Dünya üzerinde uydurma Korona salgını adıyla büyük bir testten geçirildik. Fakat daha çekeceğimiz var anlaşılan; çünkü “ikinci dalga” ve “üçüncü dalga” salgın denilerek resmen insanoğlu ile dalga geçiyorlar.
İnsanlığın yaşadığı bu acı deneyin mahiyetini anlamak için ölüm gerçeğini anlamak gerekiyor. Medya araçları ile öylesine yoğun bir beyin yıkama olayı gerçekleştiriliyor ki bunun dışında kalmak gerçekten güç bir iştir.
Yüzyıllarca önce gerçekleşen “kara ölüm” denilen veba gibi bir salgın hastalıkla karşı karşıya olduğumuz sözleri; aldatmacadan başka bir şey değildir. Ortaçağda yaşanan bu hastalık sonrasında Avrupa nüfusunun yaklaşık üçte biri ölmüştü. Fakat Korona virüsü nedeni ile ölen insan sayısı son 6 aylık rakamlara göre sadece 300 bin dir.
Bu rakam ile Korona’dan dolayı ölüm oranının 26 binde bir olduğu anlaşılmaktadır ki ortada salgın hastalığı olduğuna dair bir rakam yoktur. Eğer veba gibi insanlar arasında 3 milyar kişi bu hastalıktan ölseydi işte o zaman ben de panik olup hastalıktan korunmanın çarelerini aramaya başlardım.
Veya 1918 yılında yaşanmış olan İspanyol nezlesi ki; 50 milyondan fazla insan hayatını kaybetmişti. Bunun yarısı kadar bile ölüm olayı olsa yine “korkulacak bir şey var” diyebilirdim. Fakat açıklanan rakamlar son derece düşüktür. Ortada Veba veya İspanyol Gribi benzeri bir salgın yoktur. Korona denilen hastalık; her yıl en az iki defa yakalandığımız nezle virüsünden başka bir şey değildir.
İnsanlık üzerinde oynanan oyunu anlamak için bu salgın paniğini karikatürize ederek boyutlarını göstermeye çalışalım:
Dünya sağlık örgütü ve tıp çalışanlarının konuşmalarına bakınca insan şöyle bir aldatmacanın içine yuvarlanıyor. Efendim; bu doktorlar var ya! Aslında ölüme de çare buldular. Lakin bazı hastalıklar var; Korona Virüsü gibi. İşte bunun gibi hastalıkların üstesinden gelmek biraz zaman alıyor. İlaç, aşı vesaire bunları da geliştirdikten sonra ortada ölüm vesaire hiçbir şey kalmayacak!
Lafonten veya bizim 1001 gece masalları gibi çocukları kandırıyorlar sanki. Bütün insanları gaflet uykusuna yatırmışlar ölüm korkusu paniği ile her türlü kandırmaca yapılıyor. O halde bizde insanları bu masalların verdiği uykudan uyandırmaya çalışalım:
Evet, önce matematik konuşsun. Son bir yılda yaklaşık 50 milyon insan ölmüştür. Dünyada tutulan istatistiki kayıtlara göre ise son 24 saat içinde 150 bin kişi öldü. İstanbul hududu içinde Mezarlıklar Müdürlüğünün kayıtlarına göre her gün toplam 300 mezar kazılıyor. Keza İzmit Büyükşehir belediyesi sınırlarında da 30 mezar kazılmış ve buraya vefat eden insanlar defnedilmiştir.
Sakın! Bu rakamları uydurma Korona salgını sonrasında meydana gelmiş zannetmeyin. Bu rakamlar salgından öncede böyleydi; şimdi de aynıdır. Sadece şu rakamlar dahi nasıl bir aldatmaca içine sokulduğumuzu gösteriyor. Dedim ya! gören de diyecek ki ölüme çare bulunmuş. Az kaldı! bu Korona’ya da çare bulunacak. Biraz dişinizi sıkın. Hastalığa yakalanmayın ha!
Hâlbuki Ayette geçtiği gibi ölüm gerçeği değişmez; “sen de öleceksin, onlarda ölecekler”. İşte resmen bu şekilde Kuran’dan yüz çevirerek; aldatılıyoruz…
Şu soruları hiç kendinize sordunuz mu? Düşünebiliyor musunuz, Müslümanları Cuma namazından alıkoymak için başka hangi yol denenseydi başarılı olurdu? Veya dünyanın en güçlü kişisi cemaatle namaz kılınmayacak dese; kim bunu uygulayabilirdi?