İsrail ordusu, 7 Ekim'den bu yana Gazze'ye düzenlediği saldırılarda yaralı ve hastaların yanı sıra yerinden edilmiş binlerce Filistinlinin sığındığı hastaneleri hedef almaya devam ediyor.
Londra merkezli araştırma grubu Forensic Architecture; medya kuruluşları Al Jazeera, Al Araby ile Shehab Haber Ajansı'nda yayımlanan ve "Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki hastanelere, hastane çevrelerine ve tıbbi altyapıya yapılan İsrail saldırıları"nı anlatan yüzlerce haberi analiz etti.
Analizde, İsrail'in, söz konusu hastaneleri bombalayarak kullanılamaz hale getirmesi, harita üzerinden kronolojik şekilde hareketli grafiklerle ele alındı.
İsrail'in bölge genelindeki hastanelere yönelik saldırıları, "hastane çevresini hedef alan saldırılar, doğrudan hedefleme, kuşatma ve işgal" şeklinde tanımlanarak, saldırıların "tekrarlı ve tutarlı bir saldırı modelini" ortaya koyduğu vurgulandı.
Söz konusu saldırılar, Gazze'nin kuzeyindeki hastaneleri servis dışı bıraktı.
İsrail, 2 Kasım itibarıyla hastanelerin yarısını hizmet dışı bıraktı
Gazze'nin kuzeyindeki Beyt Hanun ve Ed-Durra hastaneleri, 14 Ekim itibarıyla İsrail güçleri tarafından hizmet dışı bırakıldı.
İsrail güçleri, 31 Ekim'de bölgeyi işgal ederken, Endonezya, Şifa, Rantisi Çocuk, Kudüs, el-Ehli Baptist, Türk-Filistin Dostluk ve Vefa hastanelerinin çevresini bombaladı.
Gazze'nin kuzeyindeki hastanelerin neredeyse yarısı, 2 Kasım itibarıyla hizmet dışı kaldı.
Bu süreçte Gazze'nin kuzeyinde yer alan diğer bölgelerdeki askeri faaliyetler nedeniyle 5 hastane (Kudüs, Şifa, Rantisi Çocuk, Kemal Advan, Endonezya), zorla yerlerinden edilen binlerce kişiye sığınak oldu.
Kısmen işlevsel olan son hastane de 18 Aralık'ta işgal edildi
Hava saldırıları, 2-7 Kasım tarihlerinde ise doğrudan Rantisi Çocuk ve el Ehli hastanelerini hedef alırken, saldırılar bu hastanelerin hizmet dışı kalmasına sebep oldu.
İsrail ordusu, 11 Kasım'da Kudüs ve Şifa hastanelerini kuşattı. 24 Kasım itibarıyla da Endonezya, Şifa ve Rantisi hastaneleri İsrail ordusu tarafından işgal edildi ve hizmet dışı bırakıldı.
18 Aralık gecesi, Gazze'nin kuzeyinde kısmen işlevsel son hastane olan el Ehli Hastanesi işgal edildi ve hastane hizmet dışı kaldı.
Gazze'nin kuzeyindeki kısmen işlevsel 4 hastane, elektrik ve malzemesiz
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), 19 Aralık itibarıyla tamamı güneyde olmak üzere Gazze'deki 36 hastaneden 9'unun kısmen işlevsel olduğunu bildirdi.
Gazze'nin kuzeyinde ise halihazırda 4 hastane, hastalara asgari düzeyde hizmet sunuyor.
Söz konusu 4 hastanede elektrik ve malzeme olmazken, etrafı İsrail güçleri tarafından kuşatılmış durumda.
İsrail'in Gazze'yi işgalinde 7 Ekim sonrası
Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, "Filistinlilere ve başta Mescid-i Aksa olmak üzere kutsal değerlere yönelik sürekli ihlallere karşılık verme" gerekçesiyle İsrail'e 7 Ekim'de kapsamlı saldırı düzenledi.
İsrail, 7 Ekim'deki saldırılarda 1200 İsraillinin öldüğünü, 5 bin 132 kişinin de yaralandığını açıkladı.
İsrail'in Gazze Şeridi'ne saldırılarında en az 8 bini çocuk, 6 bin 200'ü kadın olmak üzere, 20 binden fazla Filistinli öldürüldü, 52 bin 600’den fazla kişi de yaralandı. Enkaz altında binlerce ölü olduğu bildirilirken, halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumları hedef alınarak sivil altyapı tahrip ediliyor.
İsrail ordusu, Gazze Şeridi'ne saldırılarının başladığı 7 Ekim'den bu yana, 137’si karadan işgal sürecinde olmak üzere 469 askerinin öldürüldüğünü duyurdu.
Çatışmalara 24 Kasım'da 4 günlüğüne verilen ve daha sonra 3 gün daha uzatılan "insani arada" 81 İsrailli ve 240 Filistinli esir karşılıklı serbest bırakıldı. Öte yandan İsrail, binlerce Filistinliyi alıkoyup hapsetmeye devam etti.
İşgal altındaki Batı Şeria ve Kudüs'te de İsrail güçleri ve yasa dışı Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında 304 Filistinli hayatını kaybetti.
İsrail ordusu ile Hizbullah arasında 8 Ekim'den bu yana sınırda devam eden çatışmalarda 26 Lübnanlı sivil, 118 Hizbullah mensubu ile 5 İsrailli sivil ve 6 İsrail askeri öldü.
Gazze'de silah zoruyla abluka altında yerinden edilen 1,9 milyon Filistinli, barınma, gıda, temiz su, ilaç ve sağlık hizmetlerinden yoksun şekilde yaşam mücadelesi veriyor.