DÜNYA

Balkanlar’da yeni bir devlet: 'Bektaşi Devleti' projesinin arka planı

Araştırmacı Yazar Osman Atalay Arnavutluk Başbakanı Edi Rama’nın Vatikan benzeri bir Bektaşi Devleti kurma düşüncesini masaya yatırdı,  Atalay'a göre Egemen Bektaşi Devleti” projesi, Balkanlar’daki Müslüman topluluklar, sivil toplum kuruluşları ve bölge devletleri tarafından tepki görecek..

Arnavutluk Başbakanı Edi Rama'nın Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nda yaptığı bir açıklama, Balkanlar'da büyük tartışmalara yol açtı. Rama, Vatikan benzeri bir "Egemen Bektaşi Devleti" kurma düşüncesini dile getirerek, dünya kamuoyunun dikkatini çekti. Bu proje, özellikle bölgedeki Müslüman topluluklar, sivil toplum kuruluşları ve devletler tarafından tepkiyle karşılanıyor. Projenin ortaya çıkışı ve olası sonuçları, Balkanlar'daki dinî ve politik dengeler üzerinde derin etkiler yaratabilir. Bu yazıda, Bektaşi Devleti projesinin arka planını, amacını ve bölge üzerindeki etkilerini detaylı bir şekilde ele alacağız.

Bektaşi Devleti Projesi Nedir?

Arnavutluk'ta 1991'de Yugoslavya'nın dağılmasının ardından ortaya çıkan yeni siyasal ve kültürel dinamikler, Batı dünyasının bölge üzerindeki etkisini artırdı. Edi Rama'nın "Egemen Bektaşi Devleti" projesi, bu değişimlerin bir parçası olarak ortaya çıktı. Projenin temel amacı, Bektaşi tarikatını merkez alan, Vatikan benzeri bir yapı kurarak Arnavutluk'u bölgedeki diğer Balkan ülkelerinden ayırmak ve yeni bir dinî, kültürel model sunmak. Bu model, özellikle Avrupa kültürü ile Balkanlar arasındaki bağı güçlendirmek için tasarlanmış gibi görünüyor.

Edi Rama, dini ya da kültürel bir düşmanlık gütmediğini, aksine Arnavutluk'ta dinî hoşgörüyü teşvik etmek istediğini belirtiyor. Ancak bu projenin ardında yatan asıl motivasyonun, Batı'nın Balkanlar'da kurmak istediği yeni bir düzen olduğu iddiaları da mevcut. Özellikle Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Avrupa'nın, bu bölgedeki 15 milyon Müslüman nüfus üzerinde kontrol kurma isteği, projenin arkasındaki gerçek niyetleri sorgulatıyor.

Yazar Osman Atalay Balkanlardiki nüfus durumunu da özetlemiş...

Ülkede son sayıma göre yüzde 45,86 Müslüman, yüzde 8,38 Katolik, yüzde 7,22 Ortodoks yaşıyor. Bektaşilerin oranı ise yüzde 4,81. Her ne kadar Katolik, Ortodoks ya da Bektaşi toplumunun seküler yanı ağır bassa da Bosna, Kosova, Kuzey Makedonya Müslüman toplumları daha duygusal bir kültürelliğe ve muhafazakâr bir dindar kimliğe sahip. ABD’nin Balkanlar ve Avrupa’daki 15 milyon Müslüman nüfusun geleceği üzerinde her zaman ciddi projeleri oldu. Bu duruma, Edi Rama’nın Batı Balkanlar’daki AB süreci de dahil olmak üzere üstlendiği tarihsel fonksiyonu düşünerek yaklaşmak gerekiyor.

Arnavutluk’ta dinlerin kültürel siyasal rengi henüz tam oturmamıştır. Enver Hoca’nın yaşam halkı tanımadığı dinlerin Arnavutluk’ta 30 yıllık bir geçmişi vardır. Edi Rama, dinî hoşgörüyü teşvik etmenin bir yolu olarak Arnavutluk’taki Bektaşiler için Vatikan tarzı bir devlet kurmayı hedeflediğini ifade ederken, bu projenin asıl sahibinin Atlantik olduğunu gizlemiyor.

Projenin Arka Planında Neler Var?

Projenin kökeninde, 1990'lı yıllarda Yugoslavya'nın dağılmasıyla başlayan ve Balkanlar'da oluşan siyasi boşluğun Batı tarafından doldurulması yatıyor. ABD ve Avrupa, bölge üzerindeki siyasi, kültürel ve ekonomik etkilerini artırmak amacıyla Balkan ülkelerini kendi çıkarları doğrultusunda şekillendirmeye çalışıyor. Bu bağlamda, Edi Rama'nın "Bektaşi Devleti" projesi, Batı'nın bölgedeki Müslüman toplumlarını denetim altına alma ve onları kontrol edilebilir bir yapıya dönüştürme çabalarının bir parçası olarak değerlendiriliyor.

Özellikle Amerika ve İsrail'in, bu projeyi Arap, Türk ve İran İslam’ına karşı bir koz olarak kullanmak istediği iddiaları dikkat çekiyor. Bektaşi Devleti'nin, Müslüman toplumlar üzerinde bir çeşit "liberal-Müslüman" devlet modeli olarak kurgulanması, bölgedeki Sünni İslam anlayışını zayıflatma ve bölgedeki Müslüman toplumları laikleştirme amacını taşıyor olabilir.

Balkanlar'da Dinî ve Etnik Durum

Balkanlar, tarih boyunca çok dinli, çok etnisiteli ve karmaşık bir yapıya sahip olmuştur. Arnavutluk'ta yapılan son sayımlara göre, nüfusun %45,86'sı Müslüman, %8,38'i Katolik, %7,22'si Ortodoks ve %4,81'i Bektaşi'dir. Bu dağılım, bölgedeki dinî ve kültürel çeşitliliği gözler önüne seriyor. Ancak bu dinî grupların birçoğu, seküler ve Batılı değerlere daha yakın bir yaşam tarzı benimsiyor. Buna rağmen, Bosna, Kosova ve Kuzey Makedonya gibi ülkelerde yaşayan Müslüman topluluklar, daha muhafazakâr ve kültürel kimliklerine bağlı bir yapıya sahip.

İsrail'in Balkan Politikası ve Bektaşi Devleti

İsrail, son yıllarda Balkanlar'da dikkat çeken bir diplomatik ve stratejik politika izliyor. 2012 yılına kadar Arnavutluk'ta büyükelçiliği bile bulunmayan İsrail, bugün Arnavutluk ile savunma ve ekonomik işbirliği anlaşmaları yapmış durumda. İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog'un Sırbistan ve Arnavutluk ziyaretleri, İsrail'in bölgedeki etkisini artırma çabalarının bir göstergesi olarak değerlendiriliyor. İsrail'in bu politikası, Türkiye'nin Balkanlar'daki etkisini sınırlamayı ve bu bölgede Batı yanlısı bir Müslüman yapı oluşturmayı amaçlıyor.

Türkiye ve Bektaşi Devleti Projesi

Bektaşilik, Osmanlı İmparatorluğu döneminde Balkanlar'da geniş bir etki alanına sahip olmuş, özellikle Kosova ve Arnavutluk gibi bölgelerde önemli bir dini ve kültürel yapı haline gelmiştir. Ancak son yıllarda Türkiye'nin bu mirasa olan ilgisi zayıflamış durumda. Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye'nin Balkanlar'daki dinî temsilcilerinin, bölgedeki Bektaşi ve diğer İslami gruplar üzerindeki etkisinin sınırlı kalması, Türkiye'nin bu projeye olan tepkisini de zayıflatıyor.

Türkiye'nin Balkan Politikasına İhtiyacı Var

Balkanlar, Osmanlı İmparatorluğu'nun dağılmasından bu yana, Türkiye'nin tarihsel ve kültürel bağlarının güçlü olduğu bir bölge olmuştur. Ancak son yıllarda, Türkiye'nin Balkanlar'daki etkisi giderek azalmakta ve bu durum, Türkiye'nin bölgedeki çıkarlarını tehlikeye atmaktadır. Bektaşi Devleti projesi, Türkiye'nin Balkanlar'da yeni ve etkili bir politika geliştirmesi gerektiğini bir kez daha gözler önüne seriyor.

MAKALENİN TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN

Kaynak: PERSPEKTİF / OSMAN ATALAY