Gazze Şeridi'nde gazetecilik yapan Filistinli gazeteci Mumin Fayiz Kureyki, mesleğinde yaşadığı zorlukları ve İsrail'in bölgeye yönelik saldırılarında hedef alındıklarını anlattı.
Kureyki, "Gazze'de gazetecilik yapıyorum. Bu mesleği 18 yıldan fazla süredir sürdürüyorum. Bu süre zarfında 3 kere yaralandım ve yaralanmalarımdan birinde de bacaklarımı kaybettim. İşgalci İsrail tarafından, 2008'deki doğrudan hedef alındığım saldırıda 2 bacağımı kaybettim" diye konuştu.
Gazze Şeridi'nde İsrail'in meslektaşlarını doğrudan hedef alan saldırılarına rağmen hala gazeteci ve kameraman olarak mesleğini devam ettirdiğini kaydeden Kureyki, İsrail'in düzenlediği saldırılarla iş yerinin birkaç kez vurulduğunu ve iş yerini kaybettiğini, ayrıca kendisinin ve evinin de birkaç kez saldırılara maruz kaldığını dile getirdi.
Kureyki, Gazze'de gazeteciliğin zorluklarına ilişkin şunları dedi:
"Dünyanın en sıcak gelişmelerinin yaşandığı bölge olan Gazze Şeridi'nde çalışan biz gazeteciler doğrudan hedef alınıyor ve suikastlara uğruyoruz. Bunun nedeni de işgalci İsrail, burada yaşananlarla ilgili bir görselin veya hikayenin bölge dışına aktarılmasını istemiyor.
İsrail, açtığı çoğu savaşta buradan dünyaya bir mesaj gitmesin diye biz gazetecileri hedef alıyor; suikastlar düzenliyor. Tüm bunlara rağmen şu anda olduğu gibi işimi yapmaya devam edeceğim."
SALDIRIDA ÇOCUKLARI KURTARMASINDAN SONRA ARACI DA İSRAİL TARAFINDAN VURULDU
Saldırılar sırasında Gazze kentinin Şeyh Rıdvan Mahallesi'nde 2 çocuğu kurtardığını aktaran Kureyki, olayla da ilgili bir video yayınladığını söyledi.
Kureyki videoda, Şeyh Rıdvan Mahallesi'nde bir evin bombalanmasına ait görüntülerin yer aldığını ifade etti.
Olay anında kendisiyle birlikte iki meslektaşının daha olduğunu belirten Kureyki, olay yerinde herhangi bir araç olmadığını; yaralıların yıkılan evin enkazından çıkmaya çalıştığını aktardı.
Kureyki, "Ben de 2 çocuğu kurtararak hastaneye ulaştırdım. Gazze'de sivillere yönelik hava bombardımanı devam ediyordu, hastane yolundayken aracım da vuruldu" diye konuştu.
İNSANLIĞIN MESLEĞİNDEN ÖNE GEÇTİĞİ ANLAR
Gazeteciler olarak bir mesaj vermek istediklerini aktaran Kureyki, şunları ifadelerde bulundu:
"Sonuç itibariyle yaptığımız işle insanların hikayelerini, acılarını ve işgalci İsrail'in Filistinli sivillere yönelik işlediği soykırım suçlarını aktarmaya çalışırken canımızın yanı sıra araçlarımız ve ekipmanlarımız da hedef alınıyor."
Kureyki, İsrail saldırısında 2 çocuğu kurtarmaya çalıştığı anlarla ilgili, "Kim bir can kurtarırsa bütün insanların hayatını kurtarmış gibi olur" ilkesine olan inancını ve gazeteciliğin insanların hayatını kurtarmayı da içeren insani bir meslek olduğunu göstermek istediğini belirtti.
Filistinli gazeteci, insanların hayatını kurtarma fırsatını bulduklarında ekipmanlarını ve mesleklerini bir kenara bırakıp insanları kurtarmaya odaklandıklarını vurguladı.
Kurtardığı çocukların kendi çocuklarıyla yaşıt olduğunu söyleyen Kureyki, "2 çocuğu görünce kendi çocuklarım aklıma geldi ve onları orada bırakmaya vicdanım el vermedi. O anda çekimlere ara verdim, çünkü yardım edecek kimsenin olmadığı o mekanda onları kurtarmak, aktarabileceğim mesajdan daha önemliydi" ifadesinde bulundu.
Kureyki, sonrasında mesleğine kaldığı yerden devam ettiğini; yolda seyir halindeyken ve sonrasına dair çekimler yaptığını ve yayınladığını aktardı.
Filistinli gazeteci, bu videoyla da "insan hayatının kurtarılması ve savaşın durması gerektiği" mesajını vermek istediğini kaydetti.
Gazzeli Kureyki, sözlerine şunları dedi:
"İşgalci İsrail bizleri hedef alarak öldürüyor ancak bizler insani mesajımızı ve Gazze Şeridi'ndeki insanların yaşadığı acıları aktarmaya devam edeceğiz."
Gazze'deki hükümetin Medya Ofisinden yapılan yazılı açıklamada, 7 Ekim 2023'ten bu yana İsrail ordusunun saldırıları altındaki Gazze Şeridi'nde 168 gazeteci öldürüldüğü belirtilmişti.
İsrail'in 10 ayı aşkın süredir Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda en az 16 bin 314’ü çocuk, 10 bin 980’i kadın olmak üzere 39 bin 897 Filistinli öldü, 92 bin 152 kişi yaralandı.
Enkaz altında halen binlerce ölü olduğu bildirilirken, halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumları hedef alınarak sivil altyapı da tahrip ediliyor.