Fransa, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun da aralarında bulunduğu İsrailli liderlerin yanı sıra Hamas liderleri hakkında tutuklama emri talep eden Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM) bağımsızlığını destekleyen bir açıklama yaptı. Agence France-Presse'nin haberine göre, Fransa Dışişleri Bakanlığı "Fransa, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin bağımsızlığını ve dokunulmazlığını her durumda destekliyor" ifadesini kullandı.
Bakanlık, Hamas'ın 7 Ekim'de İsrail'e saldırısı sırasında "işkence ve şiddet eylemleriyle birlikte Yahudi karşıtı katliamlar" yaptığını belirterek bu eylemleri de kınadı.
Ayrıca Fransa, İsrail'i "uluslararası insan haklarına uyması" ve özellikle Gazze Şeridi'ndeki "kabul edilemez düzeydeki sivil kayıplar" konusunda uyardığını da belirtti.
NETANYAHU HAKKINDA TUTUKLAMA TALEBİ
Uluslararası Ceza Mahkemesi Savcısı Karim Khan, Gazze'deki savaş nedeniyle Netanyahu ve Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında tutuklama emri başvurusunda bulunduğunu açıkladı.
Khan ayrıca, İsmail Haniyeh ve Gazze şefi Yahya Sinwar da dahil olmak üzere Hamas'ın liderlerinin, 7 Ekim'deki saldırı sırasında İzzettin El Kassam Tugayları'nın işlediği eylemlerden dolayı "cezai sorumluluk taşıdıklarını" söyledi.
BIDEN YİNE İSRAİL'E ARKA ÇIKTI
İsrail'in bir numaralı destekçisi ABD'nin Başkanı Joe Biden, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin İsrailli yetkililerin tutuklanması talebiyle yaptığı başvuruyu "çirkin" olarak nitelendirdi. Biden açıklamasında, "UCM savcısının İsrailli liderler hakkında tutuklama emri başvurusu yapması çirkindir. Açık konuşayım: Bu savcı ne ima ederse etsin, İsrail ile Hamas arasında hiçbir denklik yoktur. Güvenliğine yönelik tehditlere karşı her zaman İsrail'in yanında olacağız." dedi.
Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısı, Netanyahu ve İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant da dahil olmak üzere üst düzey Hamas ve İsrailli yetkililerin "savaş suçları" ve "insanlığa karşı suçlar"dan tutuklama emri istediğini söyledi.
Netanyahu ve Gallant, imha, savaş yöntemi olarak açlığa neden olmak, insani yardım malzemelerini engellemek ve sivilleri kasten hedef almakla suçlanıyor.
Hamas liderleri ve yetkilileri Yahya Sinwar, Muhammed Deif ve İsmail Haniyeh'e yönelik suçlamalar ise; imha, cinayet, rehin alma, tecavüz, saldırı ve işkence.
İSRAİL VE FİLİSTİN NE TEPKİ VERDİ?
İsrail hükümetinin üst düzey isimleri UCM talebine tepki gösterdi. İsrail Dışişleri Bakanı Israel Katz ise söz konusu tutuklama talebini "skandal" olarak tanımladı ve bu talebin "7 Ekim kurbanlarına saldırmakla eşdeğer olduğunu" söyledi.
Aşırı sağcı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, "UCM'nin dağıtılması gereken siyasi ve Yahudi karşıtı bir mahkeme" olduğunu ileri sürdü. Devamında, "Onlara karşı tutuklama emri hepimize karşı tutuklama emridir" diye ekledi.
İsrail Devlet Başkanı Isaac Herzog ise tutuklama talebinin "tek taraflı" ve "kötü niyetli" olduğunu söyledi.
Hamas'ın üst düzey yetkilisi Sami Ebu Zuhuri, "kurbanı cellatla eşitlediğini" ve "İsrail'i Gazze'deki imha savaşını sürdürmeye teşvik ettiğini" belirterek UCM'nin başvurusuna tepki gösterdi.
Filistin Kurtuluş Örgütü'nden (FKÖ) Wasel Abu Youssef da "kurbanın kim olduğu konusunda kafa karışıklığı yaşandığını" belirterek, "Filistin halkının kendini savunma hakkı var. UCM'nin Gazze Şeridi'nde soykırım suçlarını araştıran İsrailli yetkililere karşı tutuklama emri çıkarması gerekiyor." dedi.
İSRAİL, GAZZE'YE GÖNDERİLEN YARDIMLARI ENGELLİYOR
Öte yandan, Birleşmiş Milletler yetkilileri, Refah geçiş noktasının kapalı kalması ve ABD yapımı iskeleden BM deposuna iki gündür hiçbir yardım ulaştırılmaması nedeniyle Gazze'deki Filistinliler için Mısır'da yiyecek ve ilaç biriktiği konusunda uyardı.
Kıdemli BM yardım yetkilisi Edem Wosornu, Gazze halkına yetecek düzeyde malzeme ve yakıt bulunmadığını söyledi. Wosornu, "Gazze'de olup biteni anlatmaya kelimeler yetmez. Biz bunu bir felaket, bir kabus, bir dünya cehennemi olarak anlattık. Bunların hepsi ve daha da kötüsü” sözleriyle Gazze'de yaşanan insani krizi dünyaya duyurmaya çalıştı.
Gazze'deki hastanelerden birinde mahsur kalan Avustralyalı hekim Dr. Modher Albeiruti, Avustralya hükümetini kendisini ve meslektaşlarını dışarı çıkarmak ve ek tıbbi yardım sağlamak için daha fazlasını yapmaya çağırdı. Albeiruti, İsrail'in bu ay Refah sınır kapısının Filistin tarafının kontrolünü ele geçirmesinden bu yana Han Yunus'taki Avrupa hastanesinde mahsur kalan 16 uluslararası doktor ve sağlık çalışanı arasında yer alıyor.