Çin Uzay Turizmi ile tarih yazmaya hazırlanıyor: 2027'de başlıyor!

Geleceğe doğru attığımız adımların bir yeni halkası daha: Çin, 2027 yılında uzay turizmine başlıyor. İnsanlık tarihinde büyük bir dönüm noktası daha… Artık uzayın “sadece astronotlara özel” bir deneyim olduğu günler geride kalıyor. Çin’in özel girişimlerinden Deep Blue Aerospace, gökyüzüyle aramızdaki sınırları kaldırmayı hedefliyor. Planlarını geçtiğimiz günlerde duyuran şirket, 2026’da ilk test uçuşlarına başlamayı, 2027’de ise yörünge altı turizm uçuşlarına resmen geçmeyi hedefliyor. Üstelik biletler de satışa çıktı; 210 bin dolara, sıfır yer çekiminde geçen 600 saniyelik o rüya gibi deneyimi yaşamak mümkün olacak.

Deep Blue Aerospace’in hayal gücümüzü zorlayan bu girişimi, aslında bir süredir dünya çapında yaşanan uzay turizmi yarışının en yeni halkası. SpaceX, Blue Origin gibi ABD merkezli rakiplerin yanında Çin de uzay turizmi sahnesine güçlü bir oyuncu olarak girmeye hazırlanıyor. Bu alanda daha önce adını duyurmuş devlete ait CAS Space şirketi de var; yani rekabet kızışacak gibi.

Peki Deep Blue Aerospace bizlere nasıl bir yolculuk sunacak? Şirketin geliştirdiği Nebula-1 roketi, yeniden kullanılabilir özellikte bir ilk aşamaya sahip. Ayrıca, turistlerin uzay yolculuğunu unutulmaz kılacak 3,5 metre genişliğinde, 4 metre yüksekliğinde bir kapsül tasarımı var. Bu kapsülde toplam altı koltuk bulunuyor. Çevresi geniş pencerelerle donatılmış kapsül, yalnızca yer çekimsiz ortam deneyimi sunmakla kalmayıp uzayın büyüleyici manzaralarını da ziyaretçilerine sunacak. Yani her bir yolcunun önünde bir pencere olacak, o sonsuz boşluğa birebir tanık olacaklar.

Biraz daha teknik detaya girelim… Deep Blue’nun kapsülü, 1.200 kg taşıma kapasitesine sahip ve yeniden kullanılabilir bir yapıda. Bu da kapsülün tam 50 kez kullanılabileceği anlamına geliyor. Doğrusu bu, sürdürülebilir uzay turizmi için çok büyük bir adım. Tek kullanımlık roketlerle yapılan uçuşların maliyeti korkunç seviyelere ulaşabilirken, Deep Blue’nun bu stratejisi hem maliyetleri düşürecek hem de çevreye daha duyarlı bir yaklaşım sağlayacak.

Şimdi düşünelim, 2027’de gerçekten 210 bin dolar ödeyerek sıfır yer çekimi deneyimi yaşamak isteyen ne kadar insan çıkar? Görünen o ki, oldukça fazla… İlk iki biletin hemen satılması, bu merakın göstergesi değil mi? Tabii bu fiyat seviyesi oldukça yüksek; yine de uzay turizminin her geçen gün daha ulaşılabilir hale geleceğini söyleyebiliriz. Şirketlerin sayısı arttıkça, fiyatların da düşmesi kaçınılmaz. Belki 2030’larda çok daha fazla insan uzay turizmi yapma imkanına sahip olacak. Kim bilir, belki bir gün bu fiyatlar sıradan bir tatil paketine denk gelir!

Her şey bir yana, 2027’de bir sabah uyandığımızda gökyüzüne baktığımızda orada turistik bir kapsül görebileceğimizi hayal edin. İnsanlığın ilerlediği noktaya bir kez daha hayran kalmamak elde değil. Çin bu hamlesiyle yalnızca teknolojik gücünü değil, uzay alanındaki büyük potansiyelini de dünyaya gösterecek.