Napolyon; “dünya bir tek ülke olsaydı başkenti İstanbul olurdu” demiş. Alphonse de Lamartine'n ise “dünyaya bir kez bakma imkanın olacaksa sadece İstanbul'dan bak” ve Gyllius'un ifadesiyle “tüm şehirler ölümlüdür İstanbul hariç” denilmiştir. Bu sözler size abartılı gelmiş olabilir lakin Alemlerin Sultanı Fahri-i Kainat Hazreti Muhammed (asm) ise “Kostantiniyye mutlaka fethedilecektir. Onu fetheden komutan ne güzel komutan, o ordu ne güzel ordudur .” diyerek bu şehrin önemini vurgulamıştır. İstanbul şehrine bu ismi Doğu Roma İmparatoru Konstantin vermiştir. “Konstantin Şehri” anlamına gelen Kostantinapolis, uzun bir isim olduğu için zamanla baştan, ortadan ve sondan kısaltılarak önce İstinpol sonra da İstanbul halini almıştır.
Bu şehre Peygamber Efendimiz Kostantiniyye dedikten sonra bize başka bir şey düşmez zaten. 30 Haziran 2016 tarihinde İstanbul’u Bursa-İzmir’e bağlayan Osman Gazi Köp- rüsünün açılışı yapıldı. Kısa bir zaman sonra Yavuz Sultan Selim Köprüsü bu sefer boğazı üçüncü kez birleştirdi. Yetmedi boğazın altından geçen Marmaray’a ilaveten tekerlekli araçların geçeceği ikinci tünel dahi açılacak. Şu anda ihale süreci devam eden üçüncü ve üç katlı tünel ise birkaç yıl içinde hizmete açılacak. Hükümetimiz Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın izinde devasa eserlere hızla devam ediyor. Dünyanın en büyük havaalanı inşa edildi. Çamlıcadaki muhteşem camii ve külliye İstanbul’un bir İslam başkenti olduğunu dost ve düşman herkese ilan ediyor. Hava ve karayolları merkezi olma yolundaki bu büyük projelerden başka İstanbul’un deniz üssü olmasına yol açacak olan Kanal İstanbul’da ise ne yazik ki hala başlanamadi. Erdogan sadece bu vaadini yerine getiremedi.
Fakat bu son dönemde bunu da basaracagına inanıyorum. İşte bütün bu gelişmeler aradan geçen 300 yıldan sonra İstanbul’un yeniden parlamasına ve dünyanın en önemli merkezi olmasına yol açacaktır. Çevremizde meydana gelen gelişmeler bu sürecin çok daha hızlı bir şekilde olacağını gösteriyor. Örneğin İngiltere’nin Avrupa Birliğinden ayrılması Londra’yı ekonomik merkez olmaktan çıkarıp İstanbul’un bu konuda da gelişmesine yol açacaktır. Bircok ülke ile yapılan anlaşmalar İstanbul’u her yönden destekleyen ve dünyanın başkenti olmasına yarayan gelişmeler. Elbette bundan rahatsızlık duyan çevreler de olacak.
Daha şimdiden “İstanbul’u terör ile anmak” için her türlü gayret gösteriliyor. Yecüc ve Mecüc olarak Kuran’da ifa- de edilen ve insanlığın düşmanı olan teröristler, kimbilir daha kaç yerde daha fenalıklarını gösterecekler. Lakin unutmayalım: Cennet adam istediği gibi Cehennem’de adam ister. Bu gözü dönmüş kişiler Kuran’ın “bir masum insanı öldürmek bütün insanları öldürmek gibidir” ayetinin tehdidinden korkmuyorlar ise o çok yakında olan Cehennem azabı kendilerine çok kısa zamanda ulaşacaktır. İşte o zaman “ya leyteni küntü türaba-keşke toprak olaydık” diyecekler. Zarara kendi rızası ile girenin lehinde bakılmaz.
Bu zavallı cehennem odunu teröristleri bir kenara bırakıp hükümetimize milyonların talebi olan çok önemli bir hadiseyi tekrarlayarak sözüme nihayet vereyim. Evet Ayasofya hüzünlü ve bekleyişine son verilmiştir. Fatih Sultan Mehmet Han’ın bedduası ve laneti bu camiyi başka maksatlarla kullananların üzerindeydi. Bu bedduadan kurtulmanın yegâne çaresi Ayasofya’yı feth etmek yani yeniden cami olarak açmak idi. Nihayet Erdoğan bunu başardı ve Ayasofya'yı cami olarak açtı. Allah razı olsun. İşte şimdi yeniden İstanbul dünya başkenti olmuştur, vesselam..