Bir iki üç başlıyoruuz...

Ne komik bir başlık ya hu neye başlıyoruz demez mi insan. Yarışma mı nedir umarım anlarız ilerleyen satırlarda. Herkesin rejime başladığımızı düşündüğünü sanıyorum ama yanılıyorlar. Sadece rejim mi hayatımızı baştan aşşağıya değiştiriyoruz. Söz veripte sözünden dönmeyenleri göreyim önce sonra motivazyon patlamasına geleceğim yaşam koçunuz olacağım bir nevi. Öncelikle sevmediğimiz insanları ayıklıyoruz hayatımızdan, baktık yalnız kaldık olabilir. Yani aslında sevmediğimiz demek yalnış oldu az biraz, fikirlerimizin uyuşmadığı senin kara onun beyaz dediği kişiler varya onlardan bahsediyorum. Elinize bir not defteri alıp bunu çarpı işareti ile şekillendirebilirsiniz. Olduysa bir gülümseme olmalı yüzünüzde hani şöyle pişkin pişkin derler ya o misal. Vicdan yapmayın sakın sağlığınız için oldukça önemli.

Akşamları erken yatıyoruz kafamızı meşgul edecek kimsecikler kalmadı çünkü hayatımızda. Boş yere beynimizde cebelleşiyorduk onlarla, kavga edip usulsuz tartışmalara girmek sabaha kadar gözlerimizin bir o tarafa bir bu tarafa dönmesi ile uykusuz gecelere sebep oluyordu. Şimdi ne yaptık mışıl mışıl uyumaya başladık. Aklımıza bir dert düştü diyelim anlaşamadığımız bir konu veya fikir neyse ne işte o geldiği anda gözlerimizi kapatıp kendimizi deniz üzerinde hayal ediyoruz dalga filan yok denizde oldukça sakin ve dupduru.

Baktınız olmuyor tam üç kez deneyin. Ayıkladıksa pirinçteki taşlar gibi, gelelim bundan sonraki adıma. Sürekli sırıtıyoruz, kısık sesle konuşmakta bizi oldukça sakin biriymiş gibi yapıyor. Sakin naif ve zarif oluyoruz bir anda. Sessiz konuşmamızın sebebi şu etrafımızdaki insanlar bir an da susuyor ve bizi dinliyor neden biliyormusunuz çünkü duymakta zorluk çekiyorlar ve bizi dinletmek durumunda bırakıyorız onları. Mutlumuyuz mutluyuz en sonunda karşımızdakine kendimizi anlatabildik. Artık karşı taraf ne yapar bilmem de biz olması gerektiği gibi olmayı tercih edelim. Hödüklüğü mödüklüğü bırakalım. Sabrın sonu selamettir deyip dişimizi sıktığımız ortamlardan uzak durmaya gelelim. Hoşlanmadığımız insanlarla misafircilik oynamıyoruz, şen kahkahamızdan eser kalmaz buna devam edersek. Yapmacık gülüşleri hissettiğinizden eminim, zaten bunu hissediyorsanız karşınızdaki insanlar da sizinle aynı fikirde yani onlar da sizden hoşlanmıyorlar. Duygular karşılıklıdır emin olun.

Bir hobi bulun kendinize, hobi yerine evine kedi ya da köpek alıp dost edinenler de bu dertten muzdarip zaar. Yok bakamam zor gelir diyenlerdenseniz örgü örüp etamin işleyebilirsiniz. Eliniz işlesinki beyninize fırsat vermesin yok ben çok şeyi bir arada yapabilirim derseniz bilemeyeceğim artık. Bunları diyorsam etrafınızda kimse kalmasın demiyorum yani yanlış anlamayın ama az insan çok huzur, sizin dostlarınız ömürlük olsun. Herkesle dost olayım derseniz sonu hüsran olur benden söylemesi. Böyle yazdığıma bakmayın hayat ve insanlar güzel aslında seçmeyi ve memnun olmayı bilirsek. Derin bir nefes alıp bakış açımızı değiştirmeliyiz. Garip bir deyim ama hayata karşı ağırlığımızı koymalıyız. Sevdiğimiz yerde sevdiklerimizle olmak bizim hakkımız geri kalan için sınırları zorlamaya da gerek yok aslında. Hengameden uzak kalmak ömrümüzü uzatır vesselam. Faydalı oldumu yazdıklarım bilmem de ben uygulamaya başladım bile mutlumu haklımı olmak önemli mi derseniz mutlu olmayı tercih edenlerdenim çünkü şu ömrü hayatımda haklı olanı hiç göremedim. Bir iki üç dedik bir kere artık başlayalım...