Birleşmiş Milletler İslamofobiye Dur Dedi

Önce Güvenlik Konseyinde 14’e 1 ve sonra da BM Genel Kurulunda 128’e karşı 9 oyla almış olduğu karar; yıllardır sürdürülmekte olan İslam düşmanlığına da (İslamofobi) büyük bir darbe vurmuştur. Dünya ülkeleri “Medeniyetler Çatışması” adı altında yürütülen ve Batı Ülkelerinin bir çeşit hastalığı olan bu tehlikeli durumdan etkilenmediğini çok açık bir şekilde göstermiştir. İşte bu yazıda İslamofobi’nin bir hastalık olarak nasıl doğup geliştiğini anlamaya çalışacağız.
Aslında dünyadaki bütün insanlar, Batı’nın zihniyet dünyasını yansıtan kavramların esareti altında yaşamaktadır. İslamofobi, radikal İslâm, siyasal İslâm, ılımlı İslâm ve cihadizm, Batı’nın icat ettiği kavramlardır. Aslında bu sözleri kendi suçlarını gizlemek ve komünizmden sonra yeni bir düşman meydana getirmek için kullanıyor insanlığın beyinlerine kazımak istiyorlardı.
Batı dünyası, kendisine tehdit olarak algıladığı her şeyi “radikal” diyerek ötekileştirmiştir. Böylesine kendi kültür ve inançlarına ters bir anlayışı kabul edip benimsemek biz Müslümanların önemli açmazlarından bir tanesidir. İslâm’ın aslî kaynaklarını “radikallik problemi üreten” unsurlar olarak gören anlayışı sorgulamak gerekiyor.
Aynı şekilde Batı’da İslâm’la ilgili olarak yaygınlaşan durum olarak sözü edilen “İslamofobi”, İslâm’dan değil Batı’nın dine ve özelde İslâm’a bakışından kaynaklanan bir hastalıktır. Kendi çıkar ve menfaatlerinin gelişen dünya ulusları ve özellikle de Müslüman toplumlar lehine bozulmasından endişe eden Batı dünyası, “ne yapıp etsek de elimizdeki çıkarları kaybetmesek” telaşı ile İslam’dan korku üretmeye çalışmaktadır.
Hâlbuki İslam kelime kökü itibarı ile de barış, huzur ve esenlik anlamına gelmekte olup bu anlayışın neredeyse 180 derece tersine bir inanç sistemidir. İslam kelimesi Arapça “silm” köküne dayanır ve şiddet ve savaşın tam zıddı bir anlam içerir. Selamlaşma ve selam kelimesi de “İslam” kelimesinden türetilmiştir. “Allah’ın selamı üzerine olsun” ve karşılığında da “Allah’ın selamı rahmeti ve bereketi senin üzerine de olsun” anlamlarını içeren selamlaşma İslam’da çok önemli bir davranıştır. Hatta selam vermek sünnet ise almak ise vaciptir. Yani selam veren birisine karşılık verme mecburiyeti vardır.