Eski Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, İspanya'daki Katolik üniversitesi Pontificia Comillas tarafından kendisine fahri doktora unvanı verilmesi dolayısıyla gerçekleştirilen tören öncesi basın mensuplarının gündemle ilgili sorularını cevapladı.
Borell, "AB, Trump'a teslim olamaz" diyerek, AB'nin ABD tarafından getirilecek olası ek gümrük vergilerine "direnebilecek durumda olduğunu ve bunun için elinde imkanlar bulunduğunu" belirtti.
BORRELL'DEN TRUMP'IN GAZZE PLANINA TEPKİ
Trump'ın "Gazze'yi kontrol altına alma planına" ilişkin sorulara da cevap veren Borrell, "Bu topraklar için çözüm Filistinlileri sürmek, emlak pazarlamacılığı yapmak değildir. Yapılması gereken barış ve istikrar dolu bir gelecek kazandırmaktır" ifadelerinde bulundu.
Donald Trump'ın göreve geldiğinden bu yana aldığı en olumsuz kararın "İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile ilgili tutuklama kararından dolayı Uluslararası Ceza Mahkemesine (UCM) yaptırım öngören başkanlık kararnamesini imzalamak" olduğunun altını çizen Borrell, Trump'ın Netanyahu için "bir tür dokunulmazlık getirmek istemesini" eleştirdi.
AB Yüksek Temsilcisi olarak görev yaptığı süre içinde 27 AB ülkesinin Gazze konusunda "yeterince birlik olmamasından" üzüntü duyduğunu kaydeden Borrell, her şeye rağmen AB'nin UCM'yi desteklediğini, çünkü bunun uluslararası hukuk açısından olağanüstü öneme sahip bir meydan okuma olduğuna inandığını" söyledi.
ESKİ AB YÜKSEK TEMSİLCİSİ, OLASI BİR 3. DÜNYA SAVAŞINA KARŞI AVRUPA'YI UYARDI
Pontifica Comillas Üniversitesi tarafından fahri doktora unvanını almasının ardından da bir konuşma yapan Borrell, Avrupa'yı "önündeki tehlikeleri görme, harekete geçme ve birlik olma" konusunda uyarıda bulundu.
Tarihte Peloponez Savaşı olarak bilinen, MÖ 431-404 yıllarında Sparta'nın Atina'yı yenmesiyle sonuçlanan savaşa atıf yaparak, Atina'nın o dönemde uyarılara rağmen Sparta'nın gücünü küçümsediğini ve savaş olasılığını düşünmediğinden yenildiğini söyleyen Borrell, benzer bir durumun şu an Avrupa için geçerli olduğunu savundu.
Borrell, "Avrupa'nın 2. Dünya Savaşı'ndan sonra yeniden bir savaş tehdidi altında olduğunu, zaten dünyanın yarısının savaş içinde olduğunu" ifade ederek, şöyle devam etti:
"Avrupa barışa çok büyük katkılar sağladı. Barış için çok büyük tabuları yıktık. Bazen büyük başarılar, bazen daha az büyük başarılar elde ettik. Ancak günümüzde Avrupa için savaş davulları, Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinden önce çalmaya başlamıştı. Ukrayna savaşı kaybederse ne olacağının bilincinde miyiz? Dünya tahılının yüzde 45'i Rusya'nın eline geçerse ne olur? (Vladimir) Putin'in kazanmaya ihtiyacı yok ama Ukrayna'nın kazanması gerekiyor. Yeni ABD yönetimi ne yapacak bilmiyoruz ama eğer AB Ukrayna'ya yardımda tek başına kalırsa bunu yapma kapasitesine sahip mi? Zor ama yapmak zorundayız."
Borell, "Avrupa'nın hazırlıklı olmadığını ve tüm tehditlere karşı nasıl organize olması gerektiğini bilmesi gereken bir dönemden geçtiğini" belirterek, şunları aktardı:
"Sadece birlik olmak AB'yi ayakta tutar ve güçlü yapar. Küçük ülkeler ama henüz küçük olduklarını bilmiyorlar. Ancak gelmekte olan yeni dünyada bunu öğrenecekler. Hoşunuza gitsin ya da gitmesin kütleçekim yasası var ve günümüzde bu görülüyor. Avrupa şimdiye kadar bir 3. Dünya Savaşını engelledi ama buna devam edip etmeyeceğinden pek emin değilim. Bunun için birlik olmalı. Dünyanın geri kalanı da Çin ve ABD'ye bağlı yeni bir soğuk savaş olasılığına karşı birlik içinde bir AB istiyor."