BÜYÜK TUZAK



Bu ülkelerden biri olarak da Türkiye aday gösteriliyor. Büyük oyunlar dâhilinde hiç alışık olmadığımız NATO’nun silah ve asker yardımı! Peki, ne yatıyor bu büyük vaatlerin altında? Türkiye’yi bu kanlı çembere itmek. Oyuna gelmeyelim…


İsrail’in Batı yakası Kudüs şehrinde yapılan işgaller ve Yahudilerin dini bayramlarını bahane gösterip Mescid-i Aksa’ya müdahale etmesi. Mescid-i Aksa’nın Yahudilerle ortak kullandırılmasının en önemli strateji oyunudur.  Bunu bütün Müslümanlar artık yavaş yavaş kavramakta. Rusya’nın bu topraklara müdahalesi ve Türkiye’nin bu çembere çekilme planı bu topraklardaki huzursuzluğu artırmak ve büyük İsrail ortamına zemin hazırlığı…

Esed rejimi bu zeminin en büyük yapı taşlarından birisi. Suriye ise tamamen İsrail işgali için gündem değişikliği. Halen Filistin’de eylemler nedeniyle birçok Filistinli hunharca öldürülmekte, birçoğu ise yaralı sindirme politikası hızla sürüyor. Rusya’nın belirsiz yönlü müdahalesi ise en son Türkiye sınırlarının içerine kadar sokuldu. Bu da oyunun başka bir parçası.

Yıllarca PKK ve diğer terör örgütlerini besleyen silahlandıran Rusya’nın Ukrayna ve Kırım işgaline göz yuman, Gezi ve diğer olaylarda gizli yüzünü ön planda tutan Esed rejimine karşı Özgür Suriye’yi destekleyen, sonra da bu desteğini çıkarları doğrultusunda bırakıp DAİŞ’i destekleyip Özgür Suriye’ye karşı savunması bunlar hep büyük oyunun parçaları…

 Rusya ile ilişkilerimiz bu denli iyi iken bu müdahaleler ve NATO’nun tüm desteğimizle yanındayız açıklaması bizi çok şaşırttı. Şaşırılacak hiç bir şey yok, o da farklı bir oyun. Dış ve iç bazı düşman kesimler buna çanak tutmakta, sinsi sinsi planlarını yürütmekte. Eğer temeli güçlüyse, gözetleyiciler sağlamsa öyle kafanıza göre sinsi planlarınızı yürütemezsiniz. Bazen planlar ayaklarınıza dolaşır ve hemen gündemi nasıl değiştiririm diye çareler yoluna başvurursunuz!

Ne zaman yönümüzü Orta doğuya çevirsek nedense ya sınırlarımızda veya sınırlar içerisinde bazı olaylar cereyan ettirilmekte. Yaşanan o zulme siyah bir perde gerilmekte. Perdenin ardında yaşananlar malum… Siyonizm her türlü işgalini, çirkin oyun ve emellerini Avrupa’nın süslü reklamları ile sürdürmekte. Onca kan, onca yıkım renkli sayfalarda ve masun konumlarda gösterilmekte. Zulmeden masum ve mağdur, Müslümanlar ise suçlu gösterilmekte ve bu oyuna sürekli yeni figüranlar eklenmekte.

Masumiyetlerini duyurmak için gerekçe Rusya devlet başkanı Vladimir Putin’in BM Genel Kurul toplantıları için New York’a hareketinden önce Rusya’nın Suriye’de terör örgütü IŞİD hedeflerine yönelik operasyon yapacağı ve nedense ölen masum sayısı gün geçtikçe artmakta. Özgür Suriye karşısında zayıf düşen hatta barış görüşmelerine bile kolları sıvamak üzereyken bir anda Esad rejimine kan geldi. Hatta kara harekâtına hazırlığının dedikodusu yavaş yavaş duyulmakta. Yani bir nevi zulmün yönüne kan geldi. Nedense bu yön İsrail’in bölgedeki planına artı sağlamakta. Suriye’nin Tartus kentinde Rusya’nın deniz üssü bulunması ve Esad rejiminin yavaş yavaş çöküntüye uğraması tabi ki Moskova’nın endişelerini arttırdığı bilinmekte. Yerleşimci Yahudilerin radikal haham ve bazı radikal yöneticiler vasıtası ile silahlandırılması ve özellikle bu radikal gruplarda adından sürekli söz edilen şebbiha çeteleri yerli Filistin halkı üzerine silahlandırılıp çatışmalara ön ayak olup bir halk çatışması olarak lanse ettiler.