Birlik ve beraberliği nasıl sağlayabiliriz?

Geçenlerde bir olay meydana geldi. Bir saygısız kadın, Filistinliler için broşür dağıtan bir hanıma durduk yere saldırıp, tokat attı.
Çevredekilerin tepkisi ve polis lafını duyunca geri adım atarak özür dilemek zorunda kalan bu kadına "Bunu neden yaptın?" deyince "Ben Kemalist'im!" dediğini duymuş olduk.
Kısaca, "Yahudi'yim" veya "İslâm düşmanıyım" diyemediklerinden böyle diyorlar.
Şimdi ölümüne diktatörlüğü ve faşizmi savunan bu insanların ruh halini anlayabiliyor musunuz?
Aslında bu insanlar İslâm'a düşmandır. Fakat ikiyüzlü olduklarından bunu açıkça söyleyemezler. Fakat Arap düşmanlığı yaparlar. Neden?
Çünkü Peygamber Efendimiz Aleyhissalatü Vesselam,  Arap'tır.
Kur'an'ımız, Arapçadır.
Peki, bunların iki yüzlü olduğunu nasıl anlayabilir ve milli birlik ve beraberliğimizi muhafaza edebiliriz?
CHP'nin tek partili faşist yönetimini hakaret etmeden soğukkanlılıkla tartışmaya açabiliriz.
Bu sayede devlet başkanının sabaha kadar rakı sofrasında eğlence yapamayacağını bunun çirkin bir davranış olduğunu söyleyebiliriz.
İçki kötülüklerin anasıdır. Bu faşist yöneticiler fabrika ve sanayi tesisleri yerine bira ve içki fabrikaları kurduklarını göstermek zorundayız.
Şapka denilen gayrimüslim başlığını zorla millete giydirmek ve sonrasında bunu bulamadığı için itiraz edenleri dar ağaçlarında asan CHP'yi, kendi tarihiyle yüzleştirmek zorundayız.
Öyle ki bir kadını "şapkaya muhalefet" yüzünden astığını ve kadına şiddeti CHP'nin bu çirkin uygulama ile başlattığını ifade etmek zorundayız.
Yöneticilerin bu yüzleşmeyi yapmazlar ise milletimizden hiçbir zaman oy alamayacaklarını o küçük beyinlerine anlatmaya çalışmalıyız.
Diğer bir konu da Ak Parti gibi kendisini özgürlük konusunda mücadele ettiğini söyleyen partiler ile ilgilidir.
Irkçı bir parti dışında bütün partiler CHP’nin tek partili faşist yönetimini ölümüne savunmaktadır. Hatta "CHP genel başkanının resmi niye yok" diye utanmadan, haya etmeden yazılar yazabilmekte bunu tenkit edebilmektedirler.
Kimse bu çirkin siyasetçi ve yazarlara şu basit soruyu soramamaktadır?
Ey zavallı yazar ve siyasetçi!  Ne kadar hatalı olsa da parti kimliği nedeniyle CHP kendi başkanını savunabilir. Peki! Sana ne oluyor da hürriyet ve özgürlükleri yok eden bu partinin yöneticilerini savunuyorsun?
Bu iki yüzlülük ve samimiyetsiz siyaset nasıl son bulacak?
Yukarıda söylediğimiz gibi hakaret etmeden soğukkanlılıkla bu kendini dindar gösteren siyasetçilere yaptıkları yanlışı yüzlerine söyleyerek akıllarını başlarına getirebiliriz.
Ak Parti, hürriyet ve özgürlüklerin yaygınlaşması konusunda 22 yıllık iktidar döneminde başarısız kalmıştır. Hala "baş örtüsü yasağını kaldırdık" diyerek kendini savunan bu siyasetçilere günahlarını ve hatalı yönlerini açıkça söylemek zorundayız. Faşizmin devletin resmi politikası haline geldiğini söylemek mecburiyetindeyiz.
Belki bu sayede gidilen yolun çıkmaz sokak olduğunu anlayıp geri dönebilirler. 
Hürriyet ve özgürlük olmadan hakiki kalkınma ve sosyal bir devlet kurulamayacağını bu kalın kafalı insanlara anlatmak zorundayız.
Tek partili faşist bir yönetimi savunarak birlik ve beraberlik sağlanamaz. Asgari müştereklerde birleşilemez. 
"Herkes bu çirkin davranıştan nemalanıp fayda sağlıyor. Ben niye bundan istifade etmeyeyim ki" diyen insanlar, omurgasız ve ilkesiz insanlardır. Bunlar seçimlerde önumuze ciktiklarinda hatalı olduklarını yüzlerine söylemeliyiz, vesselam...