Denizcilik hayatım boyunca çok farklı işlerde ve işyerlerinde çalışmak zorunda kaldım. Çalıştığım gemi ve iş yerlerinde gördüğüm en kötü durum; namazın ihmal edilmesiydi. Ne yazık ki çoğu kere yalnız olarak namazımı kılardım. Bu durumdan hem ben hem de iş arkadaşlarım rahatsız olurlardı. Ben “niçin bu kadar önemli konuda ihmalkârlık yapılıyor” diye üzülürken; bazı kişiler namazımı gizlemeden kıldığım için “bak gösteriş yapıyor” diye rahatsız olabiliyordu.
Hâlbuki “farz ve vaciplerde ve şeâir-i İslamiye’de ve sünnet-i seniyenin ittibâında ve haramların terkinde riya giremez; izharı, riya olamaz” İman zaafları ile beraber, fıtraten riyakâr olan insanlar elbette bahsimizden hariçtir.
İslâm’ın sembollerine temas eden ibadetlerin gösterilmesi, gizlenmesinden çok daha sevaplıdır. İmam-ı Gazali gibi zâtlar: diğer nafile ibadetlerin gizlenmesi çok sevaplı olduğu halde, İslam sembollerine temas eden, özellikle uydurmaların revaçta olduğu zamanlarda sünnetlere uymanın öneminden bahsetmektedir.
Günümüzde teheccüd, evvabin namazı gibi farz olmayan namazlar çok teşvik edilmekte açıktan kılınmasına rağbet edilmektedir. İlginç olan ise farz namazların gizlenmesi gerektiğine dair sözlere de şahit olabiliyoruz. Hâlbuki durum tam tersinedir. Sünnet ve nafile namazlar gizlenmeli, farz namazlar açıktan kılınmalıdır.
Bu konuda ne kadar söz söylense yazı yazılsa azdır. İşte sözlerin en güzeli olan Kur’an; bakın ne söylüyor? Namazın önemine dair 86 Ayet mealini yazarak ispatlama ihtiyacı duydum. Bakalım, okuyucularım bu ayet meallerinin tamamını okuyabilecek mi?
Namazdan direkt bahseden 86 Ayet meali (sure ve ayet sırası ile) şu şekildedir:
2.3: Onlar ki gaybe iman edip namazı dürüst kılarlar ve kendilerine verdiğimiz rızıktan (Allah yolunda) harcarlar.
2.43: Hem namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin, rükû edenlerle birlikte siz de rükû edin.
2.45: Bir de sabırla, namazla yardım isteyin. Şüphesiz bu, (Allah’a) saygılı olanlardan başkasına ağır gelir.
2.83: Hani bir vakitler İsrailoğulları’ndan şöylece mîsak (kesin bir söz) almıştık: Allah’tan başkasına tapmayacaksınız, ana-babaya iyilik, yakınlığı olanlara, öksüzlere, çaresizlere de iyilik yapacaksınız, insanlara güzellikle söz söyleyecek, namazı kılacak, zekatı vereceksiniz. Sonra çok azınız müstesna olmak üzere sözünüzden döndünüz, hâlâ da dönüyorsunuz.
2.110: Siz namazı hakkıyla kılmaya bakın ve zekatı verin! Kendi nefsiniz için her ne hayır yaparsanız, Allah katında onu bulursunuz. Muhakkak ki, Allah bütün yaptıklarınızı görmektedir.
2.125: Biz ta o zaman bu Beyt’i, insanlar için bir sevap kazanma ve bir güven yeri kıldık. Siz de Makam-ı İbrahim’den kendinize bir namazgah edinin. Ayrıca İbrahim ile İsmail’e şöyle ahit verdik: “Beytimi, hem tavaf edenler için, hem ibadete kapananlar için, hem de rükû ve secde edenler için tertemiz tutun!”
2.153: Ey iman edenler! Sabır ve namazla yardım isteyin. Şüphe yok ki Allah, sabredenlerle beraberdir.
2.177: Yüzlerinizi bazen doğu, bazen batı tarafına çevirmeniz erginlik değildir. Fakat eren o kimselerdir ki, Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitaba ve bütün peygamberlere iman edip, yakınlığı olanlara, öksüzlere, yoksullara, yolda kalmışa, dilenenlere ve esirleri kurtarmaya seve seve mal verirler. Namazı kılarlar, zekâtı verirler. Bir de antlaştıkları zaman sözlerini yerine getirenler, hele sıkıntı ve hastalık durumlarında ve harbin şiddetli zamanında sabır ve kararlılık gösterenler var ya, işte doğru olanlar da bunlardır, korunanlar da bunlardır.
2.238: Namazlara ve orta namaza devam edin ve Allah için boyun eğerek kalkıp namaza durun.
2.239: Eğer bir korku hâlindeyseniz, yaya veya binekli olarak giderken kılın, (korkudan) emin olduğunuz zaman da böyle bilmediğiniz şeyleri size öğrettiği şekilde Allah’ı zikredin (namazlarınızı yine her zamanki gibi huşû ile kılın).
2.277: İman edip iyi işler yapan, namazı dosdoğru kılıp zekâtı verenlerin Rableri katında elbette mükâfatları vardır. Onlara hiçbir korku olmadığı gibi, onlar mahzun da olmazlar.
3.39: Zekeriya mabette namaz kılarken melekler ona: “Allah sana, Allah’tan bir kelimeyi doğrulayıcı, efendi, nefsine hâkim ve iyilerden bir peygamber olarak Yahya’yı müjdeler.” diye ünlediler.
4.43: Ey iman edenler! Sarhoş iken ne söylediğinizi bilinceye kadar namaza yaklaşmayın. Cünüb iken de yolcu olanlar müstesna gusül edinceye kadar namaza yaklaşmayın. Eğer hasta olur, veya yolculukta bulunursanız veyahut biriniz abdest bozmaktan gelince veya cinsî münasebette bulunup, su da bulamazsanız o zaman tertemiz bir toprak ile teyemmüm edin. Niyetle yüzlerinize ve ellerinize sürün. Şüphesiz ki Allah çok affedicidir, çok bağışlayıcıdır.