Âdâb-I Muâşeret, Görgü Kuralları

Âdâb; iffet, ağırbaşlılık, söz ve davranışlarında ölçülü olma, iyi terbiye gibi manalara gelen edep kelimesinin çoğuludur. Muaşeret; birlikte yaşayıp iyi geçinme demektir. Âdâb-ı muâşeret ise; toplum içinde yaşayan insanın, birlikte bulunduğu diğer insanlarla uyum içerisinde yaşamasını sağlayacak davranış usul ve şekillerine denir. Âdâb-ı muâşeret kurallarını toplumdaki fertlerin örf ve adetleri, inançları, belirler. Dolayısıyla âdâb-ı muâşeret," görgü kuralları" demektir.

Görgü kuralları, insanlar arasındaki ilişkileri, karşılıklı sevgi, saygı ilkesi çerçevesinde düzenleyen kurallardır. Görgü kurallarının pratik bir amacı da, insanlar arası ilişkilerde karışıklığı, düzensizliği ve keyifliliği en aza indirerek gündelik hayatı kolaylaştırmaktır. Görgü kurallarının amacı, insanlar arasında saygı çizgisini muhafaza etmektir.

Her milletin dinî inançlarından, örf ve âdetlerinden doğan görgü kuralları vardır. İnsanların birlikte ve huzur içinde yaşayabilmeleri, görgü kurallarına titizlikle uymaları ile mümkündür. Bu kurallara uymayanlar başkaları tarafından kınanır ve hor görülürler. Çevrelerindeki insanların sevgisinden uzak bir hayat geçirmek zorunda kalırlar. Toplumun dışına itilirler.

Bir Müslümanın "geçim ehli" olabilmesinin temel şartı dinimizin ortaya koyduğu ahlâk kurallarına tam olarak uymaktır. Yalnız bir Müslümanın uymak mecburiyetini hissedeceği görgü kurallarının temelde İslâm ahlâkından, örf ve âdetlerimizden kaynaklandığını unutmamalıyız. Bu durum güzel ahlâk sahiplerinin aynı zamanda görgülü insanlar olacakları gerçeğini de ortaya çıkarır.

Ahlâklı ve görgülü olmak bir eğitim işidir. Bu eğitim daha çocukluk dönemimizde evde başlar. Sokakta, okulda, iş yerinde vs. devam eder. Evinde anne ve babasına yahut diğer büyüklerine karşı saygılı davranmasını öğrenmeyen bir çocuğun dışarıda başkalarına karşı saygılı olması beklenemez.

İnsan, toplum içerisinde yaşayan ve birbirleriyle beşerî ilişkileri olan sosyal bir varlıktır. Görgü kuralları; kişinin uyması gereken terbiye, ahlâk, nezâket kurallarıdır ve bütün bireyler açısından önemli olduğu kadar; bireyin o toplum içinde var olabilmesinin ve kabul görmesinin de sınırlarını belirler.

Dolayısıyla âdab-ı muâşeret kuralları, bir arada yaşayan insanların iyi ilişkiler içinde olmaları, birbirlerine nazik, kibar davranmalarını sağlayan bilgilerdir. Bu nedenle                         

Nezaket ve görgü kurallarından bazıları şunlardır:

Öncelikle, selamlaşma, tokalaşma, giyim kuşam, yemek yeme, söz söyleme, misafirlik ve hapşırma/aksırma âdâbıına uymak.

Büyüklerimize karşı her zaman saygılı olmak ve küçüklerimizi de sevmek.

Dış görünüşüne, temizliğe, kıyafetin düzgün olmasına özen göstermek.

Oturup kalkma şekline dikkat etmek.

Eşinize başkasının yanında asla kızmamak, eleştirmemek.

Yaşlılara, engellilere, hamilelere, çocukla ailelere öncelik vermek ve toplu taşımada yer vermek.

Sıra beklenirken kimsenin önüne geçilmemeli ve sıramızın gelmesi beklenmelidir.

Toplu taşımada insanların rahatsız olabileceği davranışlardan uzak durmak.

Toplum içerisinde eşinizle ve çocuğunuzla tartışmamak.

Güzel geçimli olmak.

Doğru, dürüst ve güvenilir olmak, verilen sözleri tutmak.

Etrafı kirletmemek, çöp atmamak, yere tükürmemek.

 Etrafı rahatsız edecek şekilde bağırarak konuşmamak, küfür etmemek.

Yeri geldiğinde özür dilemeyi bilmek.

Büyüklerin karşısında bacak bacak üzerine atmamak.

İş yerinde veya okulda, hastanede vs. uyulması gereken kurallara uymak.

Yeri geldiğinde teşekkür etmek, rica etmek.

Abartılı el kol hareketlerinden, korkutucu ve moral bozucu kötü şakalardan kaçınmak.

Başkalarını küçük düşürücü tavır ve davranışlarda bulunmamak.

Argo kelimeler kullanmamak.

Cep telefonu ile topluluk içinde yüksek sesle konuşmamak.

Gerekli olan yerlerde cep telefonunu kapalı tutmak.

İnsanlara karşı nazik ve anlayışlı olmak.

Alışveriş yaparken fatura öderken sıranızın gelmesini beklemek.

Zaruret olmadığı sürece borçlanmamaya gayret edilmeli, borç alındığı zaman ise vaktinde ödenmelidir.

İnsanları üzecek, kıracak, kızdıracak şekilde eleştiriler yapmamak.

İnsanlara iyilik yapmak, yardımcı olmak.

İnsanların konuşurken yüksek sesle konuşmamak ve sözünü kesmemek.

Trafik kurallarına uymak ve trafikte hata olursa  özür dilemek, münakaşa ve kavga etmemek.

İnsanlarla alay etmemek, rencide edici söz ve davranışlardan kaçınmak.

Çocukların yaşları göz önünde bulundurularak onlara görgü ve nezaket kuralları en güzel bir şekilde öğretilmelidir. Çocuğa bazı kurallar öğretilirken ve ondan bu kurallara uyması beklenirken aynı kurallara önce anne ve babanın uyması gerekir.