Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, "(Gazze Şeridi'nde) Uluslararası hukukun ihlal edilmesi, hastaneler, okullar, kutsal mekanlar, mülteci kampları ile daha da vahimi çocuk ve kadınların katledilmesi ve olayın vahşet boyutuna dönüşmesi savaş suçudur ve asla kabul edilemez" dedi.
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Gazze'deki sivillere yönelik saldırıların derhal sonlandırılması ve acilen insani ateşkes ilan edilmesi gerektiğini belirterek, "Uluslararası hukukun ihlal edilmesi, hastaneler, okullar, kutsal mekanlar, mülteci kampları ile daha da vahimi çocuk ve kadınların katledilmesi ve olayın vahşet boyutuna dönüşmesi savaş suçudur ve asla kabul edilemez." dedi.
"Bu şekilde uluslararası hukukun ihlal edilmesi, hastaneler, okullar, kutsal mekanlar, mülteci kampları ile daha da vahimi çocuk ve kadınların katledilmesi ve olayın vahşet boyutuna dönüşmesi savaş suçudur ve asla kabul edilemez." diyen Güler, Türkiye'nin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde insani yardım konusunda üzerine düşeni yapmaya, Gazze'ye yönelik saldırıların durdurulması ve kalıcı çözüm için diplomatik girişimlerde bulunmaya devam edeceğini söyledi.
Türkiye'nin NATO'nun etkin ve saygın üyesi ve ikinci büyük ordusuna sahip olduğunu, ittifaktaki görev ve sorumluklarını eksiksiz şekilde yerine getirdiğini vurgulayan Güler, Türkiye'nin hem kuvvet katkısında hem de NATO misyon, operasyon ve karargahlarına katkıda ilk beş ülke arasında yer aldığına dikkati çekti.
Rusya-Ukrayna Savaşı'nda Türkiye'nin başından beri krizin çözümü için gayretlerini sürdürdüğünü belirten Güler, şöyle konuştu:
"Bu kapsamda bölgemizde ve dünyada istikrarın sağlanması için Ukrayna'nın toprak bütünlüğünün korunması gerektiğini her seviyede ve her platformda dile getiriyoruz. Karadeniz'de barış ve istikrarın yeniden tesisi, başta kıyıdaş devletler olmak üzere tüm dünya açısından önem arz etmektedir. Türkiye olarak Karadeniz'deki dengeyi sağlayan Montrö Boğazlar Sözleşmesi'ni dikkatle, sorumlu ve tarafsız bir biçimde uyguluyoruz ve uygulamakta da kararlıyız. Diğer yandan, ülkemizin koordinasyonunda hayata geçirilen ve etkinliğiyle tahıl krizinin aşılmasına büyük katkı sağlayan Karadeniz Tahıl Anlaşması'nın yeniden aktif hale gelmesi için girişimlerimizi de sürdürüyoruz. Temennimiz, iki komşumuz arasında olan ancak tüm dünyayı etkileyen bu savaşın bir an önce son bulmasıdır."
Güler, personel ve askeri öğrenci alımlarının diğer kamu kurumlarıyla koordineli olarak yasalar ve ilgili mevzuata uygun, idari ve adli denetime açık ve şeffaf şekilde gerçekleştirildiğini dile getirerek, bunların yanı sıra personelin özlük haklarının iyileştirilmesine yönelik çalışmaların da sürdüğünü söyledi.
FETÖ ile mücadelenin elde edilen bilgi ve belgeler doğrultusunda büyük bir hassasiyetle devam ettiğini vurgulayan Güler, "15 Temmuz 2016 hain darbe girişiminden itibaren FETÖ bağlantısı nedeniyle Türk Silahlı Kuvvetlerinden 23 bin 971 şahıs ihraç edilmiştir. Hain örgütle mücadelemiz, iltisaklı tek bir personel kalmayıncaya dek tavizsiz bir şekilde ve kararlılıkla devam edecektir." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğinde hayata geçirilen Milli Teknoloji Hamlesi'yle savunma sanayisinde yerlilik ve millilik oranının yüzde 80'lere ulaştığını kaydeden Güler, şunları söyledi:
"Yakın zamanda, savunma sanayimizin yeni gözbebekleri olan İMECE uydumuz, Fırtına obüslerimiz, çok namlulu roketatarlarımız, ANKA/Aksungur İHA sistemimiz, dünyaca ünlü Bayraktar TB2 SİHA'larımız, Akıncı TİHA'larımız, temel eğitim uçağımız HÜRKUŞ, helikopter ve uçak taşıma kabiliyetine sahip ilk çok maksatlı amfibi gemimiz TCG Anadolu ve bunlar gibi birçok kritik sistem kahraman ordumuzun envanterine dahil edilmiştir. Bunların yanı sıra Altay Tankımız, insansız savaş uçağımız KIZILELMA, HÜRJET ve milli muharip uçağımız KAAN'ın üretim çalışmaları da tüm hızıyla devam etmektedir. Büyük ve güçlü Türkiye'nin yolunun ekonomik ve teknolojik bağımsızlıktan geçtiğinin bilinciyle, yerli ve milli savunma sanayimizi daha üst seviyelere taşımak için Bakanlık olarak var gücümüzle çalışmaya ve ilgili kurum ve kuruluşlarımıza tam destek vermeye devam edeceğiz."
Personel temini
Milli Savunma Bakanlığının tüm faaliyetlerinin yanı sıra 6 Şubat depremlerinin ilk anından itibaren tüm imkanlarıyla arama kurtarma, ulaştırma, güvenlik, barınma ve iaşe desteğiyle yaraların sarılması için seferber olduğunu hatırlatan Güler, "Şu anda da bölgede hayatın normalleştirilmesine yönelik, ilgili bakanlık ve kurumlarla tam bir koordinasyon içerisinde faaliyetlerimize devam ediyoruz. Depremin yanı sıra orman yangınları ve diğer afetlerle mücadele çalışmalarına da ilgili kurumlarımızın talepleri doğrultusunda destek veriyoruz." dedi.
Güler, bunlarla birlikte Libya ve Afganistan'da meydana gelen afetler sonrasında AFAD'ın arama kurtarma, sağlık ekipleri ve yardım malzemelerinin askeri gemi ve kargo uçaklarıyla bölgeye sevk edildiğini, Gazze için gönderilen insani yardımların da Mısır'a askeri kargo uçaklarıyla ulaştırıldığını söyledi.
Bakan Güler, ayrıca dün gece çoğunluğunu acil tedaviye ihtiyaç duyan kanser hastalarının oluşturduğu 27 Gazzelinin Türkiye'ye intikalinin sağlandığını bildirdi.
Asker alma faaliyetlerinin 2019'da yürürlüğe konulan kanun kapsamında sürdürüldüğünü ifade eden Güler, söz konusu kanun hükümlerinden yürürlüğe girmesinden bugüne kadar 2 milyon 744 bin 202 kişinin yararlandığını belirtti.
TSK'nın başta terörle mücadele harekatı olmak üzere yurt içi ve dışındaki tüm faaliyetlerinde sağlık hizmet desteğinin öncelikle askeri sağlık personeli, geri bölgede de Sağlık Bakanlığı personeli tarafından sağlandığını dile getiren Güler, şunları kaydetti:
"Ülkemizin jeopolitik konumu, bölgesinde ve dünyadaki önemini daha da artırırken risk ve tehditleri de beraberinde getirmektedir. Böyle kritik bir coğrafyada var olabilmek, her alanda hak ve menfaatlerimizi koruyabilmek, aynı zamanda dünya barış ve istikrarına katkı sunabilmek için en başta askeri açıdan güçlü olmak zorundayız. Dolayısıyla 2024 yılı Bütçe teklifimiz ile Bakanlığımıza tahsis edilecek kaynakların bu doğrultuda en etkin ve en yüksek faydayı sağlayacak şekilde kullanılması hedeflenmiştir."