Bahriye mektebinde Ramazan (2)

Birkaç bisküvi ve çay ile oruç açıyorduk. Bahriye Mektebine o yıl girmiştik ve ne yazık ki okul idaresi Kenan Evren’in faşist cuntası yönetiminde dini emirleri yasaklayabilme cesareti gösteriyordu. Sivillere karşı daha dikkatli idiler. Fakat özellikle dindar askeri okul öğrencilerine karşı insafsız ve acımasız bir tutum göze çarpıyordu. Yeni palazlanmakta olan FETÖ örgütü bu durumu fırsata çevirmiş öğrencileri dinden soğutmak adına her eylemi yapıyordu. Örneğin oruç tutulmasını FETÖ örgütü de istemiyor güya tedbir almak için oruç tutan öğrencilere karşı çıkıyorlardı.

O yıl okul komutanı önceki yılda olduğu gibi oruç tutmayı yasak etmişti. Yıllarca hiç ara vermeden oruç tutmuş biri olarak bu durumu çok tuhaf ve acımasız olarak karşılamıştım. Ama ne olursa olsun orucumu tutmaya da kararlıydım. Zorla yedirip engel olacak değillerdi ya?

İlginçtir benim gibi bazı sınıf arkadaşımda aynı kararı vermiş “ne pahasına olursa olsun” oruç tutmaya devam etme kararı almıştı. O yıllardaki “irtica furyası” son hızla devam ediyor Cunta lideri ve Milli Güvenlik Konseyi Başkanı Evren; her akşam televizyona çıkıp “gericiler yüzünden ülkemizin içine düştüğü durumu”; kendi lisanına uygun bir şekilde ahmakça sözlerle anlatıyordu. Tabii, ABD ve batılı devletlerin hiçbir kusuru ve günahı yoktu!

Özellikle askeri okullarda okuyan dindar öğrenciler en tehlikeli vatandaşlardı (!) Asla bu gençlere göz açtırılmamalıydı. Nitekim darbe döneminde binlerce askeri okul öğrencisi okuldan atılmıştı. Şimdi FETÖ örgütünün neden bu kadar semirip büyüdüğünü bir parça anlayabilirsiniz. Çünkü namaz kılma, oruç tutma gibi İslam’ın en önemli ibadetleri birçok askeri okulda yasaklanmıştı.

FETÖ örgütü durumu fırsata çevirmeyi bilmiş etki ettiği öğrencilere; namaz kılmayı ve oruç tutmayı yasaklamıştı. Bu kararı alırken askeri okullardaki amansız din düşmanlığını bahane ediyordu. İslam’da yeri olmayan bu talimatları zındık Feto uygulatmaya çalışıyordu.

Hatta FETÖ örgütü; namaz kılmak yerine “ima ile namaz” adı altında uyduruk bir davranışı öne sürüyordu. Halbuki 5 vakit namaz; Hazreti Peygamber’e (asm) göre dinin direği idi ve asla terk edilmesi mümkün değildi. İşte sahte peygamber Feto, böylesine iğrenç faaliyetlerde bulunuyordu.

Eğer “FETÖ örgütü general ve amirallerin yarısından fazlasını büyüleyip 15 Temmuz askeri darbesini yapabildi” sorusuna cevap arıyor iseniz bu yasakların rolünü de anlamanız gerekir. Zira bunun sebebi olarak askeri idarenin dini emirlere karşı getirdiği yasakları ciddi olarak düşünmek gerekiyor. Keza yıllar sonra başörtüsü yasağına karşı koymak yerine faşistlerin yasaklarına boyun eğip başlarını açan kadınların bir kısmı bu dehşetli FETÖ örgütünün tuzağına düşüyordu.

Biz yine 1983 yılına dönüp Deniz Harp Okulundaki yasaklara karşı giriştiğimiz mücadeleye bakalım… Zira o yıl okulda çok ilginç bir yıl yaşanıyordu. Tuhaflık şuydu ki yabancı öğrencilerin oruç tutmasına engel olunmuyordu. Özellikle Libya’lı öğrenciler afiyetle oruç açıyor kimse bunlara bir şey söylemiyordu. Apaçık bir şekilde çifte standart uygulanıyor Türk öğrencilere ise dinimize ve askeri okul geleneklerine aykırı bir şekilde oruca engel olunuyordu.

Ramazanın ilk günü komutanlarımız çok sert tedbirler almış oruç tutan Türk öğrenciler iftar yapmasın diye yemekhanede önlem almışlardı. Birkaç öğrenciyle birlikte Libya’lıların arasına karışarak yemekhaneye girmeye çalışmış fakat yakalanmıştık.

Yemekhaneden adeta kovarcasına uzaklaştırılmış iyi bir de fırça yemiştik. Biz yine de seviniyorduk zira öğrenci numaralarımızı kaydedip kimlik kartlarımıza el koymadıkları için mutluyduk. Çünkü böyle bir durumda hafta sonu izinsiz kalma veya oda hapsi cezası ile cezalandırılma söz konusuydu.