Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 2023 yılındaki CHP Kurultayı'nda "para karşılığı oy kullandırıldığı" iddiaları üzerine soruşturma başlattı.
Soruşturma kapsamında Kemal Kılıçdaroğlu ve Akif Hamzaçebi tanık sıfatıyla ifadeye çağrıldı.
Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı'na yapılan ihbar üzerine, evrak yetki itibariyle Ankara'ya gönderildi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ise yaptığı yazılı açıklamada, "Başsavcılığımıza gönderilmesini müteakip Başsavcılığımızca 2024 yılı Ocak ayında soruşturma başlatılmıştır. Soruşturmaya konu olayla ilgili basın organlarında ve sosyal medyada yapmış oldukları açıklamaları nedeniyle Kemal Kılıçdaroğlu ve Akif Hamzaçebi tanık sıfatıyla ifadeye çağrılmıştır. Soruşturmaya titizlikle devam edilmektedir" denildi.
KILIÇDAROĞLU “GENEL BAŞKAN AÇIKLAMA YAPMALI” DEMİŞTİ
Kılıçdaroğlu, Cuma günü KRT’de katıldığı programda ‘şaibeli kurultay’ iddialarına ilişkin şunları söylemişti:
“Erdoğan, bildiğim kadarıyla 4-5 kere ‘şaibeli kurultay' dedi. Bu konuda partinin yetkili organlarının veya sayın genel başkanın çok açık bir açıklama yapması lazım. Ben, bu sorunun doğrudan muhatabı değilim. Doğrudan muhatabı aslında partinin genel başkanı. Ses çıkarılmazsa, pek çok soru işareti sıradan vatandaşın bile hafızasında yer alır. Erdoğan'ın sürekli tekrar etmesinin de bir şeyi var. Yanıt mı almak istiyor? Partinin genel başkanları dahil arkadaşların yanıt vermesi lazım. En son Manisa Kongresi'nde yine Erdoğan söyledi. Bu beni rahatsız ediyor. Partinin yöneticilerini de rahatsız etmesi lazım. Erdoğan'ın bu kadar partinin üstüne gelmesinin gerekçesi ne onu da bilmiyorum, partinin bu kadar sessiz kalmasını da anlamakta güçlük geçiyorum. Bu beni rahatsız ediyor. CHP, 100 yılı aşan bir partidir. CHP, kirliliği kabul etmez. Bu her tarafa çekilebilecek bir şaibe. Nedir şaibe? ‘Ya çık açıkla’ diyecekler ya da ‘Böyle bir şey yoktur’ diyecekler. Parti yönetiminin açık ve net açıklama yapması lazım. Yapmıyorsanız, e sükut ikrardan gelir o zaman başka bir şey var demektir burada. Bir şey varsa, kesinlikle partinin kirlilikten arınması gerekir. Ben yıllarımı CHP'ye vermişim, kirliliği asla kabul etmeyen, karşısında duran, bizim bazı belediye başkanlarımız kirliliğe bulaştığında hemen partinin dışına çıkarttık.”
Kılıçdaroğlu, “Şüpheniz var mı” sorusu üzerine de şöyle devam etmişti:
“Bilmiyorum. Elimde bir şey yok. Bunu söyleyen kişi bir partinin genel başkanı ve cumhurbaşkanı. Bu ağır bir suçlamadır. Bu bireysel bir olay değildir. Bireysel pencereden bakarsanız bu yanlıştır. Bu partinin kimliği, kuruluş felsefesi çerçevesinde ele alınması gereken bir olaydır. Şikayetler geliyor ama bu farklı bir şeydir. Bugüne kadar yapılan hiçbir kurultayda CHP bu suçlamayla karşı karşıya kalmamıştır. İlk kez 4-5 kez söylenmesine karşı yönetim sessiz kalıyor. Derhal çıkıp açıklama yapmaları gerekiyor. Derhal, beklemeden. Bu söylemin hangi gerekçe ile dillendirildiğini bilmiyorum. Ama bunun dillendirilmesine karşı parti yönetimin sessizliği beni derinden üzüyor. Bu olmaz. Bugüne kadar neden konuşulmadığını bilmiyorum, beni rahatsız eden de o.”
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN NE DEMİŞTİ?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nun işaret ettiği 1 Şubat’taki AK Parti Manisa 8’inci Olağan İl Kongresi'ndeki konuşmasında şunları kaydetmişti:
"Eski genel başkanlarını bir ara yere göğe sığdıramıyorlardı. 'Gandi Kemal gençlerin demokrat amcası' diyerek övgü yağmurlarına tutuyorlardı. Ne olduysa, 'Türkiye'yi kurtaracak' dedikleri Bay Kemal'i bir anda istenmeyen adam ilan ettiler. 14-28 Mayıs seçimlerindeki hezimetin tüm faturasını Bay Kemal'e çıkarıp şaibeli bir kurultayla kendisini tehcir ettiler. Birkaç ay öncesine 85 milyonu yönetmeye layık gördükleri şahsı CHP'nin başına layık görmediler. Şimdi ne kapısını çalan var ne fikirlerini merak eden var. Gerçeği de ikrar etmek durumundayım. Yıllarca bu zatın ülkemiz siyasetine zarar verdiğini, iftira, yalan, hakaret dolu söylemleriyle demokrasimizi zehirlediğini, siyaset kurumunun itibarına gölge düşürdüğünü sıkça vurguladık. Soru işaretleriyle dolu kurultay süreciyle de olsa CHP'nin başından gönderilmesini müspet karşıladık. Türkiye'nin bir nebze olsun rahatlayacağına, siyasetin olması gereken düzleme oturacağına inandık. Bu anlayışla yeni genel başkana bir şans tanıdık. Bundan da muradımız kutuplaşmayı azaltmak, siyasi iklimi yumuşatmak, CHP'nin normalleşmesine katkı sunmaktı. Ülkenin ve milletin meseleleri söz konusu olduğunda en azından diyalog kurabileceğimiz bir zemini inşa etmeye çalıştık. Ancak gerilimden beslenen ana muhalefet içinde vesayet odakları buna tahammül edemedi. CHP'nin normalleşmesine ne yazık ki bir fırsat vermediler.”