EŞ ARAYANLARA (1)


Laf aramızda; en çok müşteri de, hacı teyzeler, hacı amcalar ve abdestli-namazlı çevrelerden. Gerçekten mide bulandırıcı…

Buradan yola çıkarak, evlenme öncesi karar safhasında olan genç damat ve gelin adaylarınadır bu sözlerim; bir eşte aradığınız vasıflar adına net bir karar veriniz. Çünkü geri dönülmez ya da dönülmesi imkansız zor bir sürecin adıdır evlilik. 

Tabii evlilik kurumuna bakış açısı, dini, ahlaki ve örfi değerlerin şahıs üzerindeki bağlayıcılığına göre değişir bu hüküm. Ben kendi tarafımdan bakarak bunu söyledim. Yoksa, gömlek değiştirme rahatlığı içinde, yetim ve öksüz bırakma bahasına çocuklarını hiç nazara ve kale almadan eş değiştiren insanlar da var aramızda. Özellikle popüler kültürü benimseyenler arasında.

 Neyse, konumuz bu değil. 

Biz asıl eş adayları üzerinde net bir görüş ve kannate sahip olmanın gerekliliğini anlatmaya çalışacağız.

Şöyle bir metod tavsiye ederim umumi kabul görmüş gerçeklerden de hareketle. 

Genelde erkekler  ve bayanlar neyi ararlar muhtemel eşlerinde? Sırayla gidelim:

-Güzellik, yakışıklılık. Soru; fiziki güzellik mi yoksa ruh güzelliği mi? İkisi de. Amenna; ama ya ikisinden biri varsa. 

Hangisi? İşte nihai kanaate varılacak ayırım noktası burasıdır. Bence,…

-Asalet. Asalet ya nesep ile kazanılır ya da terbiye ile. Soru; asil bir aileden gelmiyor veya asil aileden olsun-olmasın, aldığı modern kültür ve terbiye (!) onu tanınmaz hale
getirmiş; bu kavşakta ne yapacağız? Bence,… 

-Servet. ‘Menkul veya gayri menkul zengini olsa da, biraz kayınpeder parası ile ahir ömrümüzde rahat etsek!’ Böyle düşünenler olabilir. 

Soru; bayan veya erkek zengin bir aileye mensup ama zenginliğin verdiği şımarıklık, laubalilik vb. her türlü vasıf üzerinde. Öte tarafta da tam anlamıyla Anadolu terbiyesi
almış, fakir bir eş adayı var ve işin garibi başka bir aday yok. Yol iki görünüyor. Hangisi? Bence,…

-Dindar.