Berfin Bitirim-Muhabir
Yağlı ve şekerli gıdalar hiç şüphesiz hepimizin hayatımızın parçası haline geldi. Hazır ve işlenmiş gıdalar, akşam yemeğinin ardından çayla tüketilen tatlılar, gün içinde atıştırdığımız işlenmiş paketli ürünler sağlığımız için ciddi bir tehdit oluşturuyor. Şekerli ve yağlı besinlerin zararlarını her daim bir yerlerden duyuyoruz ama geçtiğimiz günlerde yapılan bir araştırma hiç bilmediğimiz bir gerçeği ortaya çıkardı.
Bilim insanlarının yaptığı çalışmada ergenlik döneminde tüketilen şekerli ve yağlı yiyeceklerin ilerleyen yaşlarda beyinde kalıcı hasara neden olabileceğine dair endişe verici kanıtları elde edildi. Sıçanlar üzerinde yapılan deneylerin sonuçlarını ortaya koyan bulgular, erken yaşta kazanılan yanlış beslenme alışkanlıkları ile uzun vadeli nörolojik sonuçlar arasında oldukça önemli ve endişe verici bir bağlantıyı gözler önüne seriyor.
İstanbul Aydın Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkan Yardımcısı Dr. Berkin Özyılmaz Kırcali konuya ilişkin olarak Aslında.com’a önemli açıklamalarda bulundu. Dr. Berkin Özyılmaz Kırcali, ergenlik döneminde yağlı ve şekerli gıda tüketiminin beyne zararları, şeker tüketimini azaltmak için uygulanabilecek politikalar ve ergenlik çağındaki çocukları sağlıklı beslenmeye teşvik etme yöntemleri ile ilgili konuştu…
Dr. Berkin Özyılmaz Kırcali
ERGENLİK DÖNEMİNDEKİ SIÇANLAR ÜZERİNDE ÇALIŞMA YAPILDI
Bilim insanlarının fareler üzerinde yapmış olduğu çalışmanın ergen beyninin sağlıksız beslenme seçimlerinin zararlı etkilerine karşı ne kadar savunmasız olduğunu gösteren etmenlerden biri olduğuna değinen Dr. Berkin Özyılmaz Kırcali, “Araştırmacılar, kritik gelişim döneminde şekerli ve yağlı yiyeceklerin tüketiminin sıçanların beyinlerinde hatırlama bölümlerini önemli ölçüde etkilediğini, bu durumun ise geri dönüşü olmayan hasara yol açtığını ispatladılar. Bu çalışmadan elde edilen veriler, ergenlik dönemindeki kötü beslenme alışkanlıklarının sonuçlarının yetişkinlikte devam ettiğini ve sonrasında daha sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek için yapılan çabaların bile etkisiz olduğunu öne sürmesi açısından oldukça rahatsız edici görünmektedir” diyor.
“BİLİŞSEL FONKSİYONLARDA BOZULMA GÖRÜLEBİLİR”
Abur cubur ve fast food gibi şeker ve yağ içeriği yüksek besin tercihleri, ergenlik döneminde bu kadar yıkıcı etkileri olduğunu ifade eden Dr. Berkin Özyılmaz Kırcali, yüksek şeker alımının beyin fonksiyonlarını bozarak uzun süreli olumsuz sonuçlar doğmasına neden olabileceğini ifade ederek şu ifadeleri kullandı:
“Öncelikle, ergen beyninin önemli değişimler geçirdiğini ve geliştiğini, bu nedenle de beslenme de dahil olmak üzere dış etkilere karşı son derece hassas olduğunu anlamak önemlidir. Son yıllarda çocuk ve ergenler arasında yanlış beslenme alışkanlıkları ve hareketsiz yaşam tarzı obezite riskini artırmaktadır. Bu tür besinler ve beslenme alışkanlıkları sadece obeziteye ve obezite ile ilişkili ilgili sağlık sorunlarına (kalp hastalıkları, yüksek tansiyon, şeker hastalığı, hormon bozuklukları gibi) yol açmakla kalmaz, aynı zamanda beyin fonksiyonları ve yapısı üzerinde de derin ve önemli etkiler yaratır.
Örneğin yüksek şeker alımı, bilişsel fonksiyonları bozabilir, nörotransmitter dengesini bozabilir ve iltihaplanmaya katkıda bulunabilir; bunların hepsi beyin sağlığı üzerinde uzun süreli etkilere sahip olabilir ya da olumsuz sonuçlar doğurabilir”
NÖROLOJİK BOZUKLUKLARA YATKINLIĞI ARTIRIYOR
Omega-3 yağ asitleri, diyet lifi, vitaminler ve minerallerden yoksun bir beslenme düzenine şeker ve aşırı yağlı gıdaların eşlik etmesinin ilerleyen yaşlarda nörolojik sıkıntılara yol açabileceğini vurgulayan Dr. Berkin Özyılmaz Kırcali, “Bununla birlikte şekerli ve yağlı gıdalar açısından zengin bir diyet enerji, yağ, özellikle doymuş yağ asitleri ve tuz içeriğinden zengin iken; genellikle Omega-3 yağ asitleri, diyet lifi, vitaminler ve mineraller gibi optimal beyin fonksiyonu için hayati önem taşıyan temel besinler açısından eksiktir” dedi.
ŞEKER TÜKETİMİNİ AZALTMAK İÇİN NE YAPMAK GEREKİR?
Uzman isim, daha sağlıklı beslenme alışkanlıklarının teşvik edilmesi ve şeker bağımlılığının azaltılması; eğitim, politika değişiklikleri ve çevresel modifikasyonları içeren kapsamlı bir yaklaşım gerektirdiğine özellikle vurgu yapıyor. Dr. Berkin Özyılmaz Kırcali, şeker tüketiminin azaltılmasında uygulanması gereken politikalarla ilgili şu ifadeleri kullandı:
“Şeker tüketimini azaltmak ve bağımlılığın üstesinden gelmek için etkili bir strateji hem çocukları hem de yetişkinleri hedef alan eğitim ve farkındalık kampanyalarının düzenli olarak düzenlenmesidir. Okullarda ve toplum temelli alanlarda kapsamlı beslenme eğitimlerinin alanında yetkin diyetisyenler tarafından verilmesi, bireylerin bilinçli beslenme tercihleri yapmalarını ve aşırı şeker alımının beyin fonksiyonu da dahil olmak üzere genel sağlık durumları üzerindeki olumsuz etkilerini anlamalarını sağlayabilir.
Buna ek olarak, politika ile ilgilenen kurum/kuruluş ve kişiler daha sağlıklı beslenme ortamlarını teşvik edecek düzenlemelerin ve girişimlerin hayata geçirilmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Bu anlamda yapılacak düzenlemeler, şeker vergilerinin uygulanması, sağlıksız gıdaların çocuklara pazarlanmasının kısıtlanması market raf ve reyonlarının yasalar ile düzenlenmesi, sağlıksız besinler ile ilgili medya ve reklam kanunlarının oluşturulması ve gerekli hallerde yasakların getirilmesi, okullarda ve topluluklarda uygun fiyatlı, besleyici seçeneklere erişimin iyileştirilmesi gibi önlemleri içerebilir”
“GENÇLERİ SAĞLIKLI GIDALARA NASIL TEŞVİK EDEBİLİRİZ?”
Çocukları sağlıklı beslenmeye teşvik etmek söz konusu olduğunda, erken müdahale ve olumlu pekiştirmenin önemli olduğuna vurgu yapan Dr. Berkin Özyılmaz Kırcali, ebeveynlerin, bakıcılar ve eğitimciler olumlu bir örnek oluşturarak, besleyici gıda seçenekleri sunarak ve çocukları yemek planlama ve hazırlama sürecine dahil ederek sağlıklı beslenme alışkanlıklarını teşvik edebileceklerine özellikle değindi.