Çocuğa Allah İnancını ve Sevgisini Aşılamak

İslâm’da dinî düşüncenin temelini Allah inancı oluşturur. Küçük yaşlardan itibaren çocuğun din eğitiminde öğretilmesi gereken ilk husus Allah inancıdır. Allah inancı diğer iman esaslarıyla da çok sıkı ilişki olduğundan diğer iman esaslarının öğretiminde de Allah inancı kulanılmalı ve bu inançla beraber Allah sevgisi ve diğer esasların eğitimi de verilmelidir.

Modern toplumlarda görülen ruhî bozukluklar ve sinir hastalıkları, genellikle ümidini ve mânevî desteğini kaybeden inançsız ve ümitsiz insanlarda ortaya çıkmaktadır. İntiharların yüzde 95'i de aynı şekilde, inançsız ve mânevî desteğini kaybedenler arasında görülmektedir.

İman sahibi kimselerin ruhî yönden huzurlu olmalarını, bizzat iman sağlamaktadır. Çünkü iman, kelime manası itibariyle de "kalbe emniyet, huzur ve sükûn vermek" demektir. Allah'a iman, insana, çeşitli zorluklara karşı dayanma gücü verecektir. Aynı şekilde çocuk, Allah'a inanmakla kendini güçlenmiş ve Ona yakınlaşmış hissetmektedir. Allah'ın, kendisini her zaman koruyacağına ve suçlarını affedeceğine, dualarının kabul edileceğine inanmak çocuğa büyük bir rahatlık ve huzur vermektedir. Böylece çocuk hayatı iyi, güzel ve yaşamaya değer bulmakta ve o nispette yaşama gücü artmaktadır.

3-4 yaşındaki çocuklara Allah’tan bahsetmelidir. Dinî bilgilerin çocuklara 3-4 yaşından itibaren verilebileceğini, her şeyi yaratan ve idare eden Allah tasavvurunu o yaşlardaki çocukların anlayışlarına zor gelmeyeceğini söyleyebiliriz. Psikologlar, insanda en temel ve ilk ortaya çıkan duyguların sevgi, bağlanma ve güvenme duyguları olduğunu söylemektedirler. Allah sevgisi, insanın yaratılışında mevcut bir duygudur.

Çocuğumuzu Allah sevgisi ile yetiştirelim. Evladımız Allah’ın; seven, koruyan, affeden, merhametlilerin en merhametlisi olan, cezadan çok ödüllendiren azamet sahibi bir ilâh olduğunu öğrenmelidir. Bazı aileler, Allah korkusunu yanlış bir terbiye aracı olarak kullanmakta ve bu korkuyu, “söz dinlemeyeni Allah taş yapar!”, “yemeğini yemeyeni cehennemde yakar.”, “yalan söyleyenin dilini keser!” gibi cümlelerle çocuğun kafasına sokmaya çalışmaktadırlar.

Bunun sonucunda, çocukta yanlış bir ilâh kavramı tasavvuru oluşmakla kalmaz, aynı zamanda sürekli günahlarından dolayı kendini suçlayan ve aşağılayan bu çocuğun ruh sağlığı da bozulur. Çocuğumuzun sorularını basit, fakat doğru ve sade bir dille cevaplamalıyız. Allah’ın merhamet eden, bağışlayan, her şeyi yaratan ve bizleri koruyan tek ilâh olduğunu çocuğa anlatmalıyız. Aşıladığımız Allah sevgisi, her türlü güçlüğü yenmede ona yardımcı olacaktır.

Bu itibarla çocuğumuza Allah sevgisini aşılamamız gerekir. Çocuğa Allah sevgisini öğretmek ve aşılamak için anne-babanın yaptığı birtakım ibadetler ve davranışlarının gerekçesini “Allah sevgisi” olarak çocuğa açıklanması önemlidir. Çünkü çocuk namaz kılan, bir şey yemeden içmeden oruç tutan anne ve babaya “Niçin oruç tuttuğunu”, “Niçin namaz kıldığını sorar.”

Bu durumda anne-babalar Allah’ı sevdikleri için bu ibadetleri yaptıklarını çocuklara ifade etmelidir. Buna göre okul öncesi dönemde çocuk için en güçlü ve en önemli varlık olan anne ve babalar dahi Allah sevgisi ile bir şeyler yapıyorsa çocuk kendisi açısından da aynı şeyi düşünür. Ve kendisi de Allah sevgisiyle bir şeyler yapmak ister. Burada yapılan bu uygulama bizzat yaşayarak ve örnek olarak çocuğa Allah sevgisinin aşılanması eğitimidir. Çocuk önce Allah’ı sevmeyi öğrenmeli ve ona bu sevgiyi herkesden önce mutlaka anne-babası vermelidir.

Özetle; üç yaşından itibaren Allah hakında bilgi edinmeye başlayan çocuk, önceleri Allah’ı insana benzetme, bir nitelik taşıyan tasavvurlarını 7-9 yaşlarında mücerret bir şekle dönüştürmektedir. Yine bu yaşlarda Allah’ın gökte olduğuna inanırken, 10-12 yaşlarında ise O’nun her zaman ve her yerde olduğunu kabul etmekte ve diğer yönlerde olduğu gibi, Allah’ı tasavuvur hususunda da bir gelişmeye yönlendiği görülmektedir. Çocuklara Allah anlatılırken, yanlış Allah korkusu yerine, Allah sevgisine dayalı bir eğitim verilmelidir.

Yukarıda da belirttiğimiz gibi, çocukluğun ilk dönemlerinde, korkuya yer vermemek daha doğru olacaktır. Allah’ın çocuklara ceza veren değil merhamet eden, onları bağışlayan, seven bir varlık olduğu çocukların zihnine işlenmelidir. Dolayısıyla çocuklara Allah inancını ve sevgisini en güzel bir şekilde öğretmeleri ana-babanın görevidir. Allah inancı ve sevgisiyle yetişen çocuklar iman, ibadet ve güzel ahlak sahibi olur. Bu şekilde de hem kendisine hem ailesine hem de topluma maddî ve manevî faydası olur.