İlginçtir benim gibi bazı sınıf arkadaşımda aynı kararı vermiş “ne pahasına olursa olsun” oruç tutmaya devam etme kararı almıştı. O yıllardaki “irtica furyası” son hızla devam ediyor darbeci Milli Güvenlik Konseyi Başkanı Evren; her akşam televizyona çıkıp gericiler yüzünden ülkemizin içine düştüğü durumu; ahmakça delillerle anlatıyordu.
Özellikle askeri okullarda okuyan dindar öğrenciler en tehlikeli vatandaşlardı ve asla göz açtırılmamalıydı. Bu dönemde binlerce askeri okul öğrencisi okuldan atılmıştı. Şimdi FETÖ örgütünün neden bu kadar semirip büyüdüğünü bir parça anlayabilirsiniz. Namaz kılma, oruç tutma gibi İslam’ın en önemli ibadetleri yasaklanmıştı.
FETÖ örgütü durumu fırsata çevirmeyi bilmiş namaz kılmayı ve oruç tutmayı yasaklamıştı. Bu kararı alırken askeri okullardaki amansız din düşmanlığını bahane ediyordu. İslam’da yeri olmayan Feto talimatları uygulanıyor namaz kılmak yerine “ima ile namaz” adı altında büyük günahlar işleniyordu. Çünkü namaz dinin direğiydi ve asla terk edilmesi mümkün değildi.
Eğer FETÖ nasıl bu kadar semirtilip büyüdü sorusuna cevap arıyorsanız bunun sebebi olarak askeri idarenin dini emirlere karşı getirdiği yasakları düşünmek gerekiyor. Keza başörtüsü yasağına karşı koymak yerine faşistlerin yasaklarına boyun eğip başlarını açan kadınların bir kısmı bu dehşetli örgütün tuzağına düşüyordu.
Biz yine Deniz Harp Okulundaki yasaklara karşı giriştiğimiz mücadeleye geri dönelim. 1983 yılında bu okulda çok ilginç bir yıl yaşanıyordu. Tuhaflık şuydu ki yabancı öğrencilerin oruç tutmasına engel olunmuyordu.
Özellikle Libya’lı öğrenciler afiyetle oruç açıyor kimse bunlara bir şey söylemiyordu. Resmen çifte standart uygulanıyor Türk öğrencilere ise geleneklere aykırı bir şekilde engel olunuyordu.
Ramazanın ilk günü komutanlarımız çok sert tedbirler almış oruç tutan Türk öğrenciler iftar yapmasın diye yemekhanede önlem almışlardı. Birkaç öğrenciyle birlikte Libya’lıların arasına karışarak yemekhaneye girmeye çalışmış fakat enselenmiştik.
Yemekhaneden adeta kovarcasına uzaklaştırılmış iyi bir de fırça yemiştik. Biz yine de seviniyorduk zira öğrenci numaralarımızı kaydedip kimlik kartlarımıza el koymadıkları için mutluyduk. Çünkü böyle bir durumda hafta sonu izinsiz kalma veya oda hapsi cezası ile cezalandırılma söz konusuydu.
Ramazan ayında yaşadığımız bu olayları ve sonrasında gelişen darbecilerin acımasız işlerini sonraki yazımıza bırakalım, vesselam…