Cumhurbaşkanı Erdoğan Filistin'in Geleceği Konferansı'nda önemli açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan bir kez daha İsrail'in ülkemiz için risk olduğunu değerlendirerek, "Giderek şımaran, giderek azgınlaşan İsrail durdurulmadığı taktirde bu yayılmacılığın nereye uzanacağını tahmin edebiliyoruz. Ülkemize yaklaşan tehlikeyi göremeyen idrak yoksunu kimi şahsiyetler varsa da biz riski görüyor, her türlü tedbiri alıyoruz" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'nın açıklamalarında şu ifadeler yer alıyor:

"AK Parti Dış İlişkiler ve İnsan Hakları Başkanlıklarımızın müştereken düzenlediği bu anlamlı toplantı vesilesiyle siz kardeşlerimle beraber olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. Dünyanın farklı köşelerinden Ankara'mızı teşrif eden misafirlerimize hoş geldiniz diyor. Filistin'in Geleceği Konferansının Filistin Davası için Filistin halkının adil, müreffeh ve barış dolu yarınları için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.

"KUDÜS İLK KIBLEMİZDİR"

Öncelikle her birinize davetimize icabet ederek Filistin halkıyla ve Gazzeli mazlumlarla sergilediğiniz güçlü dayanışma dolayısıyla şükranlarımı sunuyorum. Bugün kalbi Kudüs için atan, Filistin davasına omuz veren, sahip çıkan, Kudüs ilk kıblemizdir, kırmızı çizgimizdir diyen, Gazzeli ve Filistinli kardeşlerimiz için duruşunu, tavrını, yüreğini cesaretle ortaya koyan, dünyanın dört bir yanındaki vicdan sahibi tüm kardeşlerimi bir kez daha saygıyla selamlıyorum. Bu vesileyle geçtiğimiz yıl 7 Ekim'den bu yana İsrail'in acımasızca katlettiği Filistinli, Lübnanlı kardeşlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Filistin'in seçilmiş son başbakanı, aziz kardeşim, çok değerli dostum İsmail Haniye ile birlikte Siyonist hükumetin kalleşçe şehit ettiği tüm siyasi aktörleri bugün bir kez daha rahmetle yad ediyorum.

SOYKIRIM LÜBNAN'A ULAŞTI

Filistin meselesinin konuşulmasını, özellikle içinden geçtiğimiz bu kritik dönemde tüm yönleriyle ele alınmasını çok önemli buluyoruz. Siyasetçileri, akademisyenleri, Filistin davasına gönül veren, aktivistleri bir araya getiren konferansımız inşallah 3 önemli başlık altında meselenin enine boyuna tartışılmasını sağlayacaktır. Fikirleriyle, önerileri ve değerlendirmeleriyle konferansa katkı verecek tüm katılımcılara şimdiden teşekkür ediyorum.

Geçen yıl 7 Ekim'de İsrail'in Gazze'ye yönelik başlattığı saldırılar Filistin'i tekrar insanlığın gündemine taşıdı. İsrail'in soykırımı Lübnan'a ulaştı. Siyonist lobinin medyayı, akademiyi, sanatı, devleti nasıl baskı altında tuttuğunu hepimiz çok yakından gördük. 

"YÜZÜMÜZ KIZARARAK TAKİP ETTİK"

BM Güvenlik Konseyi ile uluslararası örgütlerin, İsrail'in şımarıklıkları karşısında nasıl büyük bir acize düştüklerini yine hep beraber yüzümüz kızararak takip ettik. İnsan hakları örgütlerinin, küresel ölçekte yayın yapan meşhur medya organlarının, söz konusu Filistin olunca, söz konusu Gazzeli, Batı Şerialı, Lübnanlı mazlumlar olunca, mesele Gazze'de vahşice öldürülen masum çocukların hakları olunca, keskin nişancı kurşunuyla katledilen henüz 1-2 yaşındaki bebekler olunca, nasıl derin bir sessizliğe büründüklerine, nasıl üç maymunu oynadıklarına yine sizlerle birlikte şahitlik ettik.

2 MİLYON İNSANA HER TÜRLÜ ZULMÜ REVA GÖRDÜLER

Batı'nın yıllardır savuna geldiği özgürlük, demokrasi, hukuk, ifade ve basın hürriyeti gibi değerlerin tamamı bir çırpıda rafa kaldırıldı. Daha bunun gibi, insanı insanlığından utandıran nice sahne gözlerimizin önünde yaşandı. Canlı yayında gazeteciler kurşunlandı. Hastaneler, camiler, okullar, kiliseler vuruldu. 2 milyon insana her türlü zulmü reva gördüler. 

Tüm bunları ve çok daha fazlasını hepimiz içimiz kan ağlayarak takip ediyoruz. Filistin halkı bu zulmü on yıllardır yaşıyor. İsrail'in işgal, yıkım ve infaz politikası tam 76 yıldır aralıksız devam ediyor. Filistin'de kan, gözyaşı hiçbir zaman dinmedi. İsrail 1948 yılında kuruldu. Buna devlet dersem yanlış olur. İsrail güçleri Nekbe sırasında 1 milyon Filistinliyi sürgün etti. İsrail, Nekbeden itibaren kan dökmeye devam etti. 

"ÜLKEMİZE YAKLAŞAN TEHLİKE..."

Giderek şımaran, giderek azgınlaşan İsrail durdurulmadığı taktirde bu yayılmacılığın nereye uzanacağını tahmin edebiliyoruz. Ülkemize yaklaşan tehlikeyi göremeyen idrak yoksunu kimi şahsiyetler varsa da biz riski görüyor, her türlü tedbiri alıyoruz.

"GAZZE'Yİ İŞGALLE YETİNMEYECEKLERİNİ LÜBNAN'A SALDIRARAK GÖSTERDİLER"

Gazze zaten 17 yıl boyunca abluka altındaydı. 2 milyonu aşkın Gazzeli açık hava hapishanesinde yaşamaya mecbur edildi. Gazze soykırımıyla birlikte yeni haritalar göstermeye devam ettiler. Gazze'yi işgalle yetinmeyeceklerini Lübnan'a saldırarak gösterdiler. Gözlerini nerelere kadar diktiklerini yaptıkları her yeni açıklamayla deşifre ediyorlar.

Marmara Adası'nda mermer ocağında toprak kayması! Marmara Adası'nda mermer ocağında toprak kayması!

Tüm imkanlarımızla Filistinli kardeşlerimizin yanında olduk. Filistinli kardeşlerimize yönelik insani yardım faaliyetlerimizi aralıksız yürütüyoruz. İsrail'e karşı somut tedbirler alan tek ülkeyiz. İsrail'le ticari ilişkiler durdurduk.

ÖZGÜR FİLİSTİN VURGUSU

1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen bir Filistin devleti kuruluncaya dek yılmadan, yorulmadan mücadeleyi devam ettireceğiz.

Filistin direnişe kara çalmak isteyenlere aldırmadan her platformda hakkı ve hakikati haykırıyoruz. Türkiye Filistinli ve Lübnanlı kardeşlerinin yanındadır. Zafer inşallah Gazze ve Lübnan'da inananların olacaktır. Büyük acılar yaşansa da Allah'ın izniyle bu süreç, 1967 sınırları temelinde özgür bir Filistin devletinin kurulmasıyla neticelenecektir. Bir gün gelecek bu gözyaşı, bu acı son bulacak. Gazzeli anneler çocuğunun kefenini değil, inşallah çeyizini hazırlayacak. Çocuklar özgürce koşacak, gökyüzüne baktıklarında savaş uçaklarını değil güneşi, yıldızları görecekler."

Editör: Berfin Bitirim