Deprem riski yüksek bir coğrafyada bulunan Türkiye’de uzmanlar sık sık deprem önlemlerinin önemine dikkat çekiyor. Yetkililer, sağlam binalarda yaşamanın, ev içi güvenlik önlemleri almanın ve düzenli olarak deprem tatbikatlarına katılmanın hayat kurtarıcı olduğunu vurguluyor. Ayrıca afet çantası hazırlamak ve acil durum planı oluşturmak, deprem anında hem bireylerin hem de ailelerin güvenliğini artıran temel adımlar arasında yer alıyor.
Dijital Bağımlılıkla Mücadele Derneği Başkanı ve Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tuncay Dilci ve ekip arkadaşı Emrah Bekçi, deprem Acil Müdahale Ağ Sistemi (DAMAS) ismini verdikleri yenilikçi bir sistem geliştirdi.
Geliştirdikleri sistemle deprem gibi acil durumlar sırasında kurtarma ekiplerinin etkinliğini artırmak ve depremzedelere hızlı bir şekilde ulaşmayı amaçladıklarını söyleyen Dilci, “Cihazın özelliği apartmanların adeta kara kutusu olması. Herhangi bir deprem olmadan önce apartmana yerleştirilen cihaz apartmana yapılan tüm giriş çıkışları, kaç kişi varsa yüz görüntüleriyle beraber alıyor ve yedi gün boyunca muhafaza ediyor. Küçük veya büyük muhtemel bir deprem anında apartmanda acil uyarı sistemini devreye sokuyor. Örneğin gece uykuda olan vatandaşlarımıza 8-10 saniye zaman kazandırarak, bulunduğu mekânı terk etme olanağı sağlayabilmekte. Enkaz altındaki kişilere ulaşma adına acil müdahale ekibinin hızlı koordinasyon ve karar hallerini hızlandırarak, hangi binada ölü veya diri kaç kişi olduğunun verilerini vererek, en azından hayatta olanların kurtarılması adına hayati önem arz etmektedir. Böylelikle enkaz altında hiç kimse kalmıyor” diye konuştu.
“KENDİ NETWORK AĞI İLE 300-350 METRE UZAKLIKTAN ENKAZ ALTINA ULAŞIYOR”
Prof. Dr. Dilci, cihazın enkaz altındaki gaz ve elektrik kaçağını yukarıya bildirebilme özelliğine sahip olduğunu ifade ederek, “Sadece enkaz altında değil, herhangi bir yerin altındaki gaz kaçağı konusunda da veri verebilmekte. Enkaz altındaki kişilerle konuşma imkânı sunması da bizim için önemli bir avantaj. Cihaz, enkaz altındaki kişiye ilk yardım gerekip gerekmediğine dair bir takım psikolojik destekleri kolaylaştırmaktadır. Cihaz enkaz altındaki kişilerle konuşurken, bir taraftan da 2-3 gün boyunca bizlere veri verebilmekte. Bu durum cihazın herhangi bir GSM, internet ve elektriğe bağlı olmadan çalışabilme yeteneğine sahip olduğu anlamına geliyor. Kendi network ağı ile 300-350 metre uzaklıktan enkaz altına ulaşabilmekteyiz.”
Dilci, enkazın olduğu yerde yıkımlara bağlı olarak fiziksel bir temas olmaması halinde dron ile FLY DAMAS denilen sistem sayesinde enkaz altında gerekli konuşma ve bağlantılar kurarak, verilere ulaşılabildiğini vurguladı.
Dilci, şöyle devam etti:
“DAMAS cihazının bir diğer özelliği, enkaz altında 400-500 ton değerindeki basınca karşı dayanıklı olmasıdır. Böylelikle verilerimizin kaybolması hiçbir şekilde söz konusu değil. Verilerimizi yüzde yüz doğrulukla enkaz altından alabiliyoruz. Enkaz altı müdahale için eskiden yapılan ‘Susun, sessizlik. Kimse var mı?’ gibi söylemler kullanılıyordu. Şimdi ise herhangi bir bilgisayar veya cep telefonuna kurulan uygulama üzerinden direkt enkaz altına ulaşabilmekteyiz.”