Erbakan’ın Başbakan olduğu dönemde silahlı kuvvetlerde eşi başörtülü olan askerlere karşı bir sürek avı başlar. Gladyo’dan gelen talimata göre eşi başörtülü olan bütün askerler ordudan atılacaktır. Çünkü hazırlıkları devam eden darbe yapılanmasında bu askerlerin engel olacağından endişe edilmektedir. Gülen’e göre de yılanın başı küçükken ezilmeli ve orduda dindar olan bütün askerler atılmalıdır.
Nitekim eşinin başını açmayan bazı Fetocular dahi ordudan atılırlar. Çünkü bunlar emir dinlememişlerdir. Zaten darbeci zihniyete sahip olan dine düşman bazı generaller de bu işten büyük keyif alırlar. Orduda terfi için en önemli kıstas “ne kadar eşi başörtülü asker attığı” sayılmaktadır.
28 Şubat 1997 döneminde benimde içinde bulunduğum 10 bin civarında asker ordudan resen emekli edilerek ayrılmak sorunda kalmıştır. Yetmedi işi üniversite öğrencilerine kadar uzatmış ve başörtülü kızlar okuldan atılmışlardır. Hızını alamayan darbeciler öğretmenlere de bulaşmış başörtülü oldukları gerekçesi ile binlerce öğretmenin işine son vermişlerdir.
Bu dönemde Feto’nun darbecilere karşı tavrı çok belirgin olup darbeci askerleri desteklemeye devam etmiştir. Buna mukabil Erbakan hükümetine iktidarı bırakmasını söyleyecek kadar ileri gidebilmiştir.
Nitekim 1997 yılında Darbeci Çevik Bir’le yakın adamlarından Alaattin Kaya görüşmesi yapılmış Erbakan’a açıkça karşı çıkılmıştır. 1999’da Başbakan Bülent Ecevit-Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan’ın yardımıyla Feto, Amerika’ya gider. Kendisine kamu görevlilerine mahsus yeşil pasaport verilmiştir. Pasaportta anne ismi olarak Yahudi adı olarak “Rabin” yazılmıştır. Çok ilginç olarak aynı yıl PKK lideri Abdullah Öcalan(Apo) CIA tarafından paketlenerek Türkiye’ye teslim edilir. Böylece ABD’nin Türkiye’yi bölüp parçalama projesi yeni bir safhaya geçmiştir. Graham Fuller’in yeni Ortadoğu ve ılımlı İslam projesine uygun olarak yeni başkan Bush ve diğer etkili lobi olan Neo-Conlar FETÖ üzerinde etkili olmuşlardır.
2001 Yılında Türkiye’ye ekonomik darbe vurulmuş IMF valisi Kemal Derviş ülkemize getirilmişti. Fakat 2002 Seçimlerinde beklenmeyen sonuç. Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki AK Parti’nin zaferi, Feto’yu derinden sarsmıştı. Bununla birlikte hükümetin altını oydukları halde zahirde iyi ilişkiler göstermekten çekinmediler.
Feto, 2003-2008 arasında Amerika’nın gizli operasyonlarını yürütmüş birçok kişinin suikasta uğrayarak öldürülmesinde rol oynamıştır. Bu durum sadece 15 Temmuz 2016 darbesi ile değil derin ilişkiler nedeni ile gerçekten de terör örgütü olduğunu bihakkın ispat etmiştir.
2008’de Ergenekon yargılamaları esnasındaki rezaletler sayesinde dava murdar edilmiş darbeci generaller tamamen aklanarak işledikleri suçlardan kurtulmuşlardır. Şimdilerde orduevlerinde rakılarını içerken FETÖ mensubu yargıçların kendilerine yaptığı iyilikleri unutmamaktadırlar.
FETÖ yargıçları ve CHP tarafından bu yıllarda AK Parti’nin kapatılma davası gündeme sokuldu. Kılpayı ile de olsa Anayasa Mahkemesi kararı ile Ak parti kapatılmaktan kurtuldu.
2009 yılında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İsrail’e “one mınute” çıkışı sonrasında Yahudi Lobisi ve ABD son ve güçlü darbeyi vurmaya karar verir. Bu maksatla Feto’yu yeni bir usulle sahneye çıkarırlar.
MİT Başkanı Hakan Fidan’ın tutuklanması sürecini Erdoğan ameliyat masasını terk etmek pahasına önler. Yargı, emniyet güçlerinin açık saldırıları ve “Gezi parkı eylemleri”15 Temmuz 2016 darbesi için bir hazırlık olmuştur. Sonunda darbeciler tanklar ile hücum etmesine rağmen halkımızın direnişi ile karşılaşmış FETÖ örgütüne ve darbeci askerlere unutamayacakları bir ders vermiştir.
Elbette belirli bir kronoloji ile ifade etmeye çalıştığım Feto’nun mahiyeti bu kadarla sınırlı değildir. Hiç kimsenin haberi olmamış nice fenalıklar bu örgüt aracılığı ile işleme sokulmuş nice ocak yanmış yakılmıştır. Feto’nun fenalıklarını tamamıyla çözmek için ancak ruz-i mahşerde mümkündür. Fakat araştırmacılar Feto’yu bütün yönleri ile ele alarak foyasını çıkarmak için çaba sarf etmelidirler. Bu iş bir iki tane yazarın çalışması ile ortaya konulamayacak derecede ciddi bir sorundur, vesselam…