Zamanın akışının ölçülebilir hâle gelmesi, insanoğlu için dönüm noktalarından biridir. Her tıkırdayan saniye, bir hikâyeyi anlatır ve bunlar bazen sıradan saatte bazen de sanatsal değer taşıyan el yapımı bir cep saatinde gizlidir. Tarih boyunca saatler, yalnızca bir zaman ölçme aracı değil; aynı zamanda birer statü sembolü, sanatsal objeler ve dönemlerinin tanıkları olmuştur. Bu düşüncenin en nadide örneklerinden biri ise ünlü İşadamı Dikran Masis’in 45 yılda oluşturduğu cep saati koleksiyonudur.
Zamanın yatırımı: Masis koleksiyonu
Dikran Masis, saat takmayan ama saat koleksiyonculuğu yaparak dünya çapında bir isim hâline gelen bir isim. Onun hikâyesi, zamanın maddi bir yatırım olmaktan öte sanata, tarihe ve geleneklere olan saygının bir nişanesi olarak okunabilir. Yıllar boyunca dünyanın dört yanından topladığı bu özel saatler, yalnızca birer nesne değil; her biri bir dönemi ve hikâyeyi yaşatan nadide eserlerdir.
Bu koleksiyon, yalnızca saat meraklılarının ilgisini çekmekle kalmaz, aynı zamanda sanat tarihçilerinden antika koleksiyonerlerine, dönem meraklılarından kültür turizmi sevenlere kadar geniş bir yelpazeye hitap eder. Masis’in koleksiyonunda, 46 benzersiz cep saati bulunuyor. 19 Aralık Perşembe günü Fransa’daki ünlü müzayede evi Artcurial’de bu saatler, yeni sahiplerini bulmak üzere sergilenecek.
Cep saatlerinin tarihsel yolculuğu
Cep saatlerinin tarih sahnesine çıkışı, 16. yüzyıla dayanır. Mekanik saatin icadıyla birlikte taşınabilir saatler, öncelikle soyluların çok değer verdiği birer aksesuar hâline gelmiştir. Bu dönemde saatlerin güzelliği ve sanatsal işçiliği, teknik hassasiyetinden daha fazla ön plana çıkmıştı.
İlk cep saatleri, büyük ve hantal yapılardaydı. Genellikle zincirlerle kemerlere ya da ceplerin dışına takılır ve birer sınıf sembolü olarak kullanılırdı. Zamanla çağın ilerleyen teknolojisi ve ince işçiliğini birleştiren ustalar, saatleri daha küçük, zarif ve kullanılabilir hâle getirdi.
‘Masis Koleksiyonu’nda yer alan saatler, bu tarihsel evrimin bütün önemli dönemlerini kapsıyor. Osmanlı sarayı için özel olarak üretilen el yapımı saatler ise koleksiyonun en dikkat çekici parçalarından. Bu saatler, birer zaman ölçü aletinden ziyade sarayın zevkini, estetik anlayışını ve dönemin işçiliğini gözler önüne seriyor.
Zamanın sanata dönüşümü
Cep saatleri yalnızca birer zaman göstergesi değil; aynı zamanda ustalığın, sanatsal yeteneğin ve yaratıcılığın bir yansımasıdır. Özellikle 18. ve 19. yüzyıllarda Avrupa’da üretim yapan ustalar, saatleri bir sanat eseri olarak görmüş, altın, gümüş, mine işçiliği ve taş oymacılığıyla süslemiştir. Bazı cep saatleri, ünlü ressamların minyatür tablolarını ya da mitolojik öykülerden sahneleri taşır.
Masis Koleksiyonu’ndaki bazı saatler, dünyanın önde gelen saat ustalarının elinden çıkmış olup büyük bir sanatsal değer taşıyor. Osmanlı padişahlarına hediye edilmek üzere üretilen saatler ise o dönemin sınırsız zenginliği ve ince zevkini yansıtıyor. İnce mine işçiliğini görenler, bu saatleri kullanmaya nasıl kıyılabileceğini düşünmeden edemez.