Nitekim Yüce Allah “Bizim, sizi boş bir amaç uğruna yarattığımızı ve gerçekten Bize döndürülüp getirilmeyeceğinizi mi sanmıştınız?” (Mü’minun, 23/115) âyetinde insanların belli bir amaç üzere yaratıldıklarını bildirmiştir. Allah Teâlâ insanları en iyi ve en güzel şekilde yaratmış ve dünyadaki her şeyi de onlar için var etmiştir: “O (Allah) ki, yeryüzünde ne varsa hepsini sizin için yarattı.” (Bakara, 2/29)
Yeryüzündeki her şey insanlar için, insanlar da Allah’a kulluk için yaratılmıştır. Allah Teâlâ bu gerçeği Kur’ân-ı Kerim’de şöyle bildirmektedir: “Ben cinleri ve insanları, ancak Bana kulluk etsinler diye yarattım.”(Zâriyât, 51/56) Allah’a kulluk yapmak için yaratılan insan, bu kulluğu yerine getirip getirmediğini tespit için imtihana tâbi tutulmuştur. Dünya hayatının bir imtihan yeri olduğunu, dünyayı ve insanları yoktan var eden Yüce Rabbimiz şöyle ifade etmektedir:“O (Allah) hanginizin daha güzel iş yapacağını denemek için ölümü ve hayatı yaratandır.” (Mülk, 67/2) Âyetten de açıkça görüldüğü gibi, dünya hayatı insanlar için bir imtihandan ibarettir. İmtihan ilk insanla başlamışır ve son insana kadar devam edecektir.
Peygamberler dahil, bütün mükellef insanlar bu imtihan meydanına çıkarılmış, akıllı olup büluğa eren herkes için imtihan başlamıştır. Bundan kaçmanın ve kurtulmanın imkanı yoktur. Kimseye haksizlik edilmez. İyilik yapan da kötülük yapan da karşılığını eksiksiz görecektir: “Artık kim zerre ağırlığınca hayır yapmışsa onu görür. Ve kim zerre ağırlığınca Şer yapmışsa onu görür.” (İnsana ameli gösterilir, insan yaptığını görür)” (Zilzâl, 99/7-8)
Rabbimiz bütün insanları dener. Herkesin denenme şekli, imtihanı ve araçları farklı olabilir. İyi insanlar sabırla ve Allah’ın dinine yardımla; kötü insanlar hidayete, iyiliğe, Allah yoluna davetle sınanırlar. Başına ‘belâ’nın, yani imtihanın nereden geldiğini anlayanlar onun gereğini yaparlar. Böyle bir denemenin karşısında mü’min olanlar sabreder, Rablerine tevekkül ahlâkı kuşanarak O’na teslim olurlar. İnsanlar bu geçici dünyada sadece ve sadece imtihan için var olduğunu bilmelidır. Her insan imtihanla dolu bir ömür geçirdiğini, mutluluğun, huzurun, dünya ve âhiret saâdetinin, tâbi tutulduğu bu imtihanları başarmaya bağlı olduğunu iyi bir şekilde anlamalıdır.
İnsanlar, hayat boyunca çeşitli şekilde imtihan olmaktadır. Kur’an’da bu denemelerin hayırla olduğu gibi şerle, sevinç ve üzüntülerle de olabileceği bildirilmektedir: “Her nefis ölümü tadıcıdır. Biz sizi, şerle de, hayırla da deneyerek imtihan ediyoruz ve siz Bize döndürüleceksiniz.” (Enbiya, 21/34-35) İmtihan deyince hastalık, fakirlik, ölüm gibi acı şeyler akla gelir. Ancak imtihan sadece bunlar değildir. İnsan, sıhhat, zenginlik ve rahatlık ile de, kendisine verilen her şeyle imtihan olur. Çünkü dünya bir imtihan yeridir. Ailesi, çocukları, eşi, parası, malı, mülkü, sevdikleri, sevmedikleri ve ilmi, irfanı... Her şey bir imtihan unsurudur.
Yüce Allah: “Sizden hanginizin daha güzel amel/iş yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratan O’dur” (Mülk, 67/2) buyurmakla bu dünya hayatının bir imtihandan ibaret olduğunu ifade etmektedir. İmtihanın kazanılması için ise, imanla birlikte, ibadetlerin ihlâs ve samimiyet ölçülerinde yapılması gerekir. Zaten insanın yaratılış gayesi kimin daha iyi amel işleyeceğinin ortaya çıkması içindir. “Siz, mutlaka (dünyada) yaptığınız şeylerden sorumlu tutulacaksınız.” (Nahl, 16/93) Dünyada yaptığımız bütün her şeyin hesabı sorulacak. Buna göre; yapacağımız işler doğru, ise yapmalı, eğer yanlış ise kesinlikle terk etmeliyiz. Eğer kendimizi düşünüyorsak, bunlardan dolayı âhiret hayatında ceza görüp zor duruma düşmek istemiyorsak, yapacağımız işlere dikkat etmeliyiz, imtihanda olduğumuzu unutmamalıyız.