13- Ailede psikolojik sorunlar. Ailede fertlerin psikolojik sorunlarına dikkat edilmelidir. Anormal davranış sergileyen aile fertleri, hiç vakit geçirmeden tedavi edilmelidir.
14- Bencillik. Günümüz insanı bencil. “Benmerkezci”, maddî çıkarları ön planda tutan, iş, kariyer, para gibi maddesel gereçler, yeni neslin olmazsa olmazları arasında. Dolayısıyla inanç, ibadet ve güzel ahlak… Sevgi, saygı, hoşgörü, sadakat gibi mânevî kavramların içi boş kalıyor. Bu yüzdendir ki, günümüz insanı doyumsuz ve mutsuz.
15- Yıkıcı eleştiride bulunmak. Sen hep böylesin. Zaten bir gün bile olsun beni dinleme¬din.
16- Genellemede bulunmak. “Hep böylesin. Böyle yaparsın. Zaten senden başkası da beklenmez. Bencilsin. Hiç değişmiyorsun.
17- Aklını okumak. Bakışlarından anladım. Sen öyle demek istemedin. Senin kafanın içinde neler var, çok iyi biliyorum. Senin ne hainlikler peşinde olduğunu tahmin ediyorum.
18- İşi yokuşa sürmek. Eşine hayatı zorlaştırmak.
19- Sürekli geçmişi getirmek. Geçmişte yaşanan kötü anıyı sürekli gündeme getirmek sıkıntı doğurur ve sorunların pekişmesi¬ne neden olur.
20- Hep kendini haklı görmek. Hatalar, yanlışlıklar iki taraftan da kaynaklandığı hâlde “Kim daha haklı?” şeklinde âdeta “mahkeme” kurulur ve sorun çıkar. Bu Sorunu gidermenin yolu; kendisinin de haksız olabileceğini düşünmekle mümkün olur.
21- Sorumluluk almamak. Aile yükünün tek tarafa yüklenmesi kişiyi aşırı strese sokup, gergin ve öfkeli yapabilir. Bu yüzden hiçbir cinsiyet ayırımı gözetmeksizin, yapılacak işleri ortaklaşa yapmaya gayret et¬mek gerekir.
22- Sözünü kesmek ve sesi yükseltmek. İletişimde en önemli husus, konuşan insanı sonuna kadar dinlemek, çok gerekliyse aralarda girmektir. Dinlememiz, an¬lamamız ve kendimizi anlatmamız gerekiyor. Bunun yolu da saygıyla dinlemek ve ses tonunu yükseltmemektir, kişiyi baskı altına almamaktır.
23- Eşlerin birbirlerine sert davranması.
24- Elinde olanların değerini bilmemek. Sağlığınızın, ailenizin, çocuklarınızın, dostlarınızın değerini bilin. Elinizde olanla mutlu olmaya çalışın.
25- Kendinize ev, araba alınca, çocuk olunca ya da başka bir olay gerçekleşince mutlu olacağını sanmak... Mutlu olmak için böyle hedefler koymayın. Mutluluk hedef değil, uzun bir yolculuktur. Aslında mutluluk uzaklarda değil, yakınımızda, bizim içimizde. Sahip olduğumuz imkânların farkında olabilirsek eğer, mutlu oluruz.
26 - Eşine zaman ayırmamak, onunla ilgilenmemek. Çiftler, akşam yemeklerini birlikte yemeye gayret göstermeli, pazar sabahları hep beraber uzun kahvaltı keyifleri yapmalıdır. Ayda birkaç kez pikniğe gidilmeli, seyahatlerden eşlere hediyelerle dönülmelidir.
27- Hatalara duyarlı olmak. Hatalar, tekrarlanmadıkça görmezden gelinmelidir. Gördüğünüz şeyi söylemezseniz hafızanızdan uçup gider, söylerseniz hafızanızda yer eder. Her olumsuzluğu söze dökmeyin.
28- Akrabaların kötülenmesi. Ne bay ne de bayan; hiç kimse, hayat arkadaşının kendi akrabalarını tenkit etmesini ya da küçümsemesini hoş karşılamaz. Bu durum mutluluğu sarsan önemli bir husustur. Zaten karı-koca olan bu fertlerin akrabaları da artık ortaktır. “Senin akraban”, “benim akrabam” tabirleri hatalıdır. Çünkü akrabalar artık müşterek olmuştur. Ancak, özellikle karşı tarafın akrabaları küçümsendiğinde ya da horlandığında nefis devreye girer ve kendisine özel pay çıkarır. Hatta kişisel tercihlerin horlanmasını ya da alaya alınması da bu çerçevede değerlendirmek mümkündür. Karşılıklı alay etmeler ve küçümsemeler sıkıntının temel faktörlerinden birisidir. Bu yüzden bu hataya düşmemek gerekir.