Özel Haber
Erdoğan, "Bugün de hayat pahalılığıyla ve onun bir sonucu olarak sabit gelirli insanlarımızın refah kaybıyla sınanıyoruz. Allah'ın izniyle bunların da üstesinden geleceğiz. Uyguladığımız programın sonuçlarını bu yılın ikinci yarısından itibaren görmeye başlayacağız."
Partisinin düzenlediği 15 Temmuz Cumhuriyet ve Demokrasi Meydanı'ndaki seçim mitinginde gündeme ilişkin konuları değerlendirdi. Buradaki programının ardından saat 16.00'da Burdur'da miting düzenleyen Erdoğan, Cumhuriyet Meydanında halka seslenecek.
"Türkiye Yüzyılı'nın inşası yolunda emin adımlarla ilerliyoruz"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti;
Gül bahçesi gül verir arı konar bal verir. Isparta, kıymetini bilene gönül verir. Efendimizin remzi olan gülleri ile güzel gönüllü insanlarıyla maruf Isparta'da bir kez daha sizlerle birlikte olmaktan memnuniyet duyuyorum. Selçuklu'nun yoldaşı, Osmanlı'nın gözde şehri, cumhuriyete giden yolda istiklal mücadelemizin mihmandarı Isparta, Türkiye Yüzyılı'nın inşasına da öncülük ediyor. Isparta dururken elbette sizden başkasına gönül vermek olmaz. Sizler de 14-28 mayıs seçimlerinde milletvekilliğinde yüzde 55,5, cumhurbaşkanlığında yüzde 58 oy oranı ile gönlünüzün bizden yana olduğunu gösterdiniz, bizi yalnız bırakmadınız. Sevginiz ve vefanız için her birinize ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum. Biz de Isparta'dan aldığımız güçle, şevkle, heyecanla Türkiye Yüzyılı'nın inşası yolunda emin adımlarla ilerliyoruz.
"Milli gelirimiz, istihdamımız, üretimimiz, ihracatımız tarihimizin en yüksek seviyesinde"
Biliyorsunuz, geçtiğimiz yılın mayıs seçimlerini 6 Şubat depremlerinin acısı eşliğinde gerçekleştirmiştik. Milletimiz depremde sergilediği birliği, beraberliği, kardeşliği hamdolsun sandıkta da sürdürdü. Türkiye son 10 yıldır terörden darbe girişimine, salgından bölgemizdeki çatışmalara kadar ardı arkası kesilmeyen nice sınamalara maruz kaldı. Asrın felaketi bu depremler üzerimizdeki yükü daha da artırdı. Fakat şu anda geldiğimiz noktada yerel yönetim seçimlerine gidiyoruz. Bugün de hayat pahalılığıyla ve onun bir sonucu olarak sabit gelirli insanlarımızın refah kaybıyla sınanıyoruz. Allah'ın izniyle bunların da üstesinden geleceğiz. Uyguladığımız programın sonuçlarını bu yılın ikinci yarısından itibaren görmeye başlayacağız. Esasen genel ekonomik göstergelerimiz gayet iyi. Milli gelirimiz, istihdamımız, üretimimiz, ihracatımız tarihimizin en yüksek seviyesinde. Enflasyon düştükçe, ekonomideki bu olumlu tablonun getirilerini çalışanlarımıza ve emeklilerimize daha iyi yansıtma imkanı bulacağız. Bunun dışındaki palavralara sakın ha kanmayın.
Palavracı siyaset anlayışı yüzünden ülkenin onlarca yılı heba edildi"
Eski Türkiye'de bu palavracı siyaset anlayışı yüzünden ülkenin onlarca yılı heba edildi. Güvensizliğin, istikrarsızlığın, programsızlığın, plansızlığın kol gezdiği bir ülkede herkes kaybeder en çok da çalışanlar ve emekliler kaybeder. Hatırlarsanız, bu ülkede emekliye, memura, işçiye maaş ödenememe tehlikesinin yaşandığı günler oldu. Üstelik o günlerin hem çalışan ve emekli sayıları hem bunların toplam bedelleri bugünle mukayese edilemeyecek kadar küçük rakamlardı. Türkiye bugün 32 milyonu bulan çalışan, 16 milyona ulaşan emekli sayısıyla gerçekten çok farklı bir ligin oyuncusudur. Biz güven ve istikrar iklimini muhafaza ederek diğer faktörler ne olursa olsun ülkemizin hedeflerinden sapmasına asla izin vermedik. Bugün de aynı anlayışla hareket ediyoruz. Dışarıda ve içeride ne yaşarsak yaşayalım milletimizin işini, aşını, huzurunu, güvenliğini koruma kararlılığımızdan asla geri adım atmıyoruz. Şimdi meydana gelirken arkadaşlara dedim ki, emniyete sorun bakalım şu anda alanda ne kadar Ispartalı kardeşim var. Ne dediler; 35 bin. İşte Isparta bu. Gül diyarı bu. Biz Isparta'yı sevdik, Isparta'da bizi seviyor.
"Bu dönemde milli gelirimizi 3 kat büyüttük"
Ülkemizin son 21 yıldaki kazanımlarına sahip çıkmadan daha güçlü ve müreffeh bir toplum hayali kuramayız. Bu dönemde milli gelirimizi 3 kat büyüttük. Önümüzdeki süreçte milli gelirimizi 2 kat daha büyütebiliriz. Böylece hepimiz daha iyi refah seviyelerine kavuşabiliriz. Ama bunu oturup sadece eleştirerek veya yattığımız yerden ahkam keserek değil, çalışarak hem de çok çalışarak yapmamız gerekiyor. Hiç çalışmadan dünyanın en yüksek refah seviyesinde bir hayat yaşamayı umut etmenin adı hayalperestlik değil başka birsendir. Milletimizin çalışkan, üretken, becerikli olduğunu biliyoruz. Biz insanımızın bu vasıflarını harekete geçirebileceği, kullanabileceği, katma değere dönüştürebileceği bir alt yapı oluşturmanın peşindeyiz. İşte savunma sanayii bunun örneklerinden biridir.