Erdoğan, "31 Mart'ta İstanbul'da kaldığımız yerden yeniden 'Bismillah' diyerek işe koyulacak, inşallah aziz İstanbul'un fetret devrini sona erdireceğiz" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sirkeci-Kazlıçeşme Raylı Sistem ve Yaya Odaklı Yeni Nesil Ulaşım Projesi Açılış Töreni'nde konuştu.

Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti;

Buradan sizlerin vasıtasıyla tüm İstanbul'a tüm Zeytinburnu'na en içten selamlarımı gönderiyorum. Teveccühünüz ve muhabbeteniz için teşekkür ediyorum. Bugün şehrimizin ulaşımını rahatlatmanın yanı sıra aynı zamanda tarihi boyutu da olan anlamlı bir açılış töreni ile bir aradayız. Kazlıçeşme-Sirkeci raylı sistemi ülkemizin en eski demir yollarından biridir. İlk kısmı bundan 153 yıl önce hizmete giren hat özellikle Bakırköy ve Yeşilköy'ün gelişmesine büyümesine önemli katkılar sağlamıştır. Yaklaşık 141 yıl boyunca İstanbul ulaşımının omurgalarından biri olan hattımız Marmaray'ın açılışı ile birlikte hizmetini tamamlamıştır. Gebze-Halkalı banliyö hattı metroya dönüştürülerek hizmete devam ederken, Sirkeci ile Kazlıçeşme istasyonları arasındaki 8,3 kilometre uzunluğundaki kesim atıl durumda kalmıştı.

"Hattı yepyeni bir tasarımla tekrar İstanbul'a kazandırmayı amaçladık"

İstanbul'un ihtiyaçlarını da gözeterek Sirkeci-Kazlıçeşme arasında atıl vaziyette duran 8,3 kilometrelik bu hattı aktif hale getirmeye karar verdik. Hattın üzerindeki gerekli iyileştirme ve değişimleri yaparak yepyeni bir tasarımla tekrar İstanbul'a kazandırmayı amaçladık. Böylece hem demir yolu hem de yaya odaklı çevreci bir projeyi İstanbullu kardeşlerimizin istifadesine sunmayı istedik. Gelirken, Murat kardeşime onu söyledim. Önümüzde bir karar, nedir bu? İnşallah Sirkeci Garı'ndan tüm bu istikamette istasyonlar başta olmak üzere tarihi eserler başta olmak üzere buraları sıfır kilometre yenilemeye ve buralardan inşallah sadece İstanbul'a değil tüm dünyaya mesajımızı vermeye kararlı mıyız? 5 yıl boşa geçti. Niye bir şey yapılmadı? Yapamazlar, yapmazlar. Bunların böyle bir derdi yok. İşte Sirkeci'den şu geldiğimiz noktaya kadar bütün binalar yıkık, dökük. Surlar yıkık, dökük. İşte bunları da yine inşallah biz yapacağız.

"Raylı sistem ağları 340 kilometreye çıktı"

Bugün amacımızı gerçekleştirmenin sevincini yaşıyoruz. Projemiz kapsamında 7,3 kilometre yaya yolu, 7,3 kilometre bisiklet yolu, 122 bin 550 metre kare meydan ve rekrerasyon alanları, 6 bin metrekare kapalı sosyal kültürel alan, 74 bin metrekare yeni yeşil alan ile 14 adet yaya geçidi ve 13 adet kara yolu geçidi yer alıyor. Yani şehrimize raylı sistem hattından öte sosyo kültürel, turizm, spor, gezinti, bisiklet ve diğer imkanların da olduğu son derece modern ulaşım projesini inşallah kazandırmış olacağız. Bu hattımızın da hizmete alınmasıyla birlikte İstanbul'da tamamlanan raylı sistem ağlarının toplam uzunluğu 340 kilometreye çıkmaktadır. Projemiz ile sadece demir yolu inşası yapmayıp ayrıca çevrede yaşayan insanların konforunu artıracak diğer düzenlemeleri de gerçekleştirdik, gerçekleştiriyoruz.

Ecdat yadigarı tescilli durakları, sanat tarihçileri, mimarlar, arkeologlar bütün bunların nezaretinde ve kurul kararları doğrultusunda restore ettik. Cerrahpaşa ve Samatya Hastanelerine erişimi kolaylaştıracak yeni bir durağı da mevcut hatta ilave ettik. Sirkeci-Kazlıçeşme raylı sistem hattının önümüzdeki 30 yıllık süreçte ekonomiye toplam katkısının 785 milyon avro olacağını hesaplıyoruz. Yeni nesil ulaşım projelerimizin en güzel örneklerinden birini teşkil eden Sirkeci-Kazlıçeşme raylı sistem hattının ülkemize, şehrimize, ilçemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum. Hattın İstanbul'umuza kazandırılmasında emeği geçen bakanlığımızı, Ulaştırma Bakanımızı ve ekibini gönülden tebrik ediyorum. Yüklenici firmamızı, mühendisinden işçisine emeği geçen herkesi canı gönülden tebrik ediyorum.

"CHP zihniyetinin hakaret ettiği ecdadın tavrı budur"

Bugün yeni tasarımıyla, yeni çehresiyle hizmete sunduğumuz bu hattın çok ibretlik bir hikayesi vardır. Hattın ilk bölümü 1871 yılında Yedikule Küçükçekmece arasında resmen hizmete girer. Ancak Yedikule'deki başlangıç istasyonu şehrin iş merkezi olan Eminönü bölgesinden çok uzakta kalır. Bunun üzerine hattın iş merkezi olan Sirkeci'ye kadar uzatılması istenin. Ancak hattın Topkapı Sarayı'nın sahil kesiminden geçecek olması ve güzergah üzerindeki sahil köşkleri sebebiyle bir tereddüt yaşanıyor. Durum Sultan Abdülaziz'e anlatıldığında, Sultan tarihe geçecek şu sözleri ifade eder; Memleketime tren yolu yapılsın da isterse sırtımdan geçsin razıyım der. Ecdat söz konusu vatana, millete, devlete hizmet olunca meseleye daima bu zaviyeden bakmıştır. CHP zihniyetinin hakaret ettiği, husumet beslediği, fırsatını buldukça düşmanlık sergilemekten çekinmediği ecdadın tavrı işte budur. Yeter ki, bu yapılsın sırtımdan geçsin.

"Bizim siyasette ilkemiz millete hizmetkarlıktır"

Bugün halen kullandığımız pek çok eser köprü, tren hattı ve bina kurum ve kuruluşun altında ecdadın imzası bulunuyor. Biz de ecdada vefa, mirasını ihya anlayışıyla hem ecdada hürmette kusur etmiyor hem de emanetlerine sıkı sıkıya sahip çıkıyoruz. Bizlere bu toprakları vatan olarak bırakanlara şükran borcumuzu başkaları gibi istiskal ederek değil yadigarlarını ihya ederek ödüyoruz. Sadece bununla da yetinmedik, yetinmiyoruz. Geçmişte atalarımızın hayalini kurduğu Marmaray, Avrasya Tüneli, Çanakkale 1915 Köprüsü gibi vizyon projelerini tek tek hayata biz geçirdik. Bizim siyasette tek bir ilkemiz vardır. O da millete hizmetkarlıktır. Mesele bugün hangi mevkide, makamda, koltukta olduğunuz değil geride hangi eserleri bıraktığınızdır. Bunun önemini özellikle tarihimize baktığımızda çok daha iyi anlıyoruz.

"İstanbul bize bu pisliklerden kurtulmak için devredildi"

Bugün burada şu gerçeği tüm samimiyetimle tekrar ifade etmek istiyorum. Bakınız biz yaklaşık yarım asırdır siyaset yoluyla ülkemize hizmet etmenin mücadelesini veriyoruz. Bugüne kadar aziz milletimizin takdiri ile pek çok göreve geldik. Bundan 30 sene önce İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak devraldığımız sorumluluğu daha sonra başbakan ve cumhurbaşkanı sıfatıyla taşımayı sürdürdük. Gençler bilmeyebilir ama anne babalar bilir. Şöyle bir hafıza kaydımızı tazeleyelim. Hatırlayın, 1994'te göreve geldiğimizde İstanbul neydi? Çöp, çukur, çamur. Öyle mi? Kim vardı iktidarda? CHP yani şu andakinin büyükleri. Peki İstanbul bize niye devredildi? Bütün bu pisliklerden kurtulmak için. 

Peki rahmetli Kadir bey İstanbul'a yeni bir çehre verdi ve İstanbul yeniden ayağa kalktı. Bizim devrettiğimiz o miras Kadir bey ile bu şahsa kadar geldi. Şimdi bu şahıs nasıl olduysa bir yanlışlık oldu bu görevi aldı. İstanbul yeniden çöp, çukur, çamur oldu mu? Maalesef oldu. Yatırım yok ve şu anda Sirkeci'den buraya kadar gelirken tren hattındaki hali gördük. Diyoruz ki, yeniden İstanbul. 32 gün kaldı ana kademe, kadın kolları, gençler durmak yok yola devam.

"Hak ve özgürlükler için attığımız her adım ana muhalefet tarafından mahkemeye götürüldü"

İşte bu 30 yıllık süreçte nelerle karşılaştığımızı hangi badirelerin hangi zorlukların üstesinden geldiğimizi milletimiz çok iyi hatırlıyor. Terör örgütlerinin eylemlerinden 15 Temmuz ihanetine, ordu göreve pankartlarının asıldığı cumhuriyet mitinglerinden İstanbul'un sokaklarının tarumar edildiği Gezi mandallığına kadar nice saldırıya maruz kaldık. İktidar partisi olarak her iki kişiden birinin oyunu aldığımız dönemde uyduruk gazete küpürleri üzerinden partimiz kapatılmaya çalışıldı. Kendini milletin seçtiklerinden üstün gören, bürokratik oligarşinin sabotaj girişimlerinin ardı arkası hiç kesilmedi. Uluslararası yayın organlarının manşetleri üzerinden doğrudan şahsımız ve hükümetimiz hedef alındı. Hak ve özgürlükler alanında attığımız her adım bu ülkenin ana muhalefet partisi tarafından iptal ettirilmek üzere sürekli mahkemelere götürüldü. İstanbul başta olmak üzere ülkemize kazandırdığımız vizyon projeleri yine CHP zihniyeti ve Gezi'ci tayfa tarafından hep engellenmek istendi.

"Temel atmama töreni yapacak kadar zavallı olan bir İstanbul yerel yönetimi var"

İşte Marmaray kim yaptı bunu? Biz yaptık. İşte Avrasya Tüneli, biz yaptık. Bir de sen bir şey yap. İşte Sancaktepe'de mevcut metronun açılmış kuyusunu doldurmak suretiyle hizmet ettiğini zanneden, Kağıthane'de maalesef orada temel atma değil temel atmama töreni yapacak kadar zavallı olan bir İstanbul yerel yönetimi var. Şimdi bunlara gereken dersi 31 Mart'ta vermeye hazır mıyız? Daha burada tek tek saymaya kalksak saatler sürecek sayısız engelle karşılaştık. Ama tüm bunlara rağmen ülkeye ve millete hizmet yolunda sapmadık. Rabbimizin şahsımıza bahşettiği her nefesi 81 vilayeti ve 85 milyon vatandaşıyla tüm Türkiye'ye hizmet etmek için harcadık. Mevlanın bize verdiği ömrü büyük ve güçlü Türkiye idealini gerçeğe dönüştürmek için sarf ettik. Peygamber efendimizin kutlu emrine ram olarak iki günümüzü bir birine eşit geçirmemek için hep canla başla, aşkla, hüsnüniyetle çalıştık.  

Bugün geriye doğru şöyle bir baktığımızda sadece Fatih'in emaneti olan bu aziz şehirde değil 783 bin kilometrekarelik vatan toprağının her bir karışında işimizin, eserimizin, mührümüzün olduğunu görüyoruz. Türkiye'yi ulaştırmadan sağlığa, turizmden ticarete, teknolojiden savunma sanayiine, güvenlikten tarıma kadar her alanda 3-5-10 kat büyütmenin haklı kıvancını yaşıyoruz. Her beşer gibi elbette bizim de eksiklerimiz, hatalarımız olmuş olabilir. Ancak Türkiye ve Türk milletinin esenliği, huzuru ve istikbali için verdiğimiz hasbi mücadelenin şahidi bu ülkenin tamamıdır. Her zaman söylüyorum biz artık gençlerimizin zamanının misafiriyiz. Şimdiye kadar şerefle taşıdığımız emaneti aydınlık yarınlarımızın teminatı olan TEKNOFEST gençliğine inşallah gururla teslim edeceğiz.

"Gönüller kazanmak için koşmaya, koşturmaya devam edeceğiz"

Geride şükranla yad edilecek, üzerinden yıllar geçse de hayırla anılacak güzel bir miras bırakabiliyorsak ne mutlu bize. Milletimizin gönül sarayında mütana bir yer edinebiliyorsak ne mutlu bize. İnsanımıza Allah ondan razı olsun duasını ettirebiliyorsak ne mutlu bize. Yönlerini ülkemize dönmüş dünyanın bir yanındaki mazlum ve mahsun kalplere umut aşılabiliyorsak ne mutlu bize. Yetimin, öksüzün, garibin ihtiyaç sahibinin elinden tutup kaldırabiliyorsak ne mutlu bize. Milletin takdiri ile geldiğimiz görevlerin hakkını verebiliyorsak, emanetine halel getirmeden vazifemizi icra edebiliyorsak ne mutlu bize. Bunların dışında bir mutluluk kaynağı tanımadık, tanımıyoruz. İnşallah bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da halka hizmet hakka hizmet düsturu ile gönüller yapmak, gönüller kazanmak için koşmaya, koşturmaya devam edeceğiz.

Sultan Fatih'in emaneti olan İstanbul bizim doğup büyüdüğümüz şehir olmanın ötesinde aşkımız, sevdamız, ilk ve son göz ağrımızdır. Hangi görevde olursak olalım İstanbul'dan hiçbir zaman kopmadık. Nerede olursak olalım İstanbul'un sorunlarıyla, sıkıntılarıyla, dertleriyle yakından ilgilendik. Bugün de bir İstanbullu olarak tüm dünyanın göz bebeği olan bu şehrin meselelerini takip ediyor İstanbul'u garip bırakmamak için çalışıyoruz. Bu şehri tüm dinamikleriyle tanıyan ve tüm kalbiyle seven birisi olarak İstanbul'un ihmale gelmeyeceğini, ihmali asla kaldırmayacağını çok iyi biliyoruz. İstanbul kendisine vakfedilmeyi, uğruna adanmayı gerektiren, sadece ve sadece kendisi ile ilgilenilmesini isteyen bir şehirdir. Bunun için İstanbul'a hizmet sorumluluğu yarı zamanlı yapılacak bir iş değildir.

"Bu güzel şehrin bitkisel hayata giörmesine sebep oldular"

Son 5 yılda bu gerçeği acı bir şekilde yaşayarak tecrübe ettik. İstanbul'a emanet olarak değil de nimet olarak bakanlar ihmalkarlıklarıyla tamahkarlıklarıyla, umursamazlıklarıyla bu güzel şehrin bitkisel hayata girmesine sebep oldu. Bilhassa trafik sorunu şu İstanbul'un ulaşım sorunu ne durumda görüyorsunuz. Attığı bir adım var mı? Herhangi bir bu noktada bakıyorsunuz toplu taşımacılıkta her taraf rezillik. Bu noktalarda ne yaparız ederiz de bu işi çözeriz böyle bir dert yok. Metrobüslere bakıyorsunuz yok. Şehrin birçok bölgesinde trafik kör düğüm halde. Öyle ki 2019'da yüzde 47 olan trafik yoğunluğu bugün yüzde 64'e yükseldi. Her bir İstanbullu kardeşim yılda 288 saatini trafikte kaybediyor. İstanbul halkı ailesiyle, sevdikleriyle birlikte geçirmesi gereken zamanı trafikte bekleyerek boşa harcıyor. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığımızın hayata geçirdiği projeler olmasaydı muhtemelen İstanbul'un trafik çilesi artık katlanılamaz halde olurdu. 

Diğer ulaştırmaya baktığımız zaman yatırımlarımızın yanı sıra sadece son 2 yıl içinde toplam 51 kilometrelik metro hattını şehrimizen istifadesine sunduk. Geçen ay sonunda ülkemizin en hızlı metro hattı olan 37,5 kilometrelik projenin Gayrettepe-Kağıthane etabını hizmete aldık. Ayrıca Sabiha Gökçen Havalimanı-Pendik metrosu gibi kritik öneme sahip projeleri devreye aldık. Uğraştıran değil ulaştıran İstanbul parolasıyla yeni hatları, yeni ulaştırma projelerini hayata geçirmeye devam edeceğiz. Önümüzdeki haftalarda Bakırköy-Sahil-Bahçelievler-Kirazlı metro hattını, Halkalı-Başakşehir-İstanbul Havalimanı metro hattını, Altunizade-Çamlıca Camii-Bosna Bulvarı metro hattını inşallah İstanbullu kardeşlerimizin istifadesine sunacağız. Allah'ın izniyle 31 Mart'ta Murat Kurum kardeşimizin şehrin emanetini devralmasıyla birlikte projelerimiz daha da hızlanacaktır.

"Aziz İstanbul'un fetret devrini sona erdireceğiz"

Buradan sizlerin şahsında şu anda bu ülkeyi kimler yönetiyor? Biz yönetiyoruz, şu anda İstanbul'da bulunan bu zat veya zevat böyle bir imkana sahip mi? Değil, fakat 31 Mart'tan itibaren inşallah Murat Kurum kardeşimizle birlikte AK Parti yerel yönetimi ile Cumhur İttifakı Ankara'da el ele verdiğimiz zaman herhangi bir sarkma söz konusu olmayacak ve yola emin adımlarla yürüyeceğiz. Kaldığımız yerden yeniden 'Bismillah' diyerek işe koyulacak, inşallah aziz İstanbul'un fetret devrini sona erdireceğiz.

Öncelikli hedefimiz ortalama yolculuk süresini 64 dakikadan 39 dakikaya düşürmek olacaktır. Raylı sistemlerde toplam uzunluğu bundan 5 sene sonra 650 kilometreye çıkarmayı hedefliyoruz. Ardından raylı sistem uzunluğunu 1004 kilometreye ulaştırarak trafik sorununa kalıcı ve modern bir çözüm bulmayı hedefliyoruz. Aynı şekilde kentsel dönüşüm başta olmak üzere Çevre ve şehircilikte hayata geçireceğimiz yeni projelerle İstanbul'u sadece depreme dayanıklı hale getirmekle kalmayacak inşallah daha da güzelleştireceğiz. Bilim insanlarının hiç vakit kaybetmeksizin hazırlanmamızı tavsiye ettiği deprem gelmeden önce İstanbul'un yapı stokunu yenileyeceğiz. Aralık ayının son haftasında yüz yılın dönüşümünü İstanbul projesini milletimizle paylaşmıştık. Geçtiğimizi cuma günü de İstanbul özelinde yürütülecek kentsel dönüşüm uygulamaların dair cumhurbaşkanı kararını yayınladık.

Evini dönüştürmek isteyen hak sahiplerine bir konut için 700 bin liraya kadar hibe, 700 bin liraya kadar da kredi veriyoruz. Hibe haricinde kiracılara bir kereye mahsus 100 bin lira tahliye desteği sağlıyoruz. Böylece toplam hibe miktarımız 800 bin liraya ulaşıyor. İş yerleri için ise 350 bin liraya kadar hibe, 350 bin liraya kadar da kredi imkanı sunuyoruz. Destek paketinin şehrimize hayırlı olmasını diliyor, buradan riskli yapılarda oturan kardeşlerimizi mutlaka bu fırsatı değerlendirmeye çağırıyorum. Nasıl yalancının mumu yatsıya kadar yanarsa, algı ve sosyal medya belediyeciliğinin kullanım tarihi de inşallah yakında sona erecektir. İstanbul'u muradına kavuşturacağız. Sirkeci-Kazlıçeşme Raylı Sistem Hattı 15 gün ücretsiz olacak.

Editör: Tuğçe Huy