Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın, Medeniyetler İttifakı’nın İspanya ile birlikte ortak sunucusu olarak yer alacağı açılış oturumuna hitap etmesi öngörülüyor.
Açılış oturumunda, Mİ Yüksek Temsilcisi Miguel Moratinos, BM 79. Genel Kurul Başkanı Philemon Yang, İspanya Dışişleri Bakanı Jose Manuel Albares Bueno ve Portekiz Dışişleri Bakanı Paulo Rangel’in hitapta bulunmaları bekleniyor.
Toplantıda Dostlar Grubu üyelerinin, Mİ’nin barış içinde bir arada yaşama ve kültürler ile inançlar arası diyaloğun teşviki, nefret söyleminin önlenmesi ve din ile inanç temelli ayrımcılığın ortadan kaldırılması amacıyla yürüttüğü faaliyetlerine destek beyan etmeleri ve bu alandaki görüş ve beklentilerini paylaşmaları öngörülmektedir.
Toplantıda ayrıca, Mİ’nin 2024-2026 Eylem Planı’nın da duyurulması beklenmektedir.
Bakan Fidan'ın toplantıda, dünyada giderek artan hoşgörüsüzlük, yabancı düşmanlığı, ırkçılık ve İslamofobiye dikkat çekerek, bu eğilimlerin önlenmesini teminen uluslararası toplumun ortak duruş sergilemesi gerektiğini, islamofobiyle mücadele konusunda BM Genel Kurulu’nda ve İnsan Hakları Konseyi’nde kabul edilen kararlar ile Büyükelçi Mehmet Paçacı’nın İİT Genel Sekreteri’nin İslamofobi Özel Elçisi atanması başta olmak üzere uluslararası planda atılan adımlara ve ülkemizin aktif rol aldığı çalışmalara değinmesi ve Türkiye’nin, önümüzdeki yıl 20. yıldönümü idrak edilecek olan Mİ’nin faaliyetlerine desteğinin altını çizmesi öngörülüyor.
DIŞİŞLERİ BAKANLARI YILLIK KOORDİNASYON TOPLANTISI
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İİT üyesi devletlerin Dışişleri Bakanları ve İİT Genel Sekreteri’nin katılımıyla 27 Eylül 2024 tarihinde gerçekleştirilecek İİT Dışişleri Bakanları Yıllık Koordinasyon Toplantısı’na katılacak.
Yıllık koordinasyon toplantıları her yıl BM Genel Kurulu marjında düzenleniyor.
Toplantıda, İİT’in Filistin konusunda önümüzdeki dönemde birlikte atabileceği adımlar ve verilebilecek ortak mesajlar ele alınacak.
İİT’in kuruluş amacını teşkil eden Filistin ihtilafı son olarak 15. İslam Zirvesi (4-5 Mayıs 2024) ve 50. Dışişleri Bakanları Konseyi’nin (28-29 Ağustos 2024) ana gündemini teşkil etmiştir.
Ayrıca, münhasıran İsrail'in Filistin halkına yönelik saldırganlığı konulu açık katılımlı İİT İcra Komitesi Toplantısı (18 Ekim 2023); İİT-Arap Ligi Olağanüstü Ortak Zirvesi (11 Kasım 2023) ve İİT 19. Olağanüstü Dışişleri Bakanları Konseyi (5 Mart 2024) toplantıları da Filistin gündemiyle gerçekleştirildi.
İSTANBULDA EV SAHİPLİĞİ
Türkiye, 2025 yılında İİT 51. Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı’na İstanbul’da ev sahipliği yapıyor.
Bakan Fidan toplantıda İİT üyesi devletlere söz konusu toplantı için katılım davetini sözlü olarak iletilecek.
Dışişleri Bakanı Fidan’ın toplantıda, Filistinlilerin, kendi kaderini tayin başta olmak üzere devredilemez haklarının savunulmasında kararlı olunması gerektiğini, bölgesel barış ile güvenliğin sağlanması için iki devletli çözümün nihai hedef teşkil ettiğini ve Filistin Devleti’nin daha fazla ülke tarafından tanınması ile Gazze'de kalıcı ateşkes ve kesintisiz insani yardım sağlanmasına yönelik müzakerelerin gerilimi azaltmanın tek yolu olduğunun altının çizilmesi öngörülüyor.
TÜRKİYE- CELAC TOPLANTISI
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Honduras’ın ev sahipliğinde 27 Eylül 2024 tarihinde New York’ta düzenlenecek Türkiye - Latin Amerika ve Karayip Devletleri Topluluğu (CELAC) Dörtlüsü (Saint Vincent ve Grenadinler Honduras, Kolombiya ve Grenada) Dışişleri Bakanları Beşinci Toplantısı’na katılıyor.
Toplantıya CELAC Dörtlüsünü temsilen önceki dönem başkanı St. Vincent ve Grenadinler’in Başbakanı Ralph Gonsalves, mevcut dönem başkanı Honduras’ın Dışişleri Bakanı Eduardo Enrique Reina Garcia, müteakip dönem başkanı Kolombiya’nın Dışişleri Bakanı Luis Gilberto Murillo ve CARICOM Dönem Başkanı Grenada’nın Dışişleri, Ticaret ve İhracat Geliştirme Bakanı Joseph Andall katılıyor olacak. Toplantı tüm Latin Amerika ve Karayip ülkelerinden resmi yetkililerin katılımına da açık olacak.
Toplantıda, sonuncusu 21 Nisan 2017 tarihinde İstanbul’da düzenlenen Dördüncü Quartet Toplantısı sonucunda yayınlanan Ortak Bildiri’de yer alan unsurlar ve güncel küresel meseleler de ele alınacak.
Bakan Fidan’ın toplantıda, Türkiye’nin Latin Amerika ve Karayipler bölgesiyle ikili düzlemde ve bölgesel teşkilatlar vasıtasıyla ilişkilerinde 2017’deki son toplantıdan bu yana siyasi ilişkiler, karşılıklı ticaret ve ekonomik ortaklıklar, kalkınma iş birliği, kültür ve eğitim alanlarındaki bağların kuvvetlendirilmesi ve bölgesel kuruluşlara gözlemci statüsünde katılım gibi konularda kaydettiği ilerlemelere dair muhataplarını bilgilendirmesi düşünülüyor.
Dışişleri Bakanı Fidan toplantıda ayrıca, Türkiye-CELAC ilişkilerinin geliştirilmesine yönelik atılabilecek adımlara işaret edecek, ayrıca ekonomik iş birliği ve karşılıklı ticaretin artmasına yönelik olarak bölge ülkeleriyle ikili düzeyde ekonomik ve ticari ahdi altyapının kuvvetlendirilmesinin; bunun yanı sıra enerji, tarım ve savunma sanayii sektörleri başta olmak üzere ekonomi alanındaki ortaklıkların kapsamının genişletilmesinin tüm taraflar için somut fayda sağlayacağı mesajını da verecek.
İRAN VE RUSYA FEDERASYONU’NUN DIŞİŞLERİ BAKANLARIYLA BİR ARADA
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, New York’ta Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu marjında düzenlenecek olan Astana Platformu Dışişleri Bakanları Toplantısı’nda, ülkemizle birlikte Astana Süreci’nin garantörleri olan İran ve Rusya Federasyonu’nun Dışişleri Bakanlarıyla bugün bir araya geliyor.
Toplantının ikinci bölümüne BM Genel Sekreteri’nin Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen’in de katılması bekleniyor.
Suriye sahasındaki güvenlik, siyasi ve insani durumun değerlendirileceği toplantıda, özellikle İsrail’in Lübnan’a yönelik saldırılarının Suriye sahasında ilave bir şiddet sarmalına yol açmasının engellenmesi için itidal çağrısı yapılacak.
Mevcut istikrarsızlık ortamında, İdlip de dahil olmak üzere sahada sükunetin muhafaza edilmesinin önemi ve bölücü terör örgütünün mevcut durumdan istifade etme teşebbüslerinin önünün alınması gerekliliği üzerinde durulacak.
BM Genel Sekreteri’nin Suriye Özel Temsilcisi’nin, 2254 sayılı BM Güvenlik Konseyi Kararı uyarınca, siyasi süreçte canlanma sağlanmasına yönelik çabalarına destek yinelenecek.
Bakan Fidan toplantıda; Türkiye’nin Suriye’de siyasi sürecin canlandırılmasına yönelik desteğini yineleyecek, Astana Süreci’nin Suriye’de barış ve istikrarın sağlanmasındaki öneminin altını çizecek, Sahadaki terör tehdidine ve DEAŞ’ın Suriye’deki saldırılarını arttırmakta olduğuna dikkat çekecek ve Suriye’deki krizin çözümünde BM’nin öncü rol üstlenmesinin önemini vurgulayacak.
ANTLAŞMA İMZALANIYOR
Devletlerin, iç sular, karasuları, kıta sahanlığı, Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) gibi yargı yetkilerini kapsayan alanların dışında kalan açık deniz alanlarında deniz biyolojik çeşitliliğinin korunması ve sürdürülebilir kullanımı konusundaki Antlaşma’ya taraf olunmasına ilişkin süreç Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın BM 79. Genel Kurulu yüksek düzeyli haftası marjında katılım belgesini imzalamasıyla başlatılıyor.
Uluslararası deniz hukukunun yapıtaşı prensiplerinden biri olan “açık denizlerin serbestisi” ilkesi çerçevesinde, açık deniz alanları tüm devletlerce kullanılabiliyor. Küresel müşterekler olarak da nitelendirilen bu deniz alanları, özel olarak hiçbir devlete ait değildir.
Diğer yandan, dünya okyanuslarının üçte ikisini oluşturan açık denizlerin %1'inden daha azı korunmaktadır. Açık denizlerdeki aşırı ve kontrolsüz faaliyetler neticesinde deniz çevresi ve denizel kaynaklar zarar görmektedir.
Ulusal yetki alanları dışında kalan bu deniz alanlarındaki biyolojik çeşitliliğin korunmasını ve sürdürülebilir kullanımını amaçlayan bu antlaşma genel itibarıyla; açık denizlerde koruma alanları yaratılmasını, alan (devletlerin yargı yetkisi dışında kalan deniz alanları) tabanlı yönetim araçları sisteminin kurulmasını, açık denizlerde planlanan faaliyetlerle ilgili çevresel etki değerlendirmesi yapılmasına dair yükümlülükleri, okyanuslarda yapılacak biyolojik keşiflerin bilim, teknoloji ve tıp alanlarında faydalarının adilane ve eşitlikçi paylaşımını, açık deniz alanlarının iyi yönetilmesini ve bilimsel araştırmalar konularında iş birliğini ve gelişmekte olan ülkelerin kapasitelerinin güçlendirilmesini kapsamaktadır.
Uluslararası deniz hukukuna büyük önem atfeden Türkiye, gelecek kuşakları da ilgilendiren çevresel konularda da uluslararası çabalara katkılarını ve desteğini sürdürmeye devam edecek.
