef şaşırtmanın, siyasi ayak oyunlarının, küresel otokrat heveslerin hiç kimseye bir faydası olmaz, olamaz.

Gene ABD yönetimine düşen terör örgütleriyle kesin hatlarla ayrışması ve bağlarını koparmasıdır. 17 Ocak 2025 tarihinde, ABD Merkez Kuvvetler Komutanı’nın üst düzey askeri görevlilerle birlikte Suriye’nin kuzeydoğusunda YPG/PKK ile temas kurup terör örgütünden “DEAŞ karşıtı ortaklarımız” diye bahsetmesi ayıplı bir siyasetin yeni skandalıdır.

Teröristler ortaksa Türkiye’yle samimi ve sahici müttefikliğe inanacak ve ikna olacak var mıdır? Suriye’nin yeni yönetiminin silah bırakmasını istediği terör örgütünün, buna şimdiye kadar yanaşmaması, hatta gündemine dahi almaması bir yönüyle küresel terör baronlarının ve destekçilerinin tembih ve teşvikiyle doğrudan bağlantılıdır.

Bölücü terör örgütü silah bırakmıyorsa, o silahları ellerinden alıp teröristlerin kafasında kırmak ve hepsini birden cezalandırmak Türkiye’nin beka ve güvenlik hakkıdır. Hakkımızı çiğnetmeyiz, çiğnemeye azmedenleri de mahvı perişan ederiz.

Devir Türk devridir. Terörün omurgası kırılacaktır.

Seçim beklentisi hayali bir beklentidir. Boşuna kürek çekmektir. 

15 Temmuz'dan ders almayanlara sesleniyorum; yüreğiniz yetiyorsa çıkın sokağa. Ateşle oynama merakınız nüksettiyse deneyin de boyunuzun ölçüsünü alalım.

"İMRALI ÇAĞRISI BİR AN ÖNCE YAPILSIN"

DEM Parti İmralı heyetinin, teröristbaşı Abdullah Öcalan ile yaptığı görüşmelere de değinen Bahçeli, "DEM heyeti ile İmralı arasındaki görüşmelerin terörsüz Türkiye’ye önşartsız destek olması ve beklenen çağrının bir an evvel açıklanması samimi dileğimdir. Ne mutlu terörsüz Türkiye'nin doğumuna." diye konuştu.