Dürr-i Yetim...Pür Sevda

Ne kadar çok sevmiş isen, o kadar çok canın yanıyordu.
    Bir kaç günde sevginin,yücelip kalbe  yerleşmesi mümkün olmasına,şaşmamak lazımdı.
Sevgi bu birikip oluşmazdı.
Bir görüşte aşk var ise
Bir kaç günde de kalb çok sevebilirdi. On yedi tane pırıl pırıl gencin kalbine böyle girmişti.
Birkaç gün önce tanıdıkları, Şimdi ise manevi abladan öteye anne dedikleri kasımpaşalı Tülay ablaları...
     Bun dan dört sene önce adını hiç duymadığı Urfa şehrinin bir ilçesi olan Siverek'ten gelen yetim ve öksüz olan gençleri evlatlarım diye bağrına basmıştı,Kasımpaşalı Tülay ablaları. Sevmek dünya hayatının en büyük ödülüdür.
Önce seveceksin ki,sevilesin.
   Riyasız...
Yalansız...
Sadece önce yüreğini açıp sonra kollarınla sarılıp saçlarından öpeceksin.
Dört günlük bir kaynaşma gezisi planlanmıştı.
Bu gençler, şehirlerinin sınırından bir adım dahi dışarı atmamışlardı.
Sevgi hikayesi böyle başlamıştı.
Gençlerin her birinin hayatları zorluklar ile geçmiş hatta geçiyordu.
Hayat her kula aynı yaşamı sunmuyordu.
Yaşamın adına, İmtihan dünyası denilmişti ya,dertler çekilmek için sıralanmıştı.
Her hikaye göz yaşlarına mahkumdu.
Bu gençlerin içinde bir tanesi vardı ki...
Bir akşam üstü Ardeşenin şirin bir çay bahçesinde günün yorğunluğunu karadenizin meşhur çayını yudumlayarak atmak için gençler
Masalara dağılmışlardı.
  Belediye başkanı sıfatını gençleri gördüğü ilk andan itibaren çıkarıp kenara koyan,bir abi,bir baba şefkatiyle onlara davranan,Hakan beyi ve Tülay ablayı ağlatmıştı.
Kim mi?
Annesini çok küçük yaşta babasını da ondan sonra kaybeden,
 abisinin yanında yaşayan kara gözlü prenses.
   Sohbet koyulaştıkça konu konuyu açıyordu.
  Başkan Hakan Bey:"anneni ve babanı kazada mı kaybettin? Yani nasıl ikisi de
Bir den öldüler...?"dedi.
O an da kara gözlerinden yaşlar boşalmaya başladı.
"Annemi hatırlamıyorum.Ben çok küçüktüm.Babamı da 13yaşlarındayken kaybettim.Şimdi abimlerde kalıyorum.
Yengem- abim bana iyi bakıyorlar.
Liseyi dışardan bitire bildim.
Üniversiteyi kazanıp okumak istiyorum.
İlerki yaşantımda ise,
Asla evlenmeyi düşünmüyorum...(evlenip çocuk sahibi olmaktan onu yetim- öksüz bırakmaktan belliki koruyordu.Yoksa hangi genç kız gelinlik giymek için heveslenmez di ki?)