Düşen helikopterin geride bıraktığı sorular

Azerbaycan sınırında Aliyev ile ortak baraj açılışı yapmasının ardından Tebriz’e dönmek üzere havalanan İran Cumhurbaşkanı Reisi’yi taşıyan helikopterle irtibatın kaybolması bir anda uluslararası gündemi esareti altına aldı. İranlı makamlar, ardı ardına çelişkili açıklamalar yaparken yavaş yavaş işin ciddiyeti de ortaya çıktı. Cumhurbaşkanı Reisi ve Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan ile birlikte üst düzey devlet görevlilerini taşıyan helikopterin düştüğü anlaşıldı. İran kurtarma ekipleri uzun süre enkazın yerini tespit edemezken Türkiye’den yardım istemek durumunda kaldılar.

Türkiye bu çağrıya çok hızlı yanıt verip Akıncı İHA’yı Tebriz üzerine yollayarak enkaz kurtarma çalışmalarına katıldı. Türkiye’nin bu adımı büyük yankı uyandırırken milyonlarca kişi Flightradar24 ve Anadolu Ajansı’nın canlı yayında, Akıncı’nın, helikopter enkazını bulmaya çalışmasını izledi. Nihayetinde de Akıncı, enkazı tespit ederek koordinatları İranlı makamlara iletti. Sabah saatlerinde de enkaza ulaşılırken helikopterdeki Reisi dâhil herkesin hayatını kaybettiği ortaya çıktı.

Düşen helikopter geriye birçok soru bıraktı.

Öncelikle helikopter kötü hava şartlarından ötürü mü düştü yoksa bir sabotaj mı söz konusu? Elbette eğer sabotajsa akıllara ilk olarak İsrail geliyor. Malum, Gazze’ye yönelik işgal sonrasında İran ile İsrail arasında önce vekil unsurlar ardından ise doğrudan askerî çatışmalar yaşanmış ancak ABD’nin İsrail’i telkin etmesiyle daha fazla eskale olması önlenmişti. Ancak İran’ın görece güçlü saldırılarına karşı İsrail tam anlamıyla yanıt verememişti. İsrailli yetkililer, “Zamanı geldiğinde İran cevabımızı görecek!” şeklinde açıklamalar yapıyordu. Şimdi akıllara “Acaba İsrail olabilir mi?” sorusu elbette geliyor. Ancak Reisi’nin kullandığı helikopterin en az 30 yaşında olup zor hava şartlarında uçabilmek için yeterli teknik donanıma sahip olmadığını da biliyoruz. Dolayısıyla hava muhalefetiyle bir kaza kırım da olası görünüyor.

Yine diğer bir şüphe ise İran iç dengeleri bağlamında ortaya konulabilir. Hamaney’in iyice yaşlandığı ve yerine geçecek isimlerin büyük bir güç mücadelesi yaşadığı dönemde öne çıkan isimlerin başında Reisi geliyordu. Şimdi ölmesiyle denklem dışı kalmış oldu. Özellikle Batılı uzmanlar biraz da propaganda bağlamında helikopterin düşmesinin ardından bu meseleyi gündeme getirerek iç hesaplaşma tarzı bir algı mühendisliği yapma çabasındalar. Nihayetinde sabotaj olup olmadığı teknik incelemeler sonunda ortaya çıkacaktır. Ancak her hâlükârda İran Devlet’inin yeterliliği bağlamında ciddi eleştiriler yükselecektir. Hem helikopterin teknik yetersizliği hem de kurtarma çabalarındaki zayıflık ve Türkiye’den yardım istemek durumunda kalmaları bağlamında ciddi eleştiriler söz konusu.

Türk savunma sanayisi

İran kurtarma ekiplerinin kendi cumhurbaşkanlarını taşıyan helikopteri bulamamaları, sonrasında Türkiye’den yardım istemeleri ve Türkiye’nin hızlı müdahalesi; üzerinde çok konuşulması gereken bir gerçeği tahkim etti. Türk savunma sanayisi, özellikle de İHA ve SİHA’ların geldiği noktada dünyada gerçekten eşsiz. Akıncı’nın Tebriz üzerinde arama çalışmaları yaparken milyonlarca kişinin Flightradar24 ve Anadolu Ajansı’ndan canlı yayında Akıncı’nın helikopter enkazını bulmaya çalışmasını izlemesi, muazzam bir kamu diplomasisi oldu. Bir kez daha gördük ki Türkiye’yi küresel güç olma yolunda zirveye taşıyacak en önemli etkenlerden birisi savunma sanayisi olacak.