BİR PANDEMİ KOPTU…

Duyuyor musunuz dünyanın sesini? Çok öpülmekten sıkılmış bir çocuk misali ve üzerinde biz hoyrat çocuklarının zıplamasından bıkmış bir yatağın yayları gibi ‘oh be! Biraz da ben dinleneyim’ diyor şimdi. Durmayı öğretti bizlere bu süreç; kimimiz tek bir gün dahi katlanamazken “EVDE KALmaya” nasıl da terbiye etti bizi haftalardır ve etmeye devam edecek, meçhul bir süre daha…

Delirmiyormuşuz değil mi, incilerimiz de dökülmemiş, yerli yerinde. Hem o ayakkabıya zilyon liralar dökseydik, nerede giyecektik şimdi? Bakınız, o kafeye gitmek çok mühimdi, evimizdeki bakır cezve lezzetinde pişen Türk kahvemizi ne yapalım! Zira biz orada White ChocalateMochaiçmeden iyi hissedemezdik ya hani kendimizi... Gerçek aciziyetleri tadınca, her şey nasıl da gereksiz birer teferruat oldu. Ailemizin kapısının önüne kadar gidip, içeri girememek, büyük ve kalabalık sofralarda buluşamamak, en sıradan hâllerin kadri kıymeti, dünyaya bedel şimdi. Herkes birbiriyle aynı günleri yaşar oldu. Eşitliği ve empatiyi nasıl da güzel anlattı bize bir müsibet, bin nasihatten azade…

Kibirden kulelerimiz yıkıldı, yıkılmaz kuruluşlar kepenk indirdi. Hasret kaldık rutin ve mütevazı mutluluklarımıza. Dışarıya kapandık ve içimize açıldık bu sayede. Hepimiz birer aşçı olduk evlerimizde, oturduğumuz yerden sosyal medya mizahşörü, bir anda makyaj vlogger’ı olduk, film eleştirmeni kesildik oturduğumuz yerden. En sevdiğimiz hayat şarkısı tüm temposuyla devam ederken, dünya basıverdi pausetuşuna, kaldık öylece olduğumuz yerde. Nihayet, durduğumuzda görebildik birbirimizi…

Hepimiz “hiç”liğin dayanılmaz hafifliğine teslim olduk. Uzaktaki sevgilinin hasretini çeken bir maşuk gibi uzanamadan izliyoruz doğanın çiçeğe duruşunu, kuşların ‘dünya bizim, cıvıldıyoruz’ deyişini. Hiçbir yerde tahammül edemediğimiz sıra bekleyişlerine katlanmayı, zorla öğretiyor bize bu insaf bilmez pandemi…

Ürküten sesiyle ‘sıranızı bekleyin’ diyor. Gönlümüzce gezmeyi, uçmayı, çiçek açmayı bekleyeceğiz zira. Temennimiz; vuslat tarihini tahmin edemediğimiz bu süreci, cebimize doldurduğumuz ve mecburen öğrendiğimiz EMPATİ mücevherleriyle tamamlayabiliriz. Global imtihanımızda, hepimize başarılar... Ramazan-ı Şerifimiz, her birimizin gönlünde, bu kara günleri delip geçen bir muştu olsun dilerim.