Filistin Diplomasi Merkezi, "İbrani gazete ve medyada yer alan içerikler ve işgalci İsrail’in yetkililerinin Aksa Tufanı ve Gazze savaşı hakkındaki önemli açıklamalarını dikkate alarak", soykırımcı siyonist İsrail saldırılarının 391. gününde İsrail cephesine yönelik gözlemlerine ilişkin bi rapor yayımladı.
"Soykırımın 391. Gününde İsrail Cephesi" başlığı ile yayımlanan raporda, Gazze'nin kuzey kesiminde askeri gerginliğin gittikçe artmakta olduğu vurgulandı.
"DİPLOMASİ ALANINDAKİ ATMOSFER SAHAYA YANSIMIYOR"
Raporda, İşgalci İsrail'in, Beyrut ve Lübnan'ın iç bölgelerini hedef almaya devam ederken Hizbullah'ın ise füze ve insansız hava araçları kullanarak karşılık vermekte olduğu belirtilirken, diplomasi alanında yaşanan atmosferin hiçbir şekilde sahaya yansımadığına dikkat çekildi.
İSRAİL, MEVCUT DİRENİŞTEN VE DAHA FAZLA KAYIP VERMEKTEN KORKUYOR
Raporda, "Kara savaşı devam ediyor ve İsrail hala sınır bölgesini geçmekte isteksiz davranmaktadır. İsrail, direnişin ön hatları için ikmal alanı sağlayan bölgelere yapılacak muhtemel bir harekât hazırlığında olduğunu ima etmektedir. Ancak operasyonel kaygılar işgalci İsrail’i saldırıyı hızlandırmaktan alıkoyuyor. Buna ilaveten mevcut direniş ve daha fazla kayıp verme korkusu da buna eklenebilir." denildi.
İbranice Kanal 12'de yayınlanan bir rapora göre Hochstein'ın siyasi çabalarının başarılı olmadığı ifade edilirken, "Aynı raporda ABD heyetinin Lübnan'a uğramadan Washington'a dönmesinin, ortada halen bazı aşılamayan engeller olduğuna işaret ettiği ifade edilmiştir." denildi. Kanal 12’nin ifade ettiği rapor ve haberin, ABD seçimlerini etkilemek ve Biden yönetiminin diplomatik çabalarında başarısız görünmesini engellemek amacıyla gerginliği düşürme niyetiyle yapılmış gibi görünmekte olduğuna işaret edildi.
"Ayrıca bu denklemde kanal 14'ün Netanyahu hükümetinin gerçek yönelimini öğrenmek için önemli bir kaynak haline geldiğini de ifade etmek gerekir. Kanal 14’ün Şabat tatilinden sonra yayınladığı 'Vatanseverler' programında siyasi gelişmelerle ilgili gerçekleri ifade ettiğini belirtmek gerekir." denilen raporda, işgal rejiminin, İran'ın yakın bir zamanda kaçınılmaz bir yanıt vereceğini dile getirmekte olduğuna ve bunun da Irak'tan geleceğini düşünmekte olduğuna işaret edilirken, "Ancak İran'ın karşılık verme hazırlığı konusunda çelişkiler bulunduğunu belirtmektedirler." ifadeleri kullanıldı.
Öte yandan, Netanyahu'nun Trump’ın yeniden iktidara gelmesine olan güveninin, İran yanıtını etkileyebileceği yönünde ihtimallere yol açtığı kaydedildi.
Raporun devamında şu bilgilere yer verildi:
"İşgal rejimi, İran’ın tüm İsrail hedeflerini aynı anda vurmayı planladığını ifade etmektedir. Ancak, düşmanın kendi adımlarını anlamak veya vereceği misillemenin zamanını öngörmek istemediği açıktır; bu durumda, kendi halkını bekleyiş ve belirsizlik içinde bırakmamaktadır.
GAZZE'NİN KUZEYİNE SALDIRILAR VE İSRAİL'İN SÜRGÜN POLİTİKASI
Gazze'nin kuzeyinde askeri operasyonlar devam etmekte; bu operasyonlar, korku yaratma ve açlık yoluyla müzakerelerde Netanyahu'nun pozisyonuna uygun talepler elde etmeyi amaçlamaktadır. Ayrıca sürgün politikası, işgalci İsrail’in stratejik vizyonunun bir parçası olarak kalmaktadır. İsrail hükümeti, şu anda bir anlaşmaya yol açabilecek herhangi bir yol haritası geliştirmemektedir.
İsrail bankacılık sisteminin Batı Şeria'daki bankalarla olan ilişkisinin bir ay süreyle uzatılması, ABD Dışişleri ve Hazine Bakanlarını kızdırmıştır. Bu durum, mali ve ekonomik güveni, siyasi ve sosyal istikrarı olumsuz etkileyecektir. Bu karar, Netanyahu tarafından ABD yönetimine verilen sözlerle çelişmektedir.
TUTUKLU VE GÖZALTINDA BULUNAN AİLELER
Tutuklu ve gözaltındaki ailelerin siyasi sahnede etkili olamaması ve mücadelesine güven duymaması nedeniyle, serbest bırakılmaları için koalisyon üyeleri ve bakanlarla bir araya gelme kararı alınmıştır.
Smotrich, tutuklu aileleriyle yaptığı toplantıda tutumunu değiştirmiş ve "Pazarlıkları incelemeden reddetmekte yanıldım. Herhangi bir pazarlık hakkında görüş bildirmeden önce detaylarını inceleyeceğim. Sadece eşekler, kararlarını değiştirmeyen ve hatalarından ders almayan varlıklardır." demiştir.
Maariv'in yaptığı bir anket, Likud’un önceki anket sonuçlarından geri adım attığını göstermekte; Smotrich'in seçim barajını geçerek dört sandalye kazanmasıyla koalisyonun oy oranının 52'ye yükseldiğini ortaya koymaktadır. Bu durum, Likud'un yeniden toplanması ve askerlerin geri dönüşü ile Hizbullah ile savaşı durdurma konusundaki tartışmaların yeniden gündeme geldiğini göstermektedir.
NETANYAHU ABD SEÇİM SONUÇLARINI BEKLİYOR
Netanyahu, ABD seçimlerinin sonuçlarına göre tavır takınmaya hazırlanmaktadır. Trump'ın kazanması durumunda, savaşı kendi şartlarına göre sonlandırmayı planlamakta; Harris’in kazanması durumunda ise Gazze'deki savaşın sona ermesi ve bir takas anlaşması sağlamak üzere hükümeti yeniden yapılandırmayı hedeflemektedir.
Haredi Şas hareketi, hükümete eğitim bütçelerini dikkate almazsa tehditlerde bulunmakta; benzer şekilde, İç Güvenlik Bakanı Ben Gvir de aynı sebeplerle hükümet ve Knesset’te oylama yapmamayı gündeme getirmiştir.
Milyarder Yahudi Haim Saban, Cumhuriyetçi ve Demokrat yetkililerle yaptığı görüşmelerde, Kamala Harris’in seçilmesinin Trump ve destekçilerinin iç savaş çıkarmasına yol açabileceği endişesini taşımaktadır.
ÜRDÜN SINIRI VE GÜVENLİK TEDBİRLERİ
Ürdün sınırı, farklı yoğunluklarda ama sürekli bir direniş faaliyetine sahne olmaktadır. Bu durum, İsrail’i sınır hattını korumak amacıyla bir birlik kurmaya sevk etmiştir. Direniş eylemlerinin artışı ve Ürdün yönetiminin istikrarına yönelik tehditler, bu önlemin alınmasına yol açan başlıca etkenlerdir. Bugün sınıra yakın bölgelerde gerçekleştirilen güvenlik tedbirleri ve Ürdün ordusu tarafından Ceraş bölgesinde bir uçağın düşürülmesi, doğu cephesinin daha çok dikkatleri üzerine çekmesine neden olmaktadır.
Irak direnişi, Eilat’a doğru üç, kuzey sınırına ise iki insansız hava aracı fırlatarak operasyonlarını sürdürmektedir. Irak direnişinin çabaları dikkat çekici hale gelmiş ve dün gerçekleştirilen saldırılar, savaşın başlangıcından bu yana en büyük darbe olarak kaydedilmiştir.
Ensarullah, Eilat Limanı’a giden gemilere deniz trafiğini kapatma eylemlerine devam etmektedir. Bu durum, işgalcilere yönelik uygulanan deniz ablukası stratejisinin bir parçası olarak değerlendirilmektedir."