Gazze’de uluslararası yasaklı bombalarla sivilleri katleden işgalci İsrail yönetimi, uluslararası hukuka göre “toplu cezalandırma” suçunu işlemeyi de sürdürüyor. Yüzbinlerce Gazzeli açlığın pençesinde yaşam savaşı verirken, İsrail sınırda bekleyen yardımların girişini engelliyor. Türkiye’ye gelerek dernek faaliyetlerine ilişkin görüşmeler yapan Filistin Tarımsal Çalışma Komiteleri Birliği (UAWC) Direktörü Moayyad Bsharat, Aslında’ya konuşarak Gazze’de insani krizi anlattı.
“TÜM HAYAT BELİRTİLERİNİ YOK EDİYOR"
Bsharat, “İşgalci İsrail yönetimi 7 Ekim’de saldırılara başladığında elektrik, su, yakıt gibi temel şeyleri engelleyerek Gazze’yi aç bırakmayı da kararlaştırmıştı. İsrail’deki aşırı sağcı hükümet 2.3 milyon insanı açlığa mahkum ediyor ve bunların yarısını çocuklar oluşturuyor. Bu yapılanlar tüm uluslararası kanunlara göre toplu cezalandırma, toplu soykırımdır. 7 Ekim’den beri işgalci İsrail, Gazze’de tüm hayat belirtilerini yok etmek için saldırıyor.” dedi.
GIDALARINI ÜRETMELERİNİ DE ENGELLİYOR
Bsharat, “Gazze arazisinin yüzde 45’i ziraat alanlarından oluşuyor. İsrail saldırılara başladıktan sonra bu alanların yüzde 80’ini imha etti. İsrail, buldozerlerle arazilere girdi. Uluslararası yasaklı beyaz fosfor bombası atarak arazileri yaktılar. Yani İsrail sadece gıda girişini engellemiyor, insanların orada gıdasını üretmesini de engelliyor.” ifadelerini kullandı.
GÜNLÜK İHTİYACIN YÜZDE 10'U GİREBİLİYOR
Bsharat, “İsrail Gazze’ye saldırdıktan sonra ilk olarak güneyi kuzeyden ayırarak Gazze’yi böldü. Gazze’nin kuzeyinde 400 bin Filistinli kaldı, 1 milyon insan güneye inmek zorunda kaldı. Gazze’nin kuzeyine üç ay boyunca hiçbir şekilde insani yardım gönderilmesine izin verilmedi. Saldırılar başladığından beri Refah ve diğer bölgelere ise ihtiyacın yüzde 10’u kadar yardım gönderilmesine izin verildi. Savaştan önce günlük Gazze’ye giren yardım kamyonların sayısı 500-600 arasında değişiyordu şimdi ancak yüzde 10’u girebiliyor. Bu savaş öncesinde de Gazze’ye yetecek ne kadarsa o kadar gıda girişi yapılıyordu. İnsan gibi değil hayvan gibi davranıyorlardı.” diye konuştu.
“HAVADAN YARDIM İNSAN ONURUNA YAKIŞMIYOR"
Havadan yardım konusuna değinen Bsharat “Filistin halkının 8 aylık direnişinin ardından gıda konusunda havadan yardımlar başladı. Bu da insan onuruna yakışmayan bir yardım. Havadan atılan insani yardımlar rastgele atıldığı için kimi insanların üstüne düştü. İnsanlar yardımlarına ulaşmak için denize atladı, boğulanlar oldu.” dedi.
“HANGİ MANTIK?"
Refah sınırındaki gelişmeleri anlatan Bsharat, “İsrail’in son olarak Refah Sınır Kapısı’nı işgal etmesinin ardından bütün insani yardımlar engelleniyor. Asıl felaketlerden birisi de kapının işgal edildikten sonra kapının diğer tarafında bekleyen insani yardımlar bozulmaya başladı. İçerde insanlar açlıktan ölürken sınırın diğer tarafında gıda malzemeleri çürüdü. Böyle bir durumu hangi mantıkla açıklayacağız?” ifadelerini kullandı.
39 ÇOCUK AÇLIKTAN ÖLDÜ!
Çocukların büyük tehlike altında olduğunu belirten Bsharat, “8 aydır gıda yetmezliği sadece yetişkin insanları değil çocukları etkiliyor. Kayıt altına alınanlara göre 39 çocuk açlıktan öldü. 400 bin çocuk açlıktan etkileniyor. Bu Refah Sınır Kapısı işgal edilmeden önceydi, şimdi tüm çocuklar tehlike altında.” dedi. ABD’nin yaptığı sözde insani yardım limanından İsrail’in operasyon düzenlediğini aktaran Bsharat, “Milyonlarca dolar harcadıkları VE insani yardım için yapılan liman, henüz insani yardım için kullanılmadan askeri sebeple kullanıldı. İnsani yardım görünümlü kamyonlar oradan girdi ve Nuseyrat Kampı’nda 270’den fazla insanı öldürdü.” diye konuştu.