Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Uluslararası Demokratlar Birliği Kapasite Geliştirme ve Eğitim Çalıştayı katılımcılarını Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Sergi Salonu'nda kabul ediyor. Erdoğan, gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulunuyor.
Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:
"Birliğimizin bu güzel programını ortak akla verilen önemin bir sembolü olarak görüyoruz. Uluslararası Demokratlar Birliği Avrupa'daki kardeşlerimizin haklarının korunması, genç kuşakların asimile olmadan topluma katılımı ve akademide insanlarımızın desteklenmesi gibi kıymetli faaliyetler yürüttü, yürütüyor.
Tehditler değiştikçe birliğin faaliyet sahası da değişiyor. Kardeş topluluklara da el uzatmasını kıymetli buluyorum.
20 yılda marka haline dönüşen birliğimizi canı gönülden tebrik ediyorum. Birliğe maddi manevi destek olan her kardeşime şükranlarımı sunuyorum. Aramızda olmayan kardeşlerimi de rahmetle yad ediyorum.
Sadece bizim değil Avrupalı Türklerin yanı sıra kimliğini koruma mücadelesi verenlerin de birliğimizden büyük beklentileri var. Sizlerin omuzlarınızda ağır bir yük bulunuyor. Çalışmak, daha fazla gayret etmek zorundayız.
'Hak verilmez alınır' şiarı ile tempomuzu artırmalıyız. Her zamankinden daha dinamik ve kucaklayıcı anlayış ile hareket etmeliyiz. Nerede yaşarsak yaşayalım milletçe güçlü olmak mecburiyetindeyiz. Asırlar boyu İslam'ın sancaktarlığını yapmış, tarihi zaferlerle dolu milletin evlatlarına zayıflık yakışmaz."
"ULUSLARARASI DEMOKRATLAR BİRLİĞİ'NDEN BÜYÜK BEKLENTİLERİ VAR"
"Uluslararası Demokratlar Birliği, sene başında yaptığı kongreyle birlikte daha da güçlenmiş, gençleşmiş, dayanışmasını ev motivasyonunu artırmıştır. İç tartışmaları geride bırakan, birliğimiz demokrasi ve hukuktan sapmadan kuruluş misyonunu çok daha başarılı şekilde yerine getirecektir. Sadece bizim değil Avrupalı Türklerin yanı sıra kimliğini ve kültürünü koruma mücadelesi veren on milyonlarca kardeşimizin de Uluslararası Demokratlar Birliği'nden büyük beklentileri var.
İslam düşmanlığından ırkçılığa, pek çok tehdidin Avrupa'da tırmandığı bir dönemde sizlerin omuzlarınızda gerçekten ağır bir yük bulunuyor. Çalışmak, daha çok çalışmak, daha fazla gayret etmek zorundayız. 'Hak verilmez, alınır' şiarıyla mücadele tempomuzu biraz daha artırmalıyız. Avrupa Türk toplumu olarak saflarımızı sıklaştırmalı, her zamankinden daha dinamik, daha kuşatıcı ve kucaklayıcı bir anlayışla hareket etmeliyiz. Her zaman söylüyorum, biz nerede yaşarsak yaşayalım milletçe güçlü olmak mecburiyetindeyiz."
"SOLİNGEN SALDIRISINA SESSİZ KALAMAYIZ"
"Almanya'nın uzun yıllar direndikten sonra çifte vatandaşlık düzenlemesini, kabul etmesini olumlu karşılıyoruz.
Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier ile görüşmemde Solingen faciasından 31 yıl sonra 25 Mart'ta yine aynı yerde 2'si çocuk 4 kardeşimize düzenlenen ırkçı saldırıyı gündeme getirdim. Bu saldırının tamamen aydınlatılması ve sorumluların da mutlaka cezalandırılması gerektiğini söyledim. İlgili kurumlarımızla bu davanın takipçisi olacağız.
Gazze'de tüm bu vahşet yaşanırken hiçbir Batılı lider sesini yükseltmedi. İsrail'e 'artık yeter' diyecek bir cesur yürek çıkmadı.
"GAZZE'DE YAŞANANLAR KARŞISINDA GICI ÇIKMIYOR"
Söz konusu Türkiye olunca başımıza demokrasi havarisi kesilenlerin Gazze'de yaşananlar karşısında gıkı dahi çıkmıyor. ABD'de katliama tepki gösteren vicdanlı öğrenciler ve akademisyenler linç ediyor, işkenceye maruz kalıyor. Küresel, siyonist lobilerin tüm baskılarına rağmen bu tavrımızı koruyoruz. Türkiye'yi düşmanlaştırarak hiçbir yere varamazsınız.
AYRINTILAR GELİYOR...