FETO, HAÇLILAR VE SREBRENİTSA KATLİAMI

Pensilvanya’da tapındıkları Haçlıların gölgesinde pusuya yatan,Bel’amkılıklı Fethullah Gülen diyor ki; “Haçlının ülkenizi işgal etmesi çok tehlikeli değildir. Çünkü sizinle onlar arasında kırmızı çizgiler vardır. Bir kere onlar sizin kadınınıza kızınıza ilişmezler. Mabedinize ilişmezler. İlişmemiş Haçlılar” Haçlı-Siyonist ittifakının birinci hedefi Ortadoğu’da İsrail Devleti’nin güvenliğini sağlamaktır. İkinci hedefi ise İslâm Coğrafyasını küçük küçük parçalara ayırıp, kendilerine biat edecek yönetimleri başa getirmek, sonrada yeraltı ve yeryüzü kaynaklarını kökten sömürmek. Tarihin derinliklerindeki Haçlıların yaptığı işgaller, vahşet, katliam, tecavüz ve talanlar ciltler dolusu kitaplara konu oldu. Çağdaş Haçlılar ABD ve AB ülkeleri ve müttefikleriningünümüzde Afganistan’da, Irak’ta, Libya’da, Suriye’de ve İslam Coğrafyasının farklı bölgelerindeki işgalleri, toplu katliamları ve sömürüleri en vahşi şekildehala devam ediyor. Yakın tarihimizde, Bosna’da binlerce Müslüman’ın vahşice katledilmeleri bile Feto’nunyalancılığının,ve şirazesinin iyice kontrolden çıktığının göstergesidir Srebrenitsa’da ve DünyadaMüslümanlarla Haçlılar arasında neler olmuştu da Haçlılara sevdalı Fetobunları göremiyordu. Haçlılar, Avrupa’nın göbeğinde Müslüman bir topluluk istemiyorlardı. Yugoslavya’nın çöküşünü fırsat bilip,1992 yılında Müslüman Boşnaklara karşı yok etme hareketini başlattılar. Çetelerden oluşan ölüm timleri, Müslümanlara ait her yeri yakıp yıkıp, yağmalıyor, önlerine çıkanları öldürüyor, kadınlara tecavüz ediyorlardı. Gerekli önlemleri almayan modern Haçlıların organize şer örgütleri BM ve NATO’nun olaylara yaklaşımı Sırpları iyice cesaretlendirdi. Bosna’nın doğusunda Srebrenitsa’da düşmana karşı büyük bir direniş gösteriyorlardı. Birçok Müslümanda buraya sığınmıştı. Fakat şehirde elektrik yoktu, su yoktu, açlık ve hastalık başlamıştı. Gelen yardımlar Sırpların kuşatmasından dolayı Srebrenitsa’ya ulaşamıyordu. Sadece BM Barış Gücü yardımıyla çok az gıda içeriye ulaşabiliyordu. Nihayetinde bundan tam 22 yıl önce, 11 Temmuz 1995 tarihinde Avrupa’nın göbeğinde, Birleşmiş Milletler Örgütü (BM) ve NATO ülkelerinin gözleri önünde SREBRENİTSA’da kan donduran bir soykırım yaşandı. Srebrenitsa katliamı II.Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa’da yaşanmış ve belgelerle kanıtlanmış en büyük insan katliamı olarak tarihe geçti. BM tarafından “güvenli bölge” ilan edilen Srebrenitsa’da Sırplar katliama başlamadan önce, Müslümanların silahları, Birleşmiş Milletler Barış Gücü askerleri tarafından toplatılarak savunmasız bırakıldılar. Birleşmiş Milletler Barış Gücü komutanı HollandalıgeneralThomKarremans, silahları ellerinden alınmış ve savunmasız bırakılmış Müslümanları ve Srebrenitsa şehrini elleriyle Sırplara teslim etti.Ne acı bir gerçek ki, barışın ve güvenliğin savunucusu olması gereken BM Barış Gücü, katliamın ve soykırımın bir numaralı teşvikçisi, hamisi ve sorumlusu oldu. Sırplar bütün dünyanın gözleri önünde, Avrupa’nın göbeğinde,kâinatın soytarısı Feto’nun yere göğe sığdıramadığı Haçlıların gözetiminde ve kontrolünde katliamlarına başladılar.11 Temmuz 1995 tarihinde 10.000 kişiyi esir aldılar. 5 gün süren katliamda en az 8372 masum, sırf Müslüman oldukları için öldürüldüler. Büyük, küçük, yaşlı genç demeden öldürüldüler. Toplu katliamda oluk oluk kan akıttılar. Cesetlerini paramparça edip, ziynet eşyalarını çaldılar. Cesetlerin bir kısmını yaktılar. Kadınlara tecavüz ettiler. Sonrada toplu mezarlara gömdüler. Haçlılar çirkin yüzlerini ve Müslümanlara düşmanlıklarını bir kez daha acımasızca sergilediler. Unutmayalım ki; Haçlılar, 15 Temmuz 1099’da Kudüs’ü işgal etti. Feto, 15 Temmuz 2016’da Haçlıların İslâm Coğrafyasına tamamen çökmesi için önünde ki en büyük engel olarak gördükleri Türkiye’yi Haçlılara peşkeş çekmeye çalıştı. Feto, İslâm Dininde tahrifat yapmaya çalışan ve Haçlıların işgaline zemin hazırlayan kardinalin kölesi hainimiz. Haçlılar tarihi düşmanlarımız. Bosna bizim Balkanlar’daki mirasımız. Bunlardan ders çıkarmak için, yeni tuzaklara düşmemek için ne CIA ve MOSSAD tasmalı hainleri, ne Haçlıların zulümlerini ne de Srebrenitsa soykırımını ne unutacağız ne de unutturacağız. Hafızalarımızda her dem taze ve diri tutacağız. Bütün bunları nesilden nesile aktaracağız.