GÜNDEM

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan İmamoğlu'na gönderme: Milletin cebinden özel uçakla Roma turu yaptırılamaz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sayıştayın 162. kuruluş yıl dönümü münasebetiyle düzenlenen programda önemli açıklamalarda bulunuyor. Erdoğan, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun gazetecilerle birlikte 'belediye kaynaklarını' kullanarak yaptığı Roma gezisini eleştirdi.

Sayıştayın 162. kuruluş yıl dönümü münasebetiyle Sayıştay Başkanlığı Konferans Salonu'nda düzenlenen programa katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, adalet sistemi, yeni anayasa ve gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulunuyor. 

Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şu şekilde:

"Devletimiz için kritik öneme sahip bir vazifeyi yerine getiren siz arkadaşlarımı gönülden tebrik ediyorum.

Kamu görevi; kaynağı milletin dişinden tırnağından artırdığı vergiler olan, vebali gerçekten ağır bir vazifedir.

Ülkeye hizmet yolunda rehavete yer yoktur. Millete hizmet etmemenin mazereti olamaz. Görevini yapmamanın hiçbir bahanesi olamaz.

Devlet işleri özveriyle icra edilmelidir. Sorumluluk makamında bulunanlardan beklentimiz, vatandaşa karşı yükümlülüklerini kanun ve nizam çerçevesinde vaktinde ve etkin şekilde yerine getirmektir. Amacımız milletimiz hızlı, kaliteli ve eşit bir şekilde kamu hizmetlerinden faydalanmasına imkan sağlamak oldu.

Kuralları sadeleştirici, kırtasiyeciliğe karşı bir anlayışla kamu hizmetlerini yükselttik. Bürokratik vesayeti de ülkemiz ve milletimiz için bir tehdit kaynağı olarak gördüm. Milleti kendine mahkum zannedenlere, görevinin ifasında bahanelere sarılanlara hukukun gereğini yapmaktan asla çekinmedik. Bugün de aynı sorumluluk bilincinde hareket ediyoruz.

Bugün bazı kamu hizmetlerinde vatandaşlarımızın şikayetlerinin olduğunun farkındayız. Bunların hiçbiri vatandaşı mağdur etmenin, görevden kaçmanın mazereti olamaz."

ERDOĞAN: ESKİ SİSTEMİ KONUŞMANIN HAYRI YOK

"Cumhuriyetimizin ikinci asrına yelken açtık. Türkiye Yüzyılı parlak bir gelecek inşasını hedefliyor. Bu vizyon güçlü ve hesap verebilir siyasal sistem, güçlü ekonomik yapı anlamına geliyor. Çeşitli anayasa değişiklikleri ile kritik adımlar attık. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi millet ile devlet arasındaki bağı tahkim etti. Siyasi belirsizlik ortadan kalktı. Yönetimde güven tesis edildi. Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turunda millet kararını verdi. Türkiye'ye vakit kaybettirecek tartışmalarını koalisyon görüşmelerinin hiçbirini yaşamadı. Yıllarca belirsizlik nedeniyle ekonomide, güvenlikte bedel ödeyen ülkemiz bu açıdan bunun tarihi kazanım olduğunu gördü. Elbette sistemin işleyişinde pürüzler olabilir. Bunları gidermek siyaset kurumu uhdesindedir. Sistemi iyileştirecek her türlü adımı atmaya hazır olduğumuzu söyledik. Eski sisteme dönüş polemiğinin millete hayrı dokunmayacak. Yeni anayasa meselesi gelecek vizyonumuzun parçasıdır. Yeni sivil anayasa kilometre taşıdır. Türkiye'yi 82 anayasasından kurtarmak bizim için milli bir görevdir. Demokratik devlet yasasını ele alan siviller eliyle hazırlamak borcumuzdur.

Halka hizmet yolunda yönetim anlayışımız kadar denetim anlayışımızı da geliştirmeliyiz. Devlet geleneğimizde de teftiş her zaman önemsenmiştir. Sayıştay çok önemli roller üstleniyor. Kamuda tasarrufun ön plana çıktığı günlerde Sayıştay'ın denetimleri daha da önem kazanmıştır. Hiçbir kurum savurganlık içinde olamaz. Milletin oluşturduğu kıt kaynakların birilerinin reklam bütçesine dönüşmesini hoş karşılayamayız. Eş dost atamaları ile belediye kaynaklarının kişisel kullanıldığını görüyoruz. Milletin cebinden basın mensuplarına roma turu yaptırmanın hiçbir haklı gerekçesi olamaz. Bu konuda atanmış veya seçilmiş fark etmeksizin tüm makam sahipleri daha hassas davranmalı kamu malına özen göstermelidir.

Tasarruf paketini milletimiz ile paylaşmıştık. Türkiye başkaları gibi sınırsız petrolü, altını, doğal gazı olan ülke değildir. Biz çalışarak ayakta kalan ülkeyiz. Sayıştay'ın konumunu daha da güçlendirdik. Kamu kaynağı kullanan her kurumu Sayıştay denetimi kapsamına aldık. Yüksek denetimin tüm unsurları ve metotlarına sahip oldu. Sayıştay'ı hak ettiği konuma biz getirdik."