İnsanlar, hayatın anlamını, dünya hayatına neden geldiklerini, burada neler yapmaları gerektiğini, bu hayatın sonunda kendilerini nasıl bir akıbetin beklediğini hiç düşünmez, kulluk görev ve sorumluluklarını Rab’lerinin kendilerinden istediği ölçüde yerine getirmezler.
Dünya hayatından başka bir şey düşünmeyenler, dünyanın tüm imkânlarından yararlanırlar, istediklerini yerler, içerler ve çeşitli yerlere giderler, gezerler, tozarlar ve dünya haytında zevkli, keyifli bir hayat yaşarlar. Onların makamları, mevkileri, zenginlikleri, parıltılı, lüks ve şaşalı yaşantıları, mü’minleri aldatmamalı, onların bu yaşantısına imrenmemeli, çünkü İslâm’a aykırı yaşantıların geçici ve sonunun perişan olacağını âyetlerden anlıyoruz. “O yaşatıldıkları zevk-u sefa kendilerine hiçbir fayda sağlamaz.”( Şuara, 26/207)”Artık kim taşkınlık edip-azarsa, Ve dünya hayatını seçerse, Şüphesiz cehennem, (onun için) bir barınma yeridir.”(Naziat,79/37-39) “Bize kavuşmayı ummayanlar, dünya hayatına razı olup onunla tatmin bulanlar ve bizim âyetlerimizden gafil olanlar da vardır muhakkak.” (Yunus, 10/7) Yaşadıkları bu dünyayı gerçek sanıp âhireti unutmalarının ve sadece nefislerinin isteklerini karşılamaya çalışmalarının en önemli sebeplerinden biri, âyette bildirildiği gibi “akıl erdirememeleri”dir. (Mâide, 5/103) Bu yüzden tüm yaşamları, olaylara bakış açıları ve değer yargıları da neredeyse tümüyle dünyaya yöneliktir. Dünya hayatının sadece zahiri yönünü görür, gerçek amacını kavrayamaz, âhireti ise tamamen unutmuş şekilde yaşarlar. Allah Kur’an’da bu insanlar için şöyle bildirir: “Onlar, dünya hayatından (yalnızca) dışta olanı bilirler. Ahiretten ise gafil olanlardır. Kendi nefisleri konusunda düşünmüyorlar mı? Allah, gökleri, yeri ve bu ikisi arasında olanları ancak hak ile ve belirlenmiş bir süre (ecel) olarak yaratmıştır. Gerçekten, insanlardan çoğu Rablerine kavuşmayı inkâr ediyorlar.” (Rûm, 30/7-8) Bu âyetlerden de açıkça anlaşıldığı gibi, dünya hayatının geçici cazibesine kapılıp kulluk görevlerimizi ihmal etmemeliyiz. Çünkü dünyadaki imkânlar bir imtihan gereğidir.